Makina Mühendisleri Odası Yöneticisi Yunus Yener, 22 Temmuz 2004 tarihinde 41 kişinin ölmesi ve 81 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan Sakarya’nın Pamuova ilçesindeki tren kazasına ait yaptığı yazılı açıklamada, mühendislik ve teknik harikalık yaklaşımının terk edilmesinin yeni kazaları getirdiğini belirtti.
Yener, Pamukova’dan ders alınmaması nedeniyle 2018 yılında Tekirdağ Çorlu’da ve Ankara’da tren kazaları gerçekleştiğini hatırlatarak, bu kazaların sebeplerini şöyle sıraladı:
“2018 yılında Tekirdağ Çorlu’da 25 kişinin vefatına 348 kişinin yaralanmasına ve Ankara’da sinyalizasyon eksikliği nedeniyle 3’ü makinist 9 kişinin vefatına 47 kişinin yaralanmasına yol açan ‘kazalar’ akla birinci gelen vakalardır. Konvansiyonel hatlar ve YHT hatlarında bulunan sıkıntılar ile TCDD’nin yine yapılandırılması pratikleri kazaların esas nedenidir ve Türkiye’deki ölümlü tren kazaları dünya ortalamasının yaklaşık üç katı üzerindedir.”
‘SİNYALİZASYON YATIRIMLARI İHMAL EDİLDİ’
“TCDD’nin tekrar yapılandırılması uyarınca kurum parçalanmış, altyapı ve işletmecilik bölünmüş, kamu hizmeti anlayışı bölgesine piyasacı yaklaşım benimsenmiştir. Mühendislik hizmetleri ve kriterleri terk edilmiş, altyapı ile bakım, sinyalizasyon, elektrifikasyon yatırımları ihmal edilmiştir. Bakım atölyeleri kapatılarak azaltılmış, taşınmazlar ve limanlar satılmaya başlanmıştır. Kurumun meslek lisesi, basım ve dikimevleri, çamaşırhaneleri, eczaneleri kapatılmış, hastaneleri elden çıkarılmış, birçok istasyon ve atölye kapatılmış ya da işlevsizleştirilmiş, birçok hizmet taşeronlardan alınmaya başlanmıştır.”
‘AZ ÇALIŞANLA ÇOK İŞ’
“Güvencesiz çalışma biçimleri yaygınlaşmış, azaltılan çalışanla çok iş çıkarma benimsenmiş, siyasi ve ehil olmayan takımlaşma yaygınlaşmıştır. Resmi plan ve programlarda artık hususî kesim tren işletmeciliğinin geliştirilmesi ve Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Özgürleştirilmesi Hakkında Kanunu çerçevesinde kişisel kolla birlikte demiryolu piyasası oluşturulmasına yönelik ikincil mevzuat çalışmalarından laf edilir olmuştur.”
Demiryolu taşımacılığının 1950’lerden itibaren yanını karayolu taşımacılığını bıraktığını kaydeden Yener, sahih bir demiryolu işletmeciliği ile bu taşımacılığın daha avantajlı hale gelebileceğini söz ederek, şunları açıkladı.
“1950’de karayolu yolcu taşımacılığı orantısı yüzde 49,9; günümüzde yüzde 88,9’dur. Karayolu yük taşımacılığı da yüzde 17,1’den yüzde 88,4’e çıkmıştır. Demiryolu yolcu taşımacılığı orantısı ise 1950’deki yüzde 42,2’den yüzde 1’e; demiryolu yük taşımacılığı da yüzde 55,1’den yüzde 4,1’e gerilemiştir… Ulaşım güvenliğini etkileyen bütün hatların onarılması, ‘kaza’larda değerli rolleri bulunan elektrifikasyon ve sinyalizasyon gereksinimlerinin ivedilikle karşılanması; hizmet dışı bırakılan bakım-tamir atölyeleri ve bütün tesislerin yine işlevli kılınması; TCDD’nin parçalanarak işlevsizleştirilmesi, siyasi takım atamaları ve her seviyedeki mütehassıs takım kıyımına/sürgününe son verilmesi gerekir.”
Cumhuriyet