Adalet Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya nazaran, Ankara’daki Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde, Anadolu Yayıncılar Derneği’nce hazırlanan ve 25 televizyon kanalında da canlı yayınlanan ‘Anadolu Soruyor’ programına katılan Adalet Bakanı Gül, soruları cevapladı.
Bakan Gül, 12 Eylül darbesinin 41’inci yılını hatırlatarak, “12 Eylül zihniyetinin sinmiş olduğu bu anayasadan külliyen kurtulmamız lazım. Bunun için de siviller oturup, bu anayasayı, kendi anayasasını kendi yapabilir. Hala darbe sonrası bir anayasanın yürürlükte olması kabul edilebilir bir şey değil. İçeriğinden başka mevzulardan bağımsız olarak siviller kendi gündemiyle oturup bir anayasa yapabilir. Siyasetin topluma bu manada bir ödevi var. Milletimiz ile bir arada tüm siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları ile birlikte yeni sivil anayasayı yapma uğraşımız devam ediyor. Umarız bunda başarılı oluruz. Topluma bu türlü bir ödevimiz var. Yeni yüzyıla Cumhuriyetimizin yeni yüzyılına eski anayasa ile giremeyiz. Bir otomobil var, otomobilin her tarafını değiştirmişsiniz. Ancak bu otomobil 82 model. 2023 model bir otomobile gereksinim var. Zira yollar değişti. Ülkemizin demokrasi gereksinimine, özgürlük muhtaçlığına 82 model dar gelmekte. 2023 ve yeni yüzyıla gidecek, daha özgürlükçü, daha sivil, insanımızın ekmeğini, özgürlüğünü arttıracak yeni ve sivil anayasaya gereksinim vardır. Bu bir tercih değil, zarurettir. Siyasetin bu manada da bu önümüzdeki devirde bunu başaracağına inanıyoruz” dedi.
“PEDALI ÇEVİRMEZSENİZ DÜŞERSİNİZ”
“Yargının bağımsız ve tarafsız olduğunu, hiçbir yerden buyruk almadan karar verdiğini” öne süren Gül, “Kararları, bağımsız tarafsız formda yasamaya karşı da bağımsız yürütmeye karşı da bağımsız, millet ismine karar veriyor. Bizim vazifemiz, ödevimiz yasal tarafta eksiklikler varsa bunların tespitini yapmak, yasamaya bu manada tekliflerde bulunmak. Tekrar yürütme olarak da teknik öteki takviyeleri vermek. Onun ötesinde anayasadan diğer hiçbir yerden buyruk almayan bir yargının, yargı mensuplarının adaleti tecelli ettirmesidir. Yargı, emniyet ve askeriye üzere FETÖ terör örgütü için kıymetli, ele geçirilecek mevzi olarak görülen bir yerdir ve buraya kriptolar ile daima sızdılar. Yeni gelen hakim, savcı arkadaşlarımızın yapacak çalışmalarla ilgili bir hazırlık yapıldı. Yasal muhtaçlıklar, idari gereksinimler konusunda düzenlemeler yapıldı. 2023’e kadar gün gün, ay ay neler yapılacağı gaye takvimi olarak belirlendi. 2023 sonrası da devam edecek. Münasebetiyle bu ıslahatlar ne birincidir ne de son olacaktır. Devamı da gelecektir. Bisikletin üzerinde pedalı daima çevirmezseniz, düşersiniz. Hasebiyle bizde değişimci bir anlayışla daima o pedalı çevireceğiz. Daha evvelki reformlarımızda çok pahalı manalar katmıştır. 2023’e kadar da gereksinim duyulan bu mevzularla ilgili ıslahatların yaklaşık yüzde 50’si hayata geçti. Elbette en yeni ıslahat, en iyi uygulamadır. Hakim savcılarımızdan da milletimizin beklentisi; bu bahisteki adımların en başarılı biçimde uygulanması. O denli bir sinerji var. Hakim savcılarımız da yargı da bu manada trendin her geçen gün 2023’e kadar daha olumlu biçimde seyrettiğini söyleyebiliriz” diye konuştu.
‘SOSYAL MEDYA’ YASASI: HER ALANDA OLDUĞU ÜZERE…
Gül, yeni periyotta Meclis’e sunulması beklenen toplumsal medya yasası teklifine ait soru üzerine, şunları söyledi:
“Sosyal medyada fikir özgürlüğü ve bu platformların kısıtlanmasıyla ilgili bir çalışma kelam konusu olamaz. AK Parti’nin tenkidin cürüm oluşturmayacağına ait yargı paketleri var. Tenkit ile hakaret birbirinden farklı. Bunun değerlendirmesini yapacak olan da yargıdır. Her alanda olduğu üzere bu alanda da yasakçı bir anlayış içinde olamayız. Tüm kurumlarla bir çalışma yapılıyor. Bu çalışma toplumsal mecralar üzerinde bireylerin, kurumların dezenformasyona uğramamasıdır. Klavye karşısında insan, karakter suikastı yapmaya hukuk müsaade veremez. Elinde evrak, kanıt varsa adliyeler, kolluk açık. Bunun partisi, cinsiyeti, siyaseti yok. Partiler üstü. Kişilik haklarına saldırıyı önleyecek, insan onurunu koruyacak nelere gereksinim varsa bunlar üzerinde baş yoruluyor. Dünya örneklerine bakılıyor. Dezenformasyon ve insan onuruna yönelik ataklarla en tesirli halde nasıl uğraş etmek gerekiyorsa bununla ilgili kıymetlendirme sürüyor. Netleşmiş bir bahis yok, olduğunda partimiz bunu açıklayacaktır. Sansüre, tenkit ve tabir özgürlüğünü ortadan kaldırma yolundaki bir şeye asla müsaade etmez.”
Cumhuriyet
