Pire merkezli Ekathimerini’ye demecinde, kişilerarası iyi bağlantıların, ülkeler ortası bağlantılarda olumlu sonuçlar doğurabileceğinin altını çizen Dimitris Avramopulos, “[Yunanistan eski Başbakanı] Eleftherios Venizelos, Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü ortasındaki alakalar; Turgut Özal ile [Yunan başbakanları] Andreas Papandreou ve Konstantinos Mitsotakis ortasındaki iyi alakalar de buna birer örnektir” dedi.
“ATİNA HALKI İNÖNÜ TEZAHÜRATI YAPTI”
Ortak bir vizyonu paylaşan; barış, güvenlik ve istikrar üzere ortak amaçları gerçekleştirmek için maliyeti paylaşmaya hazır olan güçlü siyasi önderlere sahip olunduğunda her şeyin mümkün olduğunu söyleyen Avramopulos, “Atatürk ve Venizelos, 1922’deki acı olayların akabinde 1930’da bir Dostluk ve İşbirliği Mutabakatı imzalanmasına öncülük ettiler. Bir yıl sonra, 1931’de Atina halkı, Panathenaic Stadyumu’nda Venizelos ve (Türkiye Başbakanı) İsmet İnönü için tezahürat yaptı. Şayet bu mümkünse, neden Yunanistan ve Türkiye güçlü önderlere sahipken bunu artık gerçekleştirmeye çalışmayalım?”
İSTİKŞAFİ GÖRÜŞMELER
Avramopulos konuşmasının devamında istikşafi görüşmelere ait olarak şu değerlendirmelerde bulundu:
“İki ülke ortasındaki meseleleri çözme ve sonuca ulaşma konusunda hayli uzaklık kat ettik. Şahsî tecrübelerime nazaran, örneğin göçmen yahut güvenlik problemleri üzere Avrupa ortak çıkarlarını içeren başlıklar üzerine müzakere etmek gerektiğinde, karşılığın olumlu olduğunu söyleyebilirim. Daha az kıymete sahip birtakım siyasi sıkıntılara da tahlil bulundu…”
“TÜRKİYE MASAYA LOZAN’I GETİRDİ”
Türkiye’nin istikşafi görüşmeler kapsamında, Yunan adalarının askerden arındırılması ve Lozan Antlaşması’nın revize edilmesi üzere başlıkları masaya getirdiğini belirten Avramopulos kelamlarına şöyle devam etti:
“Askerden arındırma konusu uzun yıllardır gündeme gelmedi ve olağan ki Lozan Antlaşması’nın revizyonu da kelam konusu değil… Avrupa Birliği (AB) ve Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) bu mevzudaki tutumu çok açık. Askerden arındırma sıkıntısının, Türkiye’nin pazarlık pozisyonunu güçlendirme hedefiyle, iki ülke ortasındaki gerginlik periyotlarına müdahale etme eğiliminde olan, Türkiye’nin daima gizlenen derin devleti tarafından masaya getirildiğini düşünüyorum…”
Cumhuriyet
