Habertürk gazetesi müellifi Fatih Altaylı, “Tutuksuz yargılanan gazeteci kardeşimiz Barış Terkoğlu, tıpkı kabahatten tutuklu yargılanan bir başka gazeteci Barış Pehlivan’ın Silivri’den bana yolladığı bir mektubu ulaştırdı” diyerek mektubu paylaştı.
Altaylı mektuba ait, “Ne diyeyim bilemedim. Özneye nazaran cürüm icat edilmeyen günleri görürüz inşallah. Ben 57 yıldır pek görmesem de! Bir gün. İnşallah!” yorumunda da bulundu.
Pehlivan mektubunda, “Tecrit hücremde acil durum butonu var. Düşünürüm bazen; içeride başıma bir şey gelse o butona basıp yardım çağırabilecek halde olur muyum? İşte hukuk da o buton üzere benim için” dedi.
Pehlivan ayrıyeten, “187 günlük tecritten sonra 9 Eylül’de tekrar hakim karşısında olacağım” hatırlatmasında da bulundu.
İşte o mektup:
“Tecrit hücremde acil durum butonu var.
Düşünürüm bazen; içeride başıma bir şey gelse o butona basıp yardım çağırabilecek halde olur muyum?
İşte hukuk da o buton üzere benim için.
Kendimi inançta hissetmem için kağıt üstünde var. Ancak varoluş gayesi, gereksinimim olduğunda kullanabileceğim manasına gelmiyor.
Bir de esasen benim kalkanım değil, tersine muhafazasız bırakmak için üzerime doğrulan bir silahsa “hukuk” , masallar maddelerden daha inandırıcı geliyor.
Sahi, devlet hiç kumpas kurdu mu size?
Bana iki sefer kurdu, mahpusa girdim.
Mahpusta kalasınız diye hiç özel yasa çıkarıldı mı isminize?
Benim için çıkarıldı, kaldım.
Artık…
187 günlük tecritten sonra 9 Eylül’de tekrar hakim karşısında olacağım.
Farkındayım; gazetecilik uğruna ödenen bedelde ne birinciyim ne de son…
Yüzyıllar evvel Voltaire demiş:
‘Bir gün her şey çok iyi olacak, umudumuz bu;
Bugün her şey çok iyi, yanılgımız da bu.’
Bu umut ve gerçekçilikle Silivri’den selamlar…
Barış Pehlivan”
Cumhuriyet