MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli’nin, 2004 yılında 313 generale “siyasi iktidarı uyarmaları” için mektup yazdığı ortaya çıktı.
Emekli amirallerin, “Tekkedeki amiral”, “Montrö’nün tartışmaya açılması”, “Atatürk prensip ve devrimleri” mevzularında yayımladığı bildiri üzerine dün Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmıştı.
Açıklamanın akabinde Devlet Bahçeli sert sözlerle amirallere yüklenmişti. Bahçeli, “Rütbeleri sökülmelidir” demişti.
Bugün ise Bahçeli’nin 2004 yılında başta Genelkurmay Lideri, 313 generale “siyasi iktidarı uyarmaları” için ‘Tarihi vazife çağrısı’ başlıklı 17 sayfa mektup yazdığına dair Hürriyet gazetesi manşeti toplumsal medyada paylaşıldı.
O haberde şu satırlar yer aldı:
“Son günlerde yaşanan gelişmeler Türkiye’nin ulusal birliğini ve bütünlüğünü maksat alan birtakım çevrelerin ülkeyi tehlikeli bir gerginlik ortamına sürüklemek istediklerini göstermektedir. İhanet provaları ve nümayişlerle yeni tahrikler için yer arayışına girilmiştir…
AKP Hükümetinin içine düştüğü teslimiyet ve aczden güç ve yürek alan bu iç ve dış tahriklerin iç bünyemizi kemirmesine ve Türkiye’nin ufkunun karartılmasına asla müsaade verilmemelidir…
AKP iktidarı kendisiyle birlikte Türkiye’yi de bir felakete sürükleyecek bu tehlikeli yolda ısrar ederse bu durumun çok ağır olacak vebalini tarih önünde taşımak durumunda kalacak ve mahşeri vicdanına mahkum olacaktır. Bölücü terör örgütüne yardım ve yataklıktan mahkum olan ve PKK irtibatlı faaliyetleri nedeniyle kapatılan bir siyasi partiye mensup eski milletvekillerinin tahliyesi, yeni tahriklerin sahneye konulması için siyasi bir gövde gösterisine dönüştürülmüştür…
PKK’nın siyasallaşması amacının adım adım gerçekleştirilmesini, Türkiye siyasetinin merkezi haline getiren AB, bu mahkumların özgür bırakılması için bugüne kadar her türlü zorlamayı yapmış, her yola tevessül etmiştir… AKP, bu süreçte kendisine verilen vazifesi büyük bir sadakatle ifa etmiştir. Birinci adım olarak AB İnsah Hakları Mahkemesi’ni Türk ulusal hukuk sisteminin üzerinde yüksek temyiz mahkemesi haline getirmiştir…
Ne acıklıdır ki basınımızın bir kısmı de bu koroya katılmıştır… AB’nin himayesi ve vesayeti altında Türkiye’de yeni tahrik ve nifak tohumlarını atılmasında yeni bir taban kazanılmıştır. AB’ye her bakımdan teslim olan AKP iktidarı ne acıdır ki Türkiye’yi AB birliğine taşımakta bölücü heveslere umut bağlamış, bundan medet umar hale düşmüştür.
AKP iktidarına bu bahiste hakim olan anlayış, önümüzdeki periyotta Türkiye’yi çok güç günlerin beklediğinin habercisidir. Bölücü terörün, Türkiye’nin AB üyelik sürecini kendi siyasi maksatlarına hizmet edecek bir araç olarak gördüğü, ve siyasi stratejisinin AB’nin Türkiye’den talepleriyle örtüştüğü, kimsenin inkar edemeyeceği gerçeklerdir… Herkes haddini bilmeli, rüzgar ekenin fırtına biçeceğini aklından hiç çıkarmamalıdır. Bu vatan sahipsiz değildir…”
Cumhuriyet