Sene 2001…
Türkiye ekonomik düşüncelerle boğuşuyor.
Dolar 1.20 TL.
Ülke iktisadının gidişatını sıra dışı bir hareketle protesto eden bir vatandaş devrin başbakanı Bülent Ecevit’e müellif kasa fırlatıyor.
Yirmi yıl evvel yaşanan bu olay iktisatta yaşanan krize dikkat çekmesi nedeniyle Türk siyasi tarihine geçmişti.
Buraya kadar her şey bilindiği üzere.
Soruyorum herkese bugün dolar kuru ne kadar?
Dolar 8.10 TL
Neredeyse 8 kat artmış 2001 yılına göre…
O beğenilmeyen ve önüne müellif kasa fırlatılan Ecevit’in başbakanlığındaki hükümet vaktinde;
çeyrek altın 30 TL, akaryakıt 1.64 TL, ekmek 25 kuruş, bir kilo et 8,30 TL’ydi.
Gelelim 2021 Türkiye’sine;
Uçtuğumuz, hatta ekonomik alanda ABD’yi bile geride bıraktığımız AKP idaresindeki iktisada.
Bugün dolar 8.10 TL, Euro 9,70 TL.
Çeyrek altın 750 TL, akaryakıt 7,10 TL, ekmek 1,50 TL, bir kilo et (ortalama) 100 TL…
Ey muharrir kasa fırlatanlar neredesiniz?
2002 yılında aylığıyla yaklaşık 8 çeyrek altın satın alabilen en düşük emekçi emeklisinin artık maaşı yalnızca 2 çeyrek altına yetiyor. Emekçi emeklisi ortadan geçen 18 yılda refahı artacağına 6 çeyrek altın birden kaybetti. Ne acı değil mi?
Emeklilerimizin neredeyse yarısına denk gelen 4 milyon 179 bin 840 emeklimiz, taban fiyatın altında bir maaş almakta. Emeklilerimiz iktidar partisi eliyle açlığa ve yoksulluğa mahkûm edilmiş vaziyette.
2002 yılında ülke borcumuz 130 milyar Dolar iken, günümüzde 450 milyar Dolar toplam borç ile
dünyadaki en makus birinci 3 iktisat ortasında gösteriliyoruz.
Ülkenin tek motoru olan inşaat dalı de durdu. Para – finans sistemi kısa vadeli sıcak para sistemine dayalıydı. O da güvensizlik ortamı nedeniyle yatırımcının kaçmasıyla ne hal alacak muhakkak değil!
Ekonomik manada o kadar sorun var ki 2021 Türkiye’si için…
2021 yılında geldiğimiz nokta: Büyüyen cari açık, artan işsizlik, gelir dağılımında yaşanan büyük adaletsizlik, politik inanç kapsayıcılığının azalmasıyla içte ve dışta yaşanan güvensizlik ile birlikte demokrasi ve hukukun askıya alınmasının getirdiği çürüme maalesef ekonomiyi bitme noktasına getirmiştir.
İktisadın bu hale gelmesinin sebebi ne CEHAPE idaresi ne dış güçler ne de Türkiye’yi kıskananlardır.
Halkın yoksulluğa mahkum olduğu bu ekonomik buhranın sorumluları iktidara geldiği 20 yılın sonunda ülkeyi keyfi kararlar ile yöneten Sayın Erdoğan ve yetkilendirdiği damadı Sayın Berat Albayrak’tır.
Millet olarak iktidarın ve yandaş medyanın daima pompalamaya çalıştığı “Her şey yolunda, yabancılar başarımızı çekemiyor” masalını dinlemekten de artık bıktık.
İktisat siyasetlerinin Sayın Cumhurbaşkanı’nın şahsî gücünü artırma aracına dönüşmesi ile bu keyfiliğin faturasını ülke iktisadının ödemesi artık son bulmalıdır.
Dolar 1.20 TL iken Ecevit’e muharrir kasa fırlatanların 2021 yılı Türkiye iktisadı karşısındaki tepkisizliğine de inanmakta da zahmetle çekiyorum.
Elbette Ecevit’e yapıldığı üzere Erdoğan’ın önüne de muharrir kasa fırlatılsın demiyorum.
Demek istediğim şu:
Ülkemiz her alanda makûs durumda. Bu gidişat iyi değildir. Bu geminin içinde millet olarak hepimiz bulunmaktayız.
Herkesin gözünü açma vakti gelmiş hatta geçmektedir.
Her yurttaş grup meblağ üzere siyasi parti tutmak yerine ülkesini düşünmeli ve ona nazaran hareket etmelidir.
Ülkemiz her alanda berbat durumda ve freni patlak kamyon misali yokuş aşağı süratlice ilerlemektedir.
Bu gidiş iyi bir gidiş değildir.
Benden söylemesi…
Cumhuriyet