AFP
Avrupa Birliği (AB) Dış Bağlantılar ve Güvenlik Siyaseti Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, “Yüksek Diplomatik Tansiyonlu Hafta” başlıklı bir blog yazısı kaleme aldı.
AB’nin ABD, Çin, Rusya ve Türkiye ile ilgilerinde değerli bir haftanın yaşandığını belirterek yazısına başlayan Borrell, “Birçok olay, demokrasilerle otoriter rejimlerin karşı karşıya geldiğinin göstergesiydi. Lakin, Rusya ve Çin Batı dünyasına karşı güçlerini birleştirmiş üzere gözükse de, çok kutuplu dünyanın gelecek jeopolitik görüntüsü pek de kolay değil” tabirlerini kullandı.
22 Mart’ta yapılan AB Dışişleri Bakanları toplantısının ana gündem hususunun Türkiye olduğunu fakat bunun yanında Rusya, Çin, Kuzey Kore, Libya, Sudan ve Eritre’de insan haklarını ihlal eden kişi ve kümelere yönelik yaptırım kararları da aldıklarını hatırlatan Borrell, Rusya ve Çin’in ekonomik çıkarlar için bir ortaya geldiğini belirtti.
Buna nazaran Rusya’nın güç arzını daha geniş bir alana yaymak istediğini, Çin’in de güç gereksinimini karşılamak için Rusya’ya döndüğünü belirten Borrell, bu ilginin yalnızca ekonomik gayeli olmadığını da belirtti. İki ülkenin de “demokratik değerlere” ve “ülkenin iç işlerine karışmak olarak gördükleri kimi adımlara karşı” bir ortaya geldiklerini yazan Borrell, ekonomik manada Çin’in elinin daha üstün olduğunu da tabir etti:
“Rusya hiçbir vakit Batı için ekonomik rakip ya da büyük bir ticaret ortağı olmazken Çin bugün dünyanın ikinci büyük ekonomik gücü ve hem ABD hem AB için kritik kıymette bir ticaret ortağı. Politik olarak da bugünün dünyası iki kutuplu değil çok kutuplu.”
AB-TÜRKİYE MÜNASEBETLERİNDE YENİ BİR DEVİR Mİ?
Yazısında AB ve Türkiye ilgilerine farklı bir başlık ayıran Borrell, bu alanda daha evvel birçok tansiyon yaşandığını lakin son periyotta hem kullanılan lisan hem de Doğu Akdeniz’de yaşananlar manasında bir gelişme olduğunu belirtti:
“Aynı vakitte ülke içinde çok tasa verici kararlara da şahit olduk. Örneğin demokratik muhalif parti HDP’ye yönelik operasyonlar, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı gibi…
“Mevlüt Çavuşoğlu ile yaptığım görüşme sonrası , daha yapan bir hal oluşturmak ve devam ettirebilmek için Türkiye ile etkin olarak çalışmaya devam etmemiz gerektiği konusunda ikna oldum.”
Doğu Akdeniz konusunda da her alanda Türkiye ile faal olarak çalışmaya devam edeceğini tabir eden Borrell’e nazaran, Türkiye Libya konusunda da adım atmalı:
“10 yıl süren çatışmaların akabinde Libya halkı, birlik hükümeti ve siyasi geçiş süreciyle birlikte yeni bir talih elde etti. Bu fırsat penceresinden yararlanmak için yeni hükümetin başındaki Başbakan El Dibeybe ile de konuştuğumuz üzere hepimiz elimizden yapmalıyız. Türkiye de Libya’da, askeri müdahale de dahil olmak üzere değerli bir aktör oldu. Artık biz de AB olarak daha fazla ne yapabileceğimize bakmalıyız. Birleşmiş Milletler’in de talep etmesi halinde AB olarak ateşkesi gözlemleyebiliriz.”
- AB başkanları Türkiye’yi ‘parti kapatma ve bayan hakları’ konusunda uyardı
- Erdoğan: Türkiye’nin geleceğini Avrupa’da görüyoruz
- HDP davasına AB ve ABD’den reaksiyon, Almanya’dan kınama geldi: ‘Çok sesliliğin bitirilmesine hakikat pişmanlık duymadan ilerleniyor’
- İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılma kararına Avrupa genelinde reaksiyon: ‘Kadın hakları insan haklarıdır’
Cumhuriyet
