Cumhurbaşkanlığı Müdafaa Daire Başkanlığı’nda misyonlu M.A.B isimli polis memuru dün sabah saatlerinde hayatına son verdi. İşe gitmeyen ve telefonunu açmayan polis memurunun konutuna giden vazife arkadaşları çilingir yardımıyla girdikleri meskende M.A.B’nin cansız vücuduyla karşılaştı.
Yeniçağ gazetesinin haberine nazaran; Emniyet’in bahisle ilgili olarak yürüttüğü çalışma sonucunda, canına kıyan polis memuru M.A.B.’nin maddi zahmetlerinin olduğu, annesinin de MS hastası olduğu bilgisi edinildi.
Emniyet’ten edinilen bilgiye nazaran olayın detayları şöyle anlatıldı:
“Yapılan çalışmada; M.A.B.’nin olay yeri adreste yaklaşık olarak 4 aydır yalnız ikamet ettiği, Cumhurbaşkanlığı Muhafaza Daire Başkanlığında Polis Memuru olarak vazife yaptığı, M.A.B.’nin annesinin MS hastası olduğu, maddi problemlerinin bulunduğu ve psikolojisinin iyi olmadığı, bugün sabah vazifeye gelmemesi ve telefonunun kapalı olması üzerine, gece vazifesinden çıkan ve birebir mahalleden ikamet eden bilgi sahibi iş arkadaşı E. Y., F.K. ve Y.K.’nin ikamete geldikleri, kapıyı çalmasına karşın açan olması üzerine çilingir marifetiyle içeri girdiklerinde, M.A.B.’nin salonda bulanan kanepeye diz üstü dayanmış vaziyette EKS olarak görmeleri üzerine 112 ye bilgi verdikleri, gelen sıhhat grubunun yaptığı denetimde EKS olduğunun anlaşıldığı, kanepe üstünde M.A.B.’nin yüzünün altında tabancanın olduğu görülmüş, ikamet içerisinde yapılan incelemede, kareli kağıt üzerine mavi tükenmez kalemle yazılmış, (…) bir sahifelik intihar notu bulunmuştur.”
GERİSİNDE MEKTUP BIRAKMIŞTI
İntihar eden polis memuru M.A.B.’nin akabinde bıraktığı mektubta şu sözler yer alıyor:
“Personelini aşağılamak, tehdit etmek, meslekten etmek, küçük düşürmek, yalancı pozisyonuna koymak en iyi yaptığınız iş olsa gerek. Her insanın bir gururu vardır ve ben o lafları kaldıramadım. Evet C.B. ve A.Ö. bina tesis ve kapılar size ilişkin. Keşke üstte yazdıklarım yerine biraz da çalışana iyi davranıp hal hatır sormayı onları anlamayı deneseydiniz. Cenazeme M. Y. komiserim hariç hiçbir rütbenin gelmesini istemiyorum.”
Cumhuriyet
