AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başşehir Organize Sanayi Bölgesi’ndeki Kalyon Güneş Teknolojileri Fabrikası Açılış Töreni’nde açıklamalarda bulundu.
Erdoğan’ın açıklamalarından satırbaşları şu halde:
“Bu OSB’nin temelini ben atmıştım. Bunlar yan gelip yatarak olmadı. Çalışarak oldu. 13. Organize Sanayi Bölgesi’nde çok kıymetli bir yatırımın adımını atıyoruz.
Dünyanın birçok ülkesinde koronavirüs nedeniyle yatırımlar durmuşken Türkiye özgün bir yol izliyor. Iktisadımızı tekrar büyüme trendine sokmaya çaba ediyoruz. Dünya genelinde 800 bin insanın vefatına neden olan bir sıhhat krizinin üstesinden gelmek kolay değildir.
“VAKA SAYILARI ARTSA DA SALGIN DENETIMIMIZ ALTINDA”
Salgın günlük yaşantımızın her alanını etkilemiştir. Ülkemiz bu salgını en başarılı biçimde yöneten ender ülkelerden biridir. Son devirde olay sayıları biraz artsa da salgın hala denetimimiz altındadır.
Turizm bölümümüz toparlanmaya başlamıştır.
Ülkemiz kaynaklı olmayan birtakım problemlerle karşılaşsak da, Türk iktisadı salgın öncesi ivmesini tekrar yakalamış görünüyor. Bu süreçte bize düşen, işi gücü karamsarlık aşılamak olan muhalefete aldırmadan yatırımlara devam etmektir.
CHP zihniyetinin bizi esir almasına müsaade verirsek bu ülkeyi siyasette, vesayette, endüstride, ithalatta, güçte dışa bağımlılığa mahkum ederiz. Tüm müteşebbislerimizin bu ülkenin aydınlık geleceğine inanmalarını bekliyorum.
“YARIN DAHA DÜZGÜN POZISYONDA OLACAĞIZ”
Nasıl bugün daha iyiysek, yarın çok daha iyi bir pozisyonda olacağız. Sürdürülebilir kalkınmanın temel kaidesi güçte dışa bağımlılığı en aza indirmektir. Güçte dışa bağımlılık yalnızca cari istikrar açısından değil güç güvenliği açısından da bir tehdit ögesidir.Yerli ve ulusal gücün güç sepetimizdeki hissesini artıracak yatırımlara sürat verdik.
DOĞU AKDENİZ AÇIKLAMASI
Hidrokarbon arama faaliyetlerimize de sürat kazandırdık. Akdeniz’de attığımız adımlar güç dışa bağımlılığımız ortadan kaldırmak için hayati ehemmiyete sahiptir. Bilhassa “Doğu Akdeniz’de ne işimiz var?” diye soran muhalefetin bu konuları iyi dinlemesini istiyorum.
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’den Libya’ya kadar yürüttüğü çaba yalnızca bir hak uğraşı değil bir istikbal uğraşıdır. Vatanımızı savunmak için ne kadar değerli uğraşlar veriyorsak bugün mavi vatanı savunmak da o derece değerlidir.
Bir asır evvel nasıl millet olarak Sevr’i yırtıp atmışsak bugün de Doğu Akdeniz’de dayatılmak istenen Sevr’e boyun eğmeyeceğiz.
Yüzde yüz haklı olduğumuz bu sorunda şayet korsanlığa prim verirsek gelecek kuşakların yüzüne bakamayız. Evlatlarımıza cüret mahrumu bir ülke teslim edemeyiz. Maalesef birçok alanda geçmişte yapılan yanlışların bedelini ödemek zorunda kaldık. Bilhassa tek parti CHP’sinin dış siyasette bıraktığı makus mirasın ceremesini 83 milyon olarak biz çekiyoruz.
Misak-ı Ulusal sonlarımıza sahip çıkılmamasıyla Adalar probleminde ürkek davranılmasının ülkemize çok büyük maliyeti olmuştur. Yalnızca uğrunda şehitler erdiğimiz toprakları kaybetmedik güneydeki varlıklı güç kaynaklarının da dışında bırakıldık.
PETROL VE DOĞAL GAZ KAYNAKLARI
Hiçbir sömürgeci güç, ülkemizi bu bölgede var olduğu varsayım edilen güçlü petrol ve doğal gaz kaynaklarından yoksun bırakamaz
“CUMA GÜNÜ MÜJDE VERECEĞİZ”
Yarın malum Perşembe. Akabinde Cuma. İnşallah Cuma günü tüm milletimize bir muştuyu vermekle karşı karşıya olacağımızı varsayım ediyor ve buna inanıyorum. Şu anda bu müjdenin hayalleri düşü içindeyiz.
Cuma günü inşallah bu muştuyu milletimize vermek suretiyle Türkiye’de yeni bir periyodun açılacağına şimdiden inanıyorum.
Cumhuriyet
