AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Boğaziçi Üniversitesi protestoları hakkında, “Siz öğrenci misiniz, yoksa siz rektörün odasını basmaya kalkışan terörist misiniz?” kelamlarının akabinde emsal açıklama Devlet Bahçeli’den geldi. Boğaziçi’ndeki aksiyonları gaye alan Bahçeli, “Ne vakittir teröristler öğrenci olmuştur?” dedi.
Bahçeli’nin toplumsal medyadan yayınladığı tweetler, şöyle:
“Boğaziçi Üniversitesi’nde Türkiye’nin hudut uçlarıyla oynanıyor. Bununla birlikte sabır ve tahammül kapasitesi test ediliyor. Üç beş şuursuz öğrenciyi paravan yapan terör örgütü mensupları ateşe körükle gidiyor. Eşkıyalar Boğaziçi’ne tutunarak ülkemize meydan okuyor.
Öğrenci öteki terörist oburdur. Birebiri Boğaziçi Üniversitesi’nde olduğu üzere, bu ikisi birbirine karışırsa, yani teröristler öğrenci kisvesine ve kimliğine bürünürse ne huzur ne de sükûnet kalacaktır. Bu işin latifesi yoktur. Ağırlaşan sıkıntının hafife alınacak tarafı yoktur.
Aydınım diye geçinen zavallılar, sivil toplum kuruluş hüviyeti taşıyan fırsatçılar, demokrasi ve hukuk hudutları içinde siyaset yaptığını zanneden gafiller tarihi yanlıştadır. Boğaziçi Üniversitesi’ndeki olaylara dayanak vermek geldiğimiz bu etapta teröre dayanak vermektir.
En son vuku bulan olaylarda 108 kişi emniyet güçlerimiz tarafından gözaltına alınmıştır. Bunlardan 101 kişinin kelam konusu üniversiteyle ne bağı ne de kontağı vardır. Üstelik 79’u da DHKP-C ve TKP-ML örgüt üyesidir. Ne vakittir teröristler öğrenci olmuştur?
CHP Genel Lideri, gözaltına alınan yasa dışı örgüt üyelerine “Çocuklarımız, öğrencilerimiz ve Türkiye’nin evlatları” diyor. Kılıçdaroğlu ya aklını peynir ekmekle yemiş ya da iradesini ve siyasetini terör örgütlerine rehin bırakmıştır.
Türkiye’nin bu türlü evlatları yoktur. Çocuk yahut öğrenci dedikleri vandaldır, barbardır, gözlerini kan ve nefret bürümüştür. Bu tip bayağı senaryoları çok gördük. Şiddet sahnelerini geçmişte çok yaşadık. Hiç kimse heveslenmesin, Türkiye terör lisanına teslim olmayacaktır.
Sırtlarını casuslara, zalimlere ve karanlık çevrelere dayamış olanlar evlat değil başı ezilmesi gereken zehirli yılanlardır. Yasa dışı aksiyonları öteki üniversitelere teşmil etmek için kuyruğa girenler bunun bedelini acıklı biçimde ödemelidir.
Boğaziçi Rektörü kayyım değil, yasal ve tüzel tasarrufla atanmış bilim insanımızdır. Sayın Rektör asla istifa etmemelidir. Şayet aksi olursa üniversiteler tümden yönetilemez hale gelecektir. Rektörlük binasını ablukaya almaya, Rektör odasını basmaya teşebbüs hatadır.
Rektörümüz, öğretim üyeleri ortasından başta Rektör Yardımcılığı olmak üzere münhal bulunan misyonlara lazım gelen atamaları hızla yapmalıdır. Kabul etmeyen, yazılı talimata uymayanlar derhal üniversiteden uzaklaştırılmalıdır. Gerçekten taviz verilirse sonuç vahim olacaktır.
Devletimizin yanındayız. Hükümetimizin gerisindeyiz. Kahraman polisimizin destekçisiyiz. Öğrenci ile teröristi tefrik edecek hem deneyime hem de ferasete sahibiz. Türkiye düşmanlarının maşalığına talip olanlar adaletin kızgın korunda erimeye terk edilmelidir.
Toplumsal barış ve huzur ortamımızı iç ve dış ayakları olan bir proje kapsamında bozmak için çalışanlara ne devletimiz ne de milletimiz müsaade edecektir. Herkes aklını başına alsın. Boğaziçi’nden bir Seyahat yahut 6-8 Ekim olayları ya da 15 Temmuz’un bir türevi çıkamayacaktır.
1970’li yılların başında “Boykot da bir işgal de bir” diyen meşhur devlet ve siyaset adamı hala hafıza kayıtlarımızda mahfuzdur. Sonrasında ise nelerin yaşandığı, nasıl bir felaket tablosunun ortaya çıktığı unutulmamıştır. Türkiye geriye sarmayacak, eskiye dönmeyecektir.
Üniversiteler terörün değil bilimin yuvasıdır. Bu türlü de kalacaktır.”
Cumhuriyet
