Özel, yaptığı yazılı açıklamada, TBMM Plan ve Bütçe Komitesinde kabul edilen Kamu Mali İdaresi ve Denetim Kanunu ile Kimi Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Kamu Mali İdare ve Denetim Kanunu’nda önemli değişiklikler yapılmak istendiğini, teklife nazaran bütçeden işlevsel sınıflandırmanın kaldırılacağını söz etti. Bu durumun kimi sonuçlarının olacağını belirten Özel, “Teklif ile iktidar partisinin tartışılmasından rahatsız olduğu ve mega proje olarak tanımladığı, yap-işlet-devret formülüyle iktidar partisinin yandaşı şirketlere ve müteahhitlere aktarılan projeler için vatandaşımızın cebinden çıkacak ölçüsü göremeyeceğimiz manasına geliyor. İktidar partisinin, kamuoyunda tartışılmasından rahatsız olduğu sayıları perdelediği, görünmez kıldığı bir sistem geliştirdikleri anlaşılıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Kamu özel iş birliği olarak isimlendirilen yap-işlet-devret modeli ile yapılan köprü, otoyol ve kent hastaneleri başta olmak üzere bu yatırımlar için 2017-2022 ortası bütçeden yapılan ve yapılması öngörülen ödemelerin toplamı 98 milyar 492 milyon lira olduğunu anımsatan Özel, bu faturanın 57 milyar 154 milyon lirasının sıhhat alanındaki yatırımları, 41 milyar 338 milyon lirasının ulaştırma alanındaki yatırımları kapsadığını kaydetti.
Özel, “Bu modelle yapılan yatırımlara verilen garantilerin çok uzun vadeli olduğu dikkate alındığında, bu prosedürle milletin cebinden çıkacak faturanın çok daha yüksek olduğu ortadadır. Vatandaşın cebine yansıyan bu fatura, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Lideri Tayyip Erdoğan’ın ‘Milletin cebinden kuruş çıkmıyor.’ diye söz ettiği yatırımların yükü.” tabirlerini kullandı.
“RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÖRTÜLÜ ÖDENEĞİ ÇOK SEVMİŞ”
Başta TÜİK olmak üzere son devirde iktidar partisinin açıkladığı sayılara artık kamuoyunda inanç duyulmadığını savunan Özel, şunları kaydetti:
“Bütçede görünmesiyle ortaya çıkan bu cins harcamaların artık büsbütün gizlenecek olması, demokrasilerin olmazsa olmaz kurallarından olan şeffaflık ve hesap verebilirlik unsuruna karşıttır. Bu teklif, mali saydamlık prensibini aşındırmaktadır. Mali saydamlık, vatandaşın itimadını artırdığı üzere mali saydamlıktan uzaklaşmak, yolsuzluk ve usulsüzlüklerin artması manasına gelecektir. 16 Nisan rejime kasteden anayasa değişikliğinin akabinde ülkemize bir tek adamın her alanda tek hakim kılındığı bir saray rejimi dayatılmıştır. Bu teklifle, saray rejiminin başındaki kişinin hesap vermediği ve şeffaf olmayan bir bütçe yolu getirilmek istenmektedir. Mali saydamlığı yok edecek, saray rejiminin hesap vermediği, istediği yandaş müteahhitlere ulufe dağıtır üzere para dağıtacağı bir sistem getirmek istiyorlar. Buna karşı çıkıyoruz ve bu tekniği yanlış buluyoruz. Cumhuriyet tarihinin örtülü ödenek harcamalarının rekortmeni olan Recep Tayyip Erdoğan, örtülü ödeneği o kadar çok sevmiş ki artık de örtülü bütçe peşinde koşuyor. Bu teklifin ilgili hususlarının Genel Şura etabında çekilmesi konusunda girişimlerimizi sürdüreceğiz.”
Cumhuriyet
