İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Kolu Öğretim Üyesi ve Sıhhat Bakanlığı Koronavirüs Bilim Heyeti Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, son günlerde kamuoyunda epeyce merak edilen ve tartışılan gündem unsurlarıyla ilgili kıymetli açıklamalarda bulundu.
“TOPLU TAŞIMADA BEŞERLER İKİ SANTİM UZAKLIKTA GİDİYOR”
Türkiye’nin hadise sayısında en üst düzeye ulaştığını belirten Prof. Dr. Yavuz, “Hem çok yüksek hasta sayısı var, hem de sıhhat sisteminin artık buna karşılık verememe riski kelam konusu. Toplu taşımalar sahiden çok kalabalık. Ben de kullandığım için çok iyi biliyorum, insanların ortasındaki uzaklık 1-2 santimi bile bulmuyor. Daha çok bulaştığını söylediğimiz bir virüs var, toplu taşımadaki kalabalıkların azaltılması gerekiyor. Bunun da yolu, bir kez, birçok işkolu için uzaktan çalışmaya geçmek. Yani şu evrede artık belirli iş kollarının açık kalması dışında oburlarının uzaktan çalışmaya geçmesi en makul metot üzere görünüyor. Konut halkı dışında hiç kimseyle görüşebilecek durumda değiliz” diye konuştu.
“VARYANT İÇİN EKSTRA TEST YAPTIRMANIN HASTAYA HİÇBİR YARARI YOK”
“Varyant virüsle enfekte miyim” diye merak edip ekstra test yaptırmanın, gereksiz yere ekonomik yük altına girmek manasına geldiğini de belirten Prof. Dr. Yavuz, varyant virüslerde hastanın takibi ve tedavisinde hiçbir farkın olmadığına işaret ederek ikazlarda bulundu.
Yavuz, “Hastanın hiçbir işine yaramayacak, bunu yaptırmalarına gerek yok vatandaşların. Boşu boşuna ekonomik kayba uğruyorlar.Yalnızca ilgili tabip ve Sıhhat Bakanlığı’nın bilmesi gereken biri bilgi. O nedenle insanların sanki varyant mıyım diye gidip ekstra test yaptırması çok gereksiz” dedi.
“HENÜZ TÜRKİYE’YE HAS BİR VARYANT TESPİT EDİLMEDİ”
Bir varyantın manalı hale gelebilmesi için pek çok farklı kent ve ülkede görülmesi gerektiğini de söyleyen Prof. Dr. Serap Yavuz, şimdilik bu halde Türkiye’ye has bir varyant tespitinin olmadığını söyleyerek “Varyantın manalı hale gelmesi, yani Variants of Concern (VOC) dediğimiz, kaygı yaratacak bir varyant olması için bunun ya yayılması, öteki kent ve ülkelerde görülmesi, ya daha ağır hastalık yapması, ya da aşılardan kaçması üzere bir grup marifetlerinin olması lazım. Türkiye’de şu anda şimdi buraya has o denli bir varyant tanımlanmadı” dedi.
“EN DÜZGÜN COVİD AŞISI ŞUDUR DİYEBİLECEK NOKTADA DEĞİLİZ”
Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, geçtiğimiz günlerde Çin Hastalık Denetim Merkezleri Yöneticisi Gao Fu’nun ülkede üretilen koronavirüs aşılarının tesirinin ‘düşük’ olduğu ve etkiyi artırmak için farklı aşıların karıştırılmasının düşünüldüğü istikametindeki açıklamaları üzerine başlayan tartışmaların da yersiz olduğunu belirterek, “En başından beri Faz 1-2 evresinden biri Sars-Coronavirüsü aşısının antikor düzeylerini biliyorduk, natürel ki mRNA’ya nazaran daha düşük düzeylerde antikor oluşturduğunu biliyoruz. Bu bâtın bir bilgi değil. Şu anda Covid için en ülkü aşı hangisi sorusunun karşılığı şimdi verilmiş değil. Bunu bilmemiz gerekiyor. Çin’den de yapılan açıklama da mantıklı, antikor cevabı daha düşükse, sanki antikor cevabını artıran bir casusla ardışık olarak yaparsak daha mı yüksek olur, buna bakıyorlar. Klinik çalışmalar yapılacak bununla ilgili” tabirlerini kullandı.
SİNOVAC AŞISI BOŞUNA MI YAPILDI?
Şu anda kullanımda olan aşılar dahil pek çok aşının bilgilerinin yakından takip edildiğini de vurgulayan Prof. Dr. Yavuz, “Bazı aşıların istenmeyen yan tesirleri çıkıyor, onlar takip ediliyor. Sanki orada bir doz azaltılmasına gidebilir miyiz deniyor vs; bilimsel gelişmeler bu türlü olur. Burada şu aşı makus, bu aşı iyi tartışmaları çok anlamsız. Aşıların hepsinin, ağır hastalığa karşı, mevte karşı büyük oranlarda koruduğu görülmüş. Buradaki kasvet şu olabilir, şu anda bizim Faz 3’teki çalışmamızdan sonra gerçek hayat bilgilerini Bakanlığımızın bir an evvel çıkarması, bilimsel platformlarda bunu paylaşması lazım. Yani halka açıklamak da kıymetli fakat temel, en azından preprint bilimsel platformlarda, bu bilgiler paylaşılırsa, herkes biraz daha rahat eder. Sinovac firmasının aşısı olan CoronaVac aşısını boşuna yaptırdık diye kaygılanmak gereksiz ve kelam konusu değil. Zira bütün Faz çalışmalarında bu aşının da tesirli olduğu gösterildi. Hem ağır hastalığa, hem de hastaneye yatışta. Sıhhat Bakanlığının açıkladığı öncü gerçek hayat bilgilerinde de tesirli olduğunu gördük. Esasen doktorlar de kendi aşıladıkları hasta kümelerinde, tesirini görüyorlar. Etkisizlik muhakkak kelam konusu değil. Doğal ki en iyi aşıyı bulmak, daha iyisine ulaşmak için çalışmaların da devam etmesi gerekiyor” halinde konuştu.
Cumhuriyet
