Sözcü Gazetesi muharriri ve gazeteci İsmail Saymaz, 12 yaşındaki çocuğu istismar eden “Fatih Nurullah” lakaplı, Uşşaki piri Eyyüp Fatih Şağban’ın sahip olduğu mülklere ilişkin ayrıntıları yazdı. Pirin aslında bir emlak zengini olduğunu söyleyen Saymaz’ın yazısı şu halde:
“Fatih Nurullah” ismini kullanan Uşşaki Piri Eyyüp Fatih Şağban, Türkiye’yi sarsan telefon konuşmasında, kızını istismar ettiği F.A. isimli müridini şikayetten vazgeçirmek ve kendisini acındırmak için “Ben bitmişim zaten” diyor.
Burnundan soluyan baba F.A. ile Şağban’ın çarpıcı diyalogu şöyle devam ediyor:
F.A: Sen niçin bitmişsin? Cebinde parası olan, her ay tıkır tıkır para yatan, zevki sefa eden… Millet sana Allah isteği için hizmet ediyor ya!
Şağban: Para cemaatin parası, benim param yok. Benim emekli maaşım var.
F.A: Emlak kimin yeri?
Şağban: Arsa dergahın…
F.A: Nasıl dergahın?
Şağban: Yatırım…
16 BİNASI, YEDİ DAİRESİ VAR
Bu diyalogda, gerçekliği kuşku götürmeyen tek bir bilgi var; o da Şağban’ın emeklilik hakkı kazanmış olması. Sahiden de Şağban, Akyazı jandarması ve başsavcılığındaki tabirinde, emekli olduğunu, aylık 8-10 bin TL gelirinin bulunduğunu söylüyor. Şağban’ı tanıyanlar, geçmişte Şişli’de alçıpan işi yaptığını hatırlatıyor. Şimdilerde, biri imam nikahlı olmak üzere iki eşi ve beş çocuğu olduğu düşünülürse, emekli maaşıyla fakat meskeninin masrafını karşılayabilir. Gel gör ki, tapu kayıtları bu türlü söylemiyor.
Kayıtlara nazaran emlak zengini denilebilecek kadar mülk edinmiş.
Şağban ismine İstanbul Şişli’de altı bina/arsa, Avcılar’da dört bina/ arsa, Kadıköy’de iki bina/arsa ve iki daire, Sakarya Akyazı’da üç bina/arsa ve beş daire, Yalova’da bir bina/arsa kayıtlı görünüyor.
OĞLU ŞİRKETİN BAŞINDA
Şağban, tarikat faaliyetlerinin çatısı olarak, Gülzari Mualla Kültür İlim ve Araştırma Vakfı’nı kullanıyor. Bu vakfın İstanbul Beyoğlu Hacı Ahmet Mahallesi Pir Hüsamettin Sokak No:8 adresinde iki katlı binası var. Varsayım edileceği üzere vakfın başkanlığını Şağban yürütüyor. Tarikat da Şağban’ın, vakıf da, vakfın milyarlık binaları da…
Binada, “Dersaadet Yayıncılık ve Tertip Anonim Şirketi” faaliyet gösteriyor. Ticaret Sicil Gazetesi’ne nazaran 2018 yılında kurulan bu şirketin idare konseyi lideri olarak Şağban’ın oğlu Hasan Hüsamettin görünüyor. Şirketin İstanbul Pendik’te iki bina/arsası var.
Şağban, ailesine “düşkün” bir baba olarak çocuklarını mülksüz bırakmamış. Tarikatta üst seviye misyonlar verdiği oğlu Hasan Hüsamettin ismine Çankırı’da bir bina/arsa ve Çanakkale’de iki daire, öbür oğlu Hüsrev ismine İstanbul Avcılar’da daire bulunuyor.
Argümana nazaran Şağban, tutuklandığı günden beri tarikatı oğulları aracılığıyla yönetiyor. Cezaevinin kendisi için medreseye dönüştüğünü ve çok hoş düşler gördüğünü yayarak, tarikatı bir ortada tutmaya çabalıyor. “Halifeler vazifelerine devam etsin” diye buyruk verip dışarıya çıkacağı güne hazırlanıyor.
TARİKAT VE CEMAATLER HOLDİNGE DÖNÜŞTÜ
Bu görünüm, Türkiye’de tarikat ve cemaatlerin holdinge, pirlerin CEO’ya, müritlerin müşteriye dönüştüğünün açık ispatıdır. Karşımızda, sav ettikleri üzere, Allah’a sevinçle bağlanmış, dünya malından yüz çevirip ahiret için tasarruf eden, bir lokma bir hurma yaşayan dervişanlar dünyası yoktur. Bütün yatırımları, Şağban’ınki üzere dünyalıklara dairdir.
Şağban, 20 yıl evvel alçıpan dükkanını kapatıp Beyoğlu’da, Uşşakiliğin kurucusu olan Pir Hasan Hüsamettin’in mezarının bulunduğu dergahın çabucak çaprazında kendi dergahını açtı. Dergah dediysem, “Uşşaki Holding” diye anlayın.
HOLDİNG BÜNYESİNDE KURULAN ŞİRKETLER
Holding bünyesinde; Gülzari Mualla Kültür, İlim ve Araştırma Vakfı’nı… Nurani Derneği’ni, Nurani TV’yi, Hayır Eli Derneği’ni… Dersaadet Yayıncılık ve Tertip Anonim Şirketi’ni kurdu. 20’yi aşkın kentte 60’ı aşkın dergaha kavuştu. Kuzey Afrika’ya, Almanya’ya ve Fransa’ya yayıldı.
BAĞIŞ VE ZEKATLAR ŞİRKETE
Bağış, zekat, fitre ve yardımlarla büyüdü. Kendi beyanına nazaran, emekli aylığından öbür bir geliri bulunmayan Şağban, holding sayesinde 16 bina ve yedi dairenin sahibi oldu. Şağban her CEO üzere edindiği ve hükmettiği serveti ailesi ortasında hisse ediyor. Şirket idaresine Pir Hasan Hüsamettin ismini verdiği büyük oğlunu getirdi.
Hiç kuşkunuz olmasın ki…
Şağban, gelecekte pirlik postunu oğlu Hasan Hüsamettin’e bırakacaktır. Zira holdinge dönüşmüş dini kümelerde şeyhliğin fukaralara, arkasızlara, iki yakası bir ortaya gelmeyenlere bırakıldığı görülmemiştir.
PIRLER VE OĞULLAR
Bu, pirlerin oğullarının ve damatlarının hakkıdır.
İşsizlik, yoksulluk ve yoksunluğun pençesinde ah çeken insanlarımız; dünyada hakkı olup elde edemediğini, kerameti kendinden menkul pirlerin iki kaşının ortasında arayan müritler ordusu, işte bu sömürü dergahının müşterisidir.
Cumhuriyet
