Makalesinde, “Gerçek şu ki, Ağbal siyasetlerinin hiçbir alternatifi yok. Merkez Bankasındaki, Şahap Kavcıoğlu liderliğindeki yeni idare, kur müdahalesi ile lirayı makul bir çizgide tutmaya çalışırken, piyasalar bu reaksiyonun çeşitli sınırlamalarla karşı karşıya olduğunu biliyor” tabirlerine yer veren Ash şöyle devam etti:
“Mevcut durumda, Türkiye’nin brüt döviz rezervleri yaklaşık 92 milyar dolar; kullanılabilir likit döviz rezervleri (altın ve takas mutabakatları yoluyla borçlanma hariç) sadece 25-30 milyar dolar ve net döviz rezervleri de eksi 46 milyar dolar seviyesindedir… Brüt rezervlerin daha da düşürülmesi ve net rezervlerin negatif bölgeye daha da itilmesi, finans bölümüne yönelik temel bir itimat kaybına ve bugünkünden daha sistemik bir krize neden olur.”
“15 MİLYAR DOLARLIK BİR ÇIKIŞ NEREDEYSE KESİN”
İşte, Ash’in makalesinden satır başları:
“Türkiye, 250 milyar dolar aralığında bir brüt dış finansman ihtiyacı ile karşı karşıyadır. Vadesi dolan dış borç ile kısa vadeli borcunu ödemesi ve 12 aylık cari açığını kapatması için muhtaçlığı olan meblağ budur.”
“Erdoğan uzun vakittir IMF’ye başvurmayı reddediyor, lakin ondan, ‘asla, asla dememeyi öğrendik’”
“Yatırımcıların Türkiye’ye yönelik itimadı artık açıkça alarm veriyor. Kasım ayından bu yana geri dönen portföy girişlerinde yaklaşık 15 milyar dolarlık bir ayrılma ihtimali artık epey yüksek ve ortodoks siyasetlere süratli bir geri dönüş gözlemlenmedikçe giden bu sermaye kolay kolay geri dönmeyebilir. Soru şu: Erdoğan baştayken bu mümkün olabilir mi?”
Cumhuriyet