Koronavirüs salgını hala tüm dünyada tesirini sürdürmeye devam ederken maske kullanımı, hijyen tedbirleri ve aralık kuralları üzere birçok önlemin yanı sıra bağışıklık sistemini güçlü tutmak da en fazla dikkat ettiğimiz faktörlerden biri haline geldi. Bağışıklığı güçlendirmek için sağlıklı beslenmeye, spor yapmaya, gerilimden uzak durmaya itina gösterirken D vitamini desteği kullanımında da artış yaşandı. Diyetisyen Emel Terzioğlu Arslan, koronavirüs devrinde D vitaminin değerini, eksiklik belirtilerini, kâfi D vitamini seviyesinin ne olması gerektiğini, hangi besinlerde D vitamini bulunduğunu anlattı.
Bağışıklık sistemi zayıf olan şahıslar hastalık sürecini daha sıkıntı geçirirken, yapılan birtakım araştırmalar, virüsün D vitamini eksikliği olan bireylere daha kolay bulaştığını ve D vitamini eksikliği görülmeyen şahıslarda hastalığın seyrinin eksik olan şahıslara nazaran daha rahat ilerlediğini gösteriyor.
D VİTAMİNİ EN FAZLA GÜNEŞTEN KARŞILANIYOR
D vitamininin en kıymetli kaynağının güneş ışınları olduğunu belirten Arslan, “D vitamini her ne kadar yağda çözünen bir vitamin olarak bilinse de aslında sterol yapısında bir ön hormondur. Sağlıklı bir beden gelişimi, büyüme, kemik sıhhati ve bağışıklık sisteminin güçlenmesi üzere birçok hususta yarar sağlamaktadır. Fakat beslenme ile birlikte D vitamini gereksinimi az ölçüde karşılanabilir; gereksinimimizin en büyük büyük kısmını güneşten karşılayabiliriz. Kış aylarının yanı sıra, çağdaş hayat üslubu içinde güneşten faydalanma imkânımız da hayli az. Tüm gün kapalı ofislerde ya da meskenlerde vakit geçirmemiz neredeyse güneşe hiç maruz kalmamamıza neden oluyor. Bu nedenle tüm dünyada olduğu üzere ülkemizde de D vitamini eksikliği hayli yaygın görülüyor. Türkiye’deki D vitamini eksikliği sıklığı %46 ile %80 ortasında değişmektedir. D vitamini eksikliği yaşayan bireylerde ise yorgunluk, halsizlik, tüm bedende görülen ağrı, depresif ruh hali ve bağışıklık sisteminin zayıflaması belirtileri ortaya çıkıyor” dedi.
HANGİ BESİNLERDE D VİTAMİ BULUNUR?
D vitamininin en çok ton balığı, sardalya, karides, hamsi üzere yağlı balıklar ve deniz eserlerinde bulunduğunu kaydeden Arslan, “Bunun yanı sıra, yumurta sarısı, süt, yağlı peynirler, tereyağı üzere süt eserleri de D vitamini içeren besinlerdir. Fakat şahısta D vitamini eksikliği tespit edildiyse bu eksikliği tek başına besinlerle gidermek epeyce zordur ve tüketiminde dikkatli olunmalıdır. D vitamininden güçlü besinler, doymuş yağlar ve kolesterol açısından güçlü oldukları için fazla tüketmek kalp damar hastalıkları açısından risk yaratabilmektedir. Münasebetiyle gereken destek kesinlikle tabip tavsiyesiyle alınmalıdır” diye konuştu.
D VİTAMİNİ NASIL KULLANILIR?
Kandaki D vitamini seviyesini tespit etmenin kıymetli olduğunu aktaran Arslan, şunları söyledi:
“Kandaki ülkü D vitamini seviyesi 30 ng/ml ve üzerinde olmalıdır. 20-30 ng/ml ortası yetersizlik olarak kabul edilirken, 20 ng/ml ve altı ise eksiklik olarak tanımlanmaktadır. Günlük D vitamini muhtaçlığı da bireylerin kandaki D vitamini seviyesine nazaran belirlenir. Zira D vitamini desteği fazla alındığında ve kandaki seviyesi tekliflerin üzerine çıktığında toksik tesir yaratır. Bu nedenle bilinçsizce destek almak yerine kesinlikle bir doktora başvurup kandaki seviye belirlendikten sonra hekimin önerdiği dozlarda kullanmak gerekir” dedi.
Cumhuriyet
