Azerbaycan’ın başşehri Bakü’yü 15 Eylül 1918’de Ermeni çeteleri ve Bolşevik birliklerinden kurtaran Kafkas İslam Ordusu Kumandanı Nuri Paşa’nın vefatının üzerinden 72 yıl geçti.
Sütlüce’deki silah fabrikasında 2 Mart 1949’da meydana gelen büyük patlamada can veren Nuri Paşa’nın bir kazaya mı kurban gittiği yoksa bir suikast kurbanı mı olduğu bugüne kadar aydınlatılamadı.
Nuri Paşa, 1890’da Manastır’da doğdu, ilkokul ve lise eğitimini burada tamamladıktan sonra 1909’da Manastır Harbiyesi’nden üsteğmen olarak mezun oldu, Balkanlar’da çeşitli bölgelerde vazife yaptı ve 1911’de Trablusgarp Savaşı’na katıldı.
Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’na girmesinin akabinde kendisine “padişah yaverliği” rütbesi verilen Nuri Paşa, 1917’ye kadar Trablusgarp ve Bingazi’de vazife yaparken İngiliz, İtalyan ve Fransız kuvvetlerine karşı birçok savaşa girdi.
Enver Paşa, Azerbaycan ve Dağıstan’ın Osmanlı’dan yardım talep etmesi üzerine kurdurduğu Kafkas İslam Ordusunun kumandanlığına kardeşi Nuri Paşa’yı getirdi.
15 EYLÜL 1918’DE BAKÜ’YÜ KURTARDI
Gence’ye 25 Mayıs 1918’de ulaşan Kafkas İslam Ordusundaki asker sayısı, Azerbaycan kolordusundan yapılan bin kişilik destekle 12 bine ulaştı. Güzergahındaki Göyçay, Salyan, Ağsu ve Kürdemir’i de Bolşevik birlikleri ve Ermeni çetelerinden temizleyen Kafkas İslam Ordusu, 15 Eylül 1918’de Bakü’yü kurtardı. Kafkas İslam Ordusu, Bakü’nün kurtuluşu için 1130 şehit verdi.
“Bakü Fatihi” olarak da anılan Nuri Paşa, Azerbaycan’da gittiği her yerde hürmet ve hürmetle karşılandı. Azerbaycanlılar, kurtarıcıları olan ordunun kumandanını konutlarında konuk etmek için birbiriyle yarıştı.
Bakü’de büyük coşkuyla karşılanan Nuri Paşa, Tezepir Mescidi’nde minbere çıkarak halka hitap etti. Kelam konusu minber, “Nuri Paşa minberi” diye anılıyor ve mescitte korunuyor. Paşanın Gence’de konakladığı mesken de müze olarak faaliyet gösteriyor.
“HAYATIMI KAYBETSEYDİM DE…”
Mondros Mütarekesi imzalandıktan sonra Kafkas İslam Ordusu Bakü’yü terk etmek zorunda kalırken; Nuri Paşa, İngilizler tarafından Batum’da tutuklandı.
Nuri Paşa, 8 Ağustos 1919’da yargılanmak üzere götürülürken Kafkasyalıların yardımıyla mahpustan kaçmayı başardı.
Kurtardığı Bakü’nün daha sonra Bolşevikler tarafından işgal edilmesi Paşa’yı çok üzdü. Azerbaycanlı Cabbar Ertürk, 1956’da kaleme aldığı “Anayurtta Unutulan Türklük” isimli kitabında, Nuri Paşa’nın şu tabirine yer verdi:
“Ağabeyimin (Enver Paşa) şehit olması kalbimi ne kadar sızlattıysa, Azerbaycan’ın istilası kalbimi ondan daha çok sızlattı. Ağabeyim bir faniydi ancak Azerbaycan’daki Türklük ebedidir. Keşke hayatımı kaybetseydim de Azerbaycan, Türklüğün dışında kalmasaydı.”
SİLAH İMALATI
1921’de Berlin’e giden Nuri Paşa, burada çiniciliği öğrenerek 1924’te İstanbul’a döndü ve Kütahya Çinicilik Anonim Şirketini kurdu.
Askerlik hayatı kahramanlıklarla geçen Nuri Paşa, bir müddet sonra fabrikasını devrederek savaş endüstrisine yöneldi.
Sütlüce’de bulunan bir fabrikayı satın alarak ordu için silah ve cephane üreten Nuri Paşa, “Nuri tabancası” ismini verdiği Türkiye’nin birinci 9 milimetrelik silahının seri imalatını gerçekleştirdi.
Nuri Paşa, Arap-İsrail Savaşı’nda Arap ordularını ve Filistin halkını destekledi. İsrail’in kuruluşundan sonra da Arap direnişçiler için silah ve cephane üreten Nuri Paşa, Sütlüce’deki fabrikasında 2 Mart 1949’da meydana gelen büyük patlamada can verdi.
Patlama, bazıları tarafından kaza bazıları tarafındansa İsrail istihbaratı tarafından organize edilen suikast olarak değerlendirildi.
Cumhuriyet