ABD Başkan Adayı Joe Biden’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkındaki sözlerini de değerlendiren Çelik, Türkiye’nin sömürge bir ülke olmadığını vurgulayarak, “Sözlerinin aslında siyaset anlamında darbecilik olduğunu bildiği için ‘darbe ile değil seçimle yapacağım’ diye bir kelime kullanıyor. Biden’ın sözleri tam anlamıyla darbecilik” diye konuştu.
Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmelerle ilgili Yunanistan’a tepkisini dile getiren Çelik, Mısır ile imzalanan anlaşmayı “Korsan” diye nitelendirerek, O Fransız da bu bölgedeki istikrarı umursamaz. Onlar çıkarlarına bakarlar. Eğer burada barış istikrar istiyorsanız masada görebileceğiniz en güvenilir ortak Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti’dir. Fiili durum yaratarak hak ve menfaatlerimizi gasp etmek isteyenlere de verecek tek damla Mavi Vatan suyumuz yoktur. Yunanistan yanlış bir oyun peşinde koşuyor” ifadelerini kullandı.
Çelik’in açıklamalarından satır başları şöyle:
BİDEN’İN ERDOĞAN’A YÖNELİK SÖZLERİ: Sözlerinin aslında siyaset anlamında darbecilik olduğunu bildiği için ‘darbe ile değil seçimle yapacağım’ diye bir kelime kullanıyor. Biden’ın sözleri tam anlamıyla darbecilik. Eski sömürge zihniyetini yansıyan bir yaklaşımla konuşmuş. Demokratlar uzun süredir ABD’de Rusya’nın seçimlere müdahale ettiğini dile getirmişlerdi. Şimdi Başkan Trump’a karşı seçim politikası yürütüyorlardı. Rusya’nın seçimlerine müdahaleden konuşanlar çıkmış Türkiye’deki seçimlere müdahale etmekten bahsediyor.
DEVLET ADAMLIĞI İLE İLGİSİ YOK: Bir ABD Başkanı seçim sonuçlarını kabul etmezse diye orduyu göreve davet ediyor. Kendisi çıkıp Türkiye’deki seçim sonuçlarını kabul etmeyen bir yaklaşım ortaya koyuyor. Bunun devlet adamlığıyla ilgisi yok. Özellikle Demokrat Parti’nmin bunu bu şekilde göstermesi ABD’nin politik sisteminin değerler açısından ne kadar büyük krizler içerisinde olduğunu gösteriyor. Çıkmış bir NATO müttefiki olan demokrasiyle yönetilen bir ülkeye müdahaleden söz ediyor.
TÜRKİYE SÖMÜRGE DEĞİLDİR: Demokrasiyi korumak için nasıl bedeller ödeyeceğimizi 15 Temmuz darbe girişiminde de gösterdik. Türkiye’de dış müdahale meselesi çok konuşulur. Zaman zaman komple teorisi olduğu söylenir. Ama gördüğünüz gibi dünyada bu müdahalelerin konuşmaların zaman zaman Türkiye için gündeme getirildiği görülüyor. 28 Şubat döneminde bununla ilgili planlamaları olduğu çeşitli belgelerle ortaya çıkmıştır. Unutulmasın ki Türkiye ne sömürge ülkesidir, ne de herhangi bir devlettir. Türkiye demokrasi için büyük bedeller ödemiştir.
MUHALEFETİN BİDEN TEPKİSİ: Kendi Cumhurbaşkanını eleştiriyor, bu kadar yabancılaşmış benliğinden kopmuş bir zihniyet az görülür. Söyleyeceği tek söz vardı; Türkiye’nin yönetileceğini millet karar verir. “Ama” diye başlayan cümleler kurulmamalı. Dolayısıyla sormaları gereken soru şudur; Bütün bu açıklamalar dünyanın her yerinde ortaya koyulurken siz Erdoğan’ın seçimle ya da başka yollarla değiştireceğiz diye ortaya koyan yetkililerinize karşı ne yaptınız? Buna bir kınama yaptınız mı? Herkes önce kendi evini süpürecek. Sürekli olarak demokratik tavır koymak yerine “ama”lı cümleler kuranlar önce kendi evinin önünü temizleyecek.
OYUN UZUN ZAMAN ÖNCE OYNANDI: Biden’ın sözlerinde Kürt vatandaşlarımıza hakaret var. Geçmişte bunu yapmış olabilirler. Ama net ülkemizdeki Kürt vatandaşımız ne bölgedeki tek bir Kürt çocuğu bu siyasetin lejyoneri olmaya asla ve asla iyi bakmaz. Bu oyun çok uzun zaman önce oynandı. Kendi çocuklarını savaşa göndermeyenler bu bölgedeki çocukları, Ortadoğu’daki çocukları kendi çıkarları için çeşitli savaşlara sürdüler ve yok ettiler. Şimdi bunu terör örgütleri üzerinden yapıyorlar. Kim PKK-YPG’ye destek veriyorsa Kürt çocukları için sadece cenaze istiyordur. Bir parti demokrasiyi amasız savunuyorsa kimden gelirse gelsin saygı duyarız.
