Türkiye’nin özellikle Covid-19 salgını sonrası artan yeni yurtdışı kaynak ihtiyacını karşılama konusunda sıkıntılar yaşayan ve bu nedenle uzun süredir arayış içinde olan ekonomi yönetimi, bir kez daha Katar’a sarıldı. Bu konuda ABD Merkez Bankası Fed’den resmi olmasa da olumlu yanıt alamayan, IMF’nin kapısını çalmayacağını açıklayan ekonomi yönetiminin bir süredir İngiltere, Japonya, Katar ve Çin ile görüştüğü basına yansımıştı.
İHTİYACI KARŞILAMAZ
Dünkü Merkez Bankası açıklamasına göre, banka ile Katar Merkez Bankası arasında 17 Ağustos 2018’de imzalanan ikili para takası (swap) anlaşması tadil edilerek tutar, 5 milyar dolardan 15 milyar dolar karşılığı TL ve Katar Riyali’ne yükseltildi.
Açıklamada şu vurgu da dikkat çekti: “Anlaşmanın temel hedefi yerel para birimleri üzerinden gerçekleştirilen ticareti kolaylaştırmak ve iki ülkenin finansal istikrarına destek sağlamaktır.” Eski Merkez Bankası Başkanı ve halen İYİ Parti milletvekili olan Durmuş Yılmaz, konuyu “Senin para bende, benim para sende dursun şeklindeki dokunulamayan swap anlaşmaları” şeklinde yorumlarken, gelecek paranın görüntüde rezervi yüksek göstermeye yarayacağını söyledi.
Yılmaz, “Katar ve Türkiye’nin dolar ihtiyacı için aldıkları TL ve riyalleri Londra’da satmaları gerekir, ancak bu durumda TL ve riyalin değeri düşer. İki ülke bunu istemez” dedi. Ayrıca Durmuş’a göre, bu anlaşma Türkiye’nin swap ihtiyacını karşılamaz.
HEDEF İNANDIRICI MI?
Birkaç gündür kamu bankaları eliyle kurların aşağı çekildiğini hatırlatan ekonomist Uğur Civelek de şunları anlattı: “Ancak beklenen swap haberi gelmedi. Bu nedenle döviz talebi büyümesin diye bu adım atıldı. Ama bu anlaşma TL karşılığı riyal. Rezervi artırmaz. Döviz (dolar) karşılığı swap yapılamadı.
Çünkü kimse yanaşmıyor, IMF’yi işaret ediyor.” İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Cem Başlevent ise Twitter’dan şu yorumu yaptı: “2019’da Katar’a yaptığımız ihracat 1.2 milyar dolar, ithalat bunun dörtte biri. 15 milyar dolarlık para takasının temel hedefinin ‘yerel parayla ticaret’ olması ne kadar inandırıcı?” Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ise dün “yeni dönem” vurgusu yaparak “Ticaret hacmi ve yerel paralarla swap noktasında çok daha etkin yürüteceğimiz bir süreç olacak” dedi.
SALGINI GÖREN ALTINA KOŞTU
ING Türkiye, “Türkiye’nin Tasarruf Eğilimleri Araştırması”nın 2020 yılı ilk çeyrek sonuçları ile birlikte nisan ayında koronavirüs salgınının harcama ve tasarrufa etkisini de ölçümledi. Buna göre, ilk çeyrekte tasarruf sahipliği oranı önceki çeyreğe göre yüzde 0.4 artışla yüzde 13.4’e çıktı.
Ancak geçen yılın aynı döneminde göre yüzde 0.8 geriledi. Yakın gelecekte tasarruf yapmayı planlayanların oranı da önceki çeyreğe göre 6.2 puan düştü ve yüzde 29.2 oldu. Yine ilk çeyrekte tasarruf araçları tercihindeki en dikkat çekici değişimlerden biri yaşandı. Sistem içi ve sistem dışı altın tercihi toplamda yüzde 30’a ulaşarak geçen çeyreğe göre yüzde 6 arttı ve 2014’ten bu yana en yüksek seviyeye ulaştı.
Nisan ayıyla ilgili ölçümlerde de ilk çeyrekte başlayan altına yönelişin sürdüğü görüldü. Salgın ile birlikte tasarruf sahiplerinin yüzde 16’sı altın hesabı tasarruflarının arttığını belirtti. Öte yandan nisandaki harcamalara bakıldığında katılımcıların yüzde 58’i gıdamarket, yüzde 56’sı fatura giderlerinde artış yaşadı.
Cumhuriyet