Traktörlere bağlanabilen tüm tankerlerin dolu bekletilmesi anonsları yapılıyor. Konutlardaki sabit tankerlerin de doldurulması isteniyor. Beyciler Mahallesi’nde başlayan bir ucu Mazı ve Çökertme’ye dayanan yangın dün 4. gününde devam etti. Köylülerin konutları de yandı. Yangın çok geniş bir alana yayılmış durumda. Yangının bir yanında Yeniköy, Kemerköy termik santralları ile Ören beldesi var. Başka yanı Bodrum’a uzanıyor. Dağlar asırlık çam ormanlarıyla kaplı. Birinci başladığında yangına Rusya’dan kiralanan 2 helikopterle müdahale edildi. Sonrasında hava araçlarının sayısı arttı.
Muğla’daki yangınlar asırlık kızılçam ormanlarını, zeytinlikleri, meskenleri, ahırları, canlıları kısaca önüne ne gelirse yakıp geçiyor. Bölge mart-nisan aylarından bu yana hakikat dürüst yağış almadı. Şiddetli kuraklık tesirli. Her yer “takır takır” kurumuş halde.
Mevsim şartlarında “olağanüstü” bir değişim var. O denli ki son yıllarda ormanlarda ağaçlar, tarlalarda zeytinler kökten kuruyor. Buna global ısınmanın neden olduğu belirtiliyor. Ayrıyeten yerli çeşitlerin yerini alan ithal sığırlar için ağır mısır ekimi yapılıyor. Çiftçi artık yerli cinsler yerine daha çok süt ve et veren yabancı tıp sığırları tercih ediyor. Bu çeşitleri besleyebilmek için ise daha çok eser gerekiyor.
Her yere mısır ekiliyor. Lakin mısır çok fazla su tüketiyor. Bölgede su zati kıt. Her yere artezyen vuruluyor. Artan artezyenler nedeniyle yerüstü suları çekiliyor. Asırlık pınarlar, dereler kuruyor. Ağaçlar susuz kalıyor. Ormanların içerisindeki baharda yeşeren otlar yazın kavruluyor. Sıcaklık 40 derecenin üzerinde. Hava o kadar sıcak ki insanın yüzüne alev vuruyor. Bunun üzerine bir de şiddetli poyraz eklenince bir kıvılcım kâbusu başlatıyor.
POYRAZ SEVİLMEZ
Muğla’da poyraz kışın çok soğuk, yazın da “yalım” halinde estiği için pek sevilmez. Hatta yazın poyraz estiğinde Muğla’da köylülere, “Ne var ne yok” diye sorulduğunda “Yanıyor ortalık” cevabı alınır. Bölgede yaz aylarında daima poyraz esmesi de beklenilen bir durum değildir. Fakat bu yıl bir farklılık var. Bölge günlerdir şiddetli poyraz ile kavruluyor. Ormanlar çoğunlukla kızılçamlarla kaplı. Kızılçam ormanları ile zeytinlikler iç içe. Kızılçam reçineli, zeytin de yağlı olduğu için biraz uzakta da olsa yangında çarçabuk tutuşuyor. Ayrıyeten çam ağaçlarının altları, orman tabanları da dökülen ve kuruyan yapraklarla kaplı. Yangın başladığında çam ağaçlarının kozalakları metrelerce uzağa fırlıyor. Düştüğü yerde yeni bir yangın başlatıyor. Ayrıyeten makilik alanlarda çalılıkların yaprakları da yangını uzak noktalara taşıyor. Bu nedenle yangını başladıktan sonra denetim altına alabilmek ve söndürebilmek çok güç.
‘DIŞARIDAN BİRİLERİ ÇIKARDI’
Yangın çıkmadan tedbir almak gerekiyor. Bütün köylüler yaz aylarında ormanlık alanlarda çok dikkatli olunması gerektiğini bilir. Bu nedenle yangınların bölge halkı dışında, dışarıdan birileri tarafından çıkarıldığı belirtiliyor. Yangınları başlatanlar lanetleniyor. Muğla, büyükşehir olduktan sonra mahalle yapılan köylerde beşerler günlerdir kaygı ve tasa içerisinde bekliyor. Bu kaygı yüzlerden de okunabiliyor.
Uzaklardaki yangınları tasa içinde izleyen köylüler, sıra ne vakit kendi köylerine gelecek diye korkuyor. Daima ormanları gözlüyorlar. Ayrıyeten ormanları izlemek için köylüler içerisinden görevlendirmeler de yapılıyor.
SÖZLER YETERSİZ
Antalya’nın Manavgat, Akseki, Gazipaşa, Gündoğmuş, Alanya ilçelerinde 35 mahalle büsbütün, Manavgat’taki 15 mahalle kısmen tahliye edildi. Akseki’de yangında hasar gören konutların enkazı kaldırılıyor. Teselli etmeye sözler yetmiyor…
EVVEL SU, SONRA YENİDEN DUMAN
Milas – Bodrum Havalimanı’ndan yakıt ikmali yapan helikopterler denizden ya da etrafta yangın için biriktirilen göletlerden aldıkları suyu bölgeye boşaltıyor. Lakin hava çok sıcak olduğu için suyun boşaltıldığı yerden bir mühlet sonra yine dumanlar yükselmeye başlıyor. Ayrıyeten hava kararınca helikopterlerin çalışması da zora giriyor.
YAĞMURLAR YAĞANA KADAR
Muğla’ya yağmurlar ekseriyetle eylül, ekim sonrasında yağmaya başlıyor. Kasım sonunu bulduğu bile oluyor. Yağmurların bu yıl da gecikmesi halinde esasen mart-nisandan bu yana yağış alamayan bölgeyi külfetli günler bekliyor. Yağmurlar yeri yeterlice ıslatıp nemlendirene kadar bölge halkının kaygısı de devam edecek.
Cumhuriyet
