Yeni olağan kavramına adapte olmaya çalışmanın ve belirsizlik hissinin kendisini zorladığını söyleyen İstanbul Kültür Üniversitesi (İKÜ) İngilizce Öğretmenliği 4. sınıf öğrencisi Seray Işık Savran, “Maskesiz dışarı çıkmayı hayal bile edemez olduğumuz bu günlerde eski hayatlarımıza dönmek elbette vakit alacak. Geçen periyot başladığımız uzaktan eğitim süreci ise artık hayatımızın bir kesimi. Online dersler yerine elbette yüz yüze eğitimi tercih ederim lakin sıhhatimiz kelam konusu olduğu için şu anda öteki seçeneğimiz yok. Üniversite ortamında arkadaşlarımla vakit geçirmeyi, hocalarımla yüz yüze irtibat kurmayı çok özledim. Sunum yapmak ve malzeme geliştirmek biz öğretmenlik öğrencilerine tecrübe kazandırıyor. Lakin uzaktan eğitimle bir devrimizin birden fazla maalesef görselliğe ve sunuma değil, yazılı proje ödevlerine dayalı olarak geçti. Bu durum vakit zaman beni derde düşürse de hocalarımızın bizimle olan bağlantısı motivasyonumu yükseltti. Bunun yanı sıra uzaktan eğitimin olumlu yanları da oldu. Vakit ve maddiyat mevzularında tasarruf sağladım” dedi.
Yerleşke hayatından, toplumsal etrafından uzak olmanın üzücü olduğunu belirten İKÜ PDR 4. sınıf öğrencisi Barbaros Osmanşahin, okuldaki online eğitim sistemi ileri seviyede olsa da yüz yüze eğitimin yerini tutmadığını belirterek, ‘‘Yüz yüze eğitim imkânından yoksun kalmanın verimliliği düşüreceğini düşünüyorum lakin tekrar de bu yıldan beklentim, bilhassa uygulamalı derslerden alacağımız randımanı en az kayıpla tamamlamak. Küme içi çalışmalarımızı gerçekleştiremeyecek, yüz yüze bağlantıdan uzak kalacak ve üniversite ortamının havasını gereğince soluyamayacak olmak uzaktan eğitimin olumsuz yanları, olumlu yanları ise kendimize daha fazla vakit ayırabiliyoruz ve dersler kayda alındığı için daha sonra dinleme talihine sahip oluyoruz” diye konuştu.
‘ALIŞILMASI SIKINTI DURUM’
Şu anda alışılması güç bir durumla karşı karşıya olduğunu lisana getiren İKÜ Okul Öncesi Öğretmenliği 3. sınıf öğrencisi Yaren Itimat, “Tüm aksiliklere karşın hem birlikte projeler yürüttüğüm arkadaşlarım hem de hocalarım uzaktan eğitim sürecinde her vakit yanımda oldular. Bu sürecin olumlu yanını hayattan kazandığım vakit olarak görüyorum. Olumsuz yanı ise eğitimin her yaş kümesi için büyük oranda uzaktan devam etmesi. Biz üniversite öğrencileri olarak bu durumun üstesinden daha kolay gelebiliriz fakat okul öncesi ve ilkokul öğrencileri için bu süreç daha güçlü geçecek” dedi.
Üniversite tecrübesine uzaktan eğitimle devam edeceği için üzgün olduğunu söz eden İKÜ İnşaat Mühendisliği 4. sınıf öğrencisi Emre Gül de “Ancak bu bizim sıhhatimiz için gerekli ve diğer tahlil yolumuz yok. Alışkın olduğumuz yüz yüze eğitim konforunu sağlayamayacak olması ve teknik problemlerle sıkça müsabaka ihtimalimizin olması yüz yüze eğitimin olumsuz yanları. Derslerin kayıt altına alınıyor olması ise olumlu bir özellik. Bence bu uygulama yüz yüze eğitime geçtiğimizde de sürmeli” diye konuştu.
GENÇLER DAHA ÂLÂ YÖNETTİ
İstanbul Kültür Üniversitesi’nde Öğrenci Hayat Meslek ve Mezun Müracaat Birimi’nin de lideri olan Uzaktan Öğretim Sorumlusu Dr. Neslihan Fatma Er ise dijital eğitim sürecinde bütün dünyanın kıymetli bir imtihandan geçtiğini kaydetti. Dr. Neslihan Fatma Er pandemi nedeniyle geçiş yapılan uzaktan öğretim sistemi ile ilgili şunları söyledi:
‘‘Pandemi devrinde mecburî geçiş yapılan uzaktan öğretimin zorluklarını gençler yetişkinlerden çok daha iyi yönettiler. Faal, iştirakçi, zorluklar karşısında daha sakin, tahlil odaklı, yapan davrandıklarını gözlemledik. Elbette ki uzaktan öğretimde yüzde yüz memnuniyeti her vakit yakalamak gerçekçi olmayabilir. Gençler, bilhassa de üniversite gençliğinin bakışı bu mevzuda çok daha rasyonel. Uygunlaştırma ve geliştirme tekliflerinde son derece açık ve net biçimde muhtaçlıklarını lisana getiriyorlar. Önümüzdeki 10vv yılda, pandemi periyodunda eğitim alan üniversite gençliği, sahip oldukları dijital donanım ve kriz idaresi tecrübeleriyle fark yaratacaklar.”
Cumhuriyet