DARBE VATAN HAİNLİĞİDİR: Türk siyaseti için kazanım olarak görürüz. Ama sırf demokrasiyi savunmak, Cumhurbaşkanımıza saldırdıkları için sürekli olarak amalı cümleler kuranların demokrasiyi savunmak olmadığını iyi biliyoruz. Darbe milletimizin gözünde vatan hainliğidir. Bunun başka analizi yoktur. Darbe peşinde koşanların sözleri ordumuza da saldırı ve iftiradır. Eskiden birileri bizim elemanlar diyerek birilerine darbe yaptırıyordu. Türkiye bunları aşmıştır. Şunu herkesin bilmesi gerekir. Kahraman ordumuz demokrasiye bağlıdır. Bir darbe girişimi karşısında Türk ordusunun ne yapacağını görmek isteyenler teröristlere ne yaptığına iyi baksın. Dolayısıyla kimse bu şekilde şu anda Libya’da kahramanca görev yapan, Suriye’de terörle mücadele ederek sınırda terör devleti kurulmasını sağlayan kahraman ordumuzla ilgili böyle iftiralara başvurmasın. Ordumuz ülkemizin hak ve menfaatleri için görevinin başındadır.
KRİZ DİLENCİLERİ VAR: Bir takım kriz dilencileri var. Biz kendi tezlerimizi milletimize anlatmaya devam edeceğiz. Bütün dünyada tedarik zincileri dağıtılırken Türkiye bu pandemi sürecini başarıyla yürüttü. Bundan sonrasında da esnafımızın çiftçimizin yanında olmaya devam ederek bu kararlılığımızı sürdüreceğiz.
YUNANİSTAN’A TEPKİ: Güney Kıbrıs Rum Yönetimi herhangi bir şekilde Kıbrıs Türklerini temsil etmeye ait bir yapı değildir. Dolayısıyla bu anlaşma korsan bir anlaşmadır. Böyle bir yetkisi yoktur. Rumlar ve Yunanlılar siz Türkiye ve KKTC ile anlaşmadan burada fiili bir durum oluşturacağınızı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. O Fransız da bu bölgedeki istikrarı umursamaz. Onlar çıkarlarına bakarlar. Eğer burada barış istikrar istiyorsanız masada görebileceğiniz en güvenilir ortak Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti’dir. Fiili durum yaratarak hak ve menfaatlerimizi gasp etmek isteyenlere de verecek tek damla Mavi Vatan suyumuz yoktur. Yunanistan yanlış bir oyun peşinde koşuyor.
İSRAİL BAE ARASINDAKİ ANLAŞMA: Hiçbir şekilde barışa ve istikrara katkı sağlamayacak. Filistin’in içinde olmadığı çözümün sonuç alması mümkün değil. Filistin’in içinde yer almadığı hiçbir anlaşma çözüm getirmeyecektir. Filistin halkına sorun bakalım bu normalleşme midir? Gizli saklı hesaplar değil, Filistin halkının rızasını arayan bir yaklaşım ortaya koyulması gerektiğini düşünüyoruz.
Çelik basının sorularını yanıtladı:
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ: ”Onunla ilgili çalışma devam ediyor. Arkadaşlarımız çalışıyor. Nezih bir dille, kadınlara hakaret etmeden görüşünü ifade eden herkesin görüşünü takip ediyoruz. Destek veren ve karşı çıkan herkesi takip ediyoruz. Zaman zaman kadını korumak adın ailenin görmezden gelindiğini, zaman zaman aileyi korumak adına kadının görmezden gelindiğini görüyoruz.
Biz AK Parti olarak devrimci adımları gerçekleştirmiş bir siyasi hareketiz. Cumhurbaşkanımızın Başbakanlığı zamanında bile kadının kamusal alana çıkabilmesi hukuk dışı bir yönteme sahipti. AK Parti kıyafeti, düşüncesi ne olursa olsun kamusal alana çıkışını kolaylaştırmış bir siyasi hakarettir. Buradaki esas amacığımız kadınları güçlendirmek ve aile kurumunu ayaklar altında tutmak. Türkiye kendi hukukunu üretecek kapasiteye sahibiz. Bütün kadın örgütlerinin görüşüne açığız. Bizi üzen şey kadınlarımıza dönük hakaret dili kullanılmasıdır. Kadına dönük sözel ve fiziki şiddet konusunda ahlaki değerlerle bağdaşmayacak bir dil kullanılıyor. Bir toplum kadınlara saygı gösteren bir dili genel dil haline getirememiş ise orada işler kötü gidiyor demektir. Kadını koruma ve aileyi koruma dengesinden vazgeçmeyeceğiz, kadını da aileyi korumayı da terk etmeyeceğiz. Neşet Ertaş’ın dediğin gibi kadınlar insandır biz insan oğluyuz.”
CHP SÖZCÜSÜ ÖZTRAK’IN BİDEN VE ERDĞAN FOTOĞRAFINI GÖSTERMESİ: Cumhurbaşkanımıza kim saldırıda bulunsa CHP’den o saldırıda bulunana destek geliyor. Cumhurbaşkanımız yüzlerce devlet adamını karşılamıştır. Benzer çok fotoğraf gösterebilirsiniz. Buraya gelen devlet adamlarına gereken yaklaşım gösterilir. Bu hukuku biz göstermişken, bugün Türkiye’nin Cumhurbaşkanına karşı husumet geliştiriyorlarsa onu eleştirmek lazım. CHP Sözcüsünün o resmi göstererek Biden’i eleştirmesi gerekirdi. Biden’in gözüyle bakmanın başka bir ifadesidir.
Cumhuriyet