Sıhhat Bakanlığı Koronavirüs Bilimsel Müşavere Konseyi Üyesi ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sıhhati Uzmanı Prof. Dr. Levent Akın, hadiselerin artmasında en değerli nedenin şu anda Türkiye’de dolanımda olan İngiliz varyantının yüzde 70-90 civarında çabucak hemen her yerde yerleşmesi olduğunu söyledi.
Akın, “O kadar yaygın ki, artık biz mikrobu kapan olaylara ‘bu İngiliz varyantı mı, yoksa özgün varyant mı’ bunun taramasını dahi yapmaya gerek görmüyoruz; zira çok yaygın İngiliz varyantı görüyoruz. Bulaşması çok yüksek. O yüzden de çok küçük bir virüs sayısıyla bile bulaşabiliyor ve belirtiler çıkmasına sebep olabiliyor” diye konuştu.
“İNTİKAM ALIR ÜZERE…”
Prof. Dr. Akın, insanların toplumsal hayattan uzak kalmaktan önemli manada sıkılırken, 1 Mart’tan itibaren restoranlar, kapalı yerler ya da toplu bulunulan çarşı üzere alanlara intikam alırcasına saldırdıklarını söyledi. Maske, uzaklık kurallarının hiçe sayıldığını kaydeden Akın, “Zaten çok bulaşıcı olduğunu bildiğimiz bir virüs var. Bu ortam, virüsün yayılmasını kolaylaştırdı. O yüzden hadiseler süratli bir formda arttı. Geçen sene nisan ayının ortalarında biz çok önemli, ağır, sert tedbirler aldığımızda bizim resmi olay sayımız 5-6 bin civarındaydı. Şu anda biz resmi olarak 30 binin üzerinde olay bildiriyoruz. O vakit hastalığın ne kadar yaygın olduğunu iddia edebilirsiniz. Bunun temel sebebi, bilhassa toplumun kendini korumak için gerekli tedbirlere dikkat etmemesi ve de çok süratli bulaşan bir virüsün varlığıdır” dedi.
“ÖYLE BİR BELAYLA BAŞ BAŞAYIZ Kİ…”
Prof. Dr. Levent Akın, hastalığın yayılımını durdurmada aşının çok değerli olduğunu, bu yüzden Ramazan ayında da aşılama çalışmasının devam etmesi gerektiğini bildirdi. Akın, şöyle konuştu:
“Benim bildiğim kadarıyla uygulanan aşı oruçla ilgili bir çelişki yaratmıyor. Zati o denli bir bela, o denli bir afetle baş başayız ki, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu bahiste vereceği gerçek teklifler, ikazlar olacağını iddia ediyorum. Ne olursa olsun bizim toplumu yüksek ölçüde aşılamamız gerekiyor. Tüm Müslüman topluluk için Ramazan ayı çok özel bir ay. Ancak bu ayda da insanlarımızın ölmemesi, hastalanmaması ve hastaneye yatmaması çok kıymetli. Şu anda yaklaşık 220 ile 250 bin civarında etkin hadisemiz var. Bu çok büyük bir sayı. Düşünebiliyor musunuz her 1 milyon bireyden yaklaşık 250’si enfeksiyon casusuyla taşıyor demektir” tabirlerini kullandı.
DİYANET’E DAVET YAPTI
Prof. Dr. Akın, ferdî esirgeyici tedbirlerin çok kıymetli olduğunu; fakat kesinlikle yaygın aşıya gereksinim olduğunu aktararak, “Yaygın aşı olursak, yalnızca kendimize değil toplumumuza da yarar sağlamış oluruz. O yüzden Ramazan ayında beşerler aşı olacağı günler tahminen oruç tutmayabilirler. Hiç olmazsa, aşı olacakları gün tahminen oruç tutmayıp daha sonra eksik oruçlarını tamamlarlar diye düşünüyorum. Fakat bu dediğim üzere biraz ilahiyatçıların uzmanlık alanı. Bunun karşılığını tam veremem; fakat bütün insanların Ramazan ayında da kendilerine sıra geldiğinde aşı olmasını isterim, toplumdaki bu belayı çözebilmemiz için. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu mevzuda dayanağına muhtaçlığımız var. Diyanet İşleri Başkanlığı elbette ki, dinin gereklerini yanlışsız yorumlayarak bir teklif verecektir. Benim isteğim şu anda toplumda çok yaygın, geniş ve fazla ölçüde aşılanmış şahıslara sahip olabilmek” diye konuştu.
“RAMAZANDA DA ARTAR”
Prof. Dr. Akın, Ramazan ayında hadise sayılarındaki durumun toplumdaki davranış kalıplarına bağlı olarak değişebileceğini söz ederek, “Eğer toplum yeniden kalabalık alanlara, toplu halde davranışlara, kalabalık kapalı alanlarda toplu davranışları sürdürürse, hadise artışı devam eder. Ramazan çok özel bir ay olmakla birlikte beşerler daha sakin, davranış kalıpları tahminen daha içe dönük olmakla birlikte tekrar Ramazan ayında da hareket vardır. O yüzden de Ramazan ya da Ramazan dışı günler benim için hastalığın bulaşması açısından çok bir ayrım yok, şayet bu türlü giderse Ramazan ayında da hadise artışının devam edeceğini düşünüyorum” dedi.
Cumhuriyet
