CHP Ankara Milletvekili Murat Buyruk, TBMM Genel Konseyi’nde salgında gelinen son durumla ilgili çarpıcı ikazlarda bulundu, AKP’nin siyasetlerini eleştirdi.
AKP’nin lebalep kongrelerini eleştirerek, “Lebalep kongrelerden sonra lebalep ağır bakımlara da hazır olmak durumundayız” dedi.
Türkiye’deki ağır hasta oranının dünya ortalamasının 4 kat üstüne çıktığını da söz eden Buyruk, “Son derece önemli bir durumla karşı karşıyayız; böylesine aç-kapa modelleriyle, aç-kapa yollarıyla pandemiyle baş etmemiz olanaksız” diye konuştu.
DÜNYA ORTALAMASININ 4 KATI
CHP Ankara Milletvekili Murat Buyruk, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmasında “Pandemide büyük bir dalganın içindeyiz ve çok makus bir sona gerçek da süratle ilerliyoruz. Çok önemli olmak zorundayız ve çok ciddiye almak zorundayız maalesef. Ve lebalep kongrelerden sonra lebalep ağır bakımlara da hazır olmak durumundayız zira pandemi ağır bir formda üstümüze hakikat geliyor lakin sizin iktidarınız bunun ne kadar farkında, doğrusu bilemiyorum. Türkiye’deki ağır hasta oranının dünya ortalamasının 4 kat üstünde olduğunu da bilmeniz lazım. Hasebiyle, son derece önemli bir durumla karşı karşıyayız; böylesine aç-kapa modelleriyle, aç-kapa yollarıyla pandemiyle baş etmemiz olanaksız. Aşılanıyoruz. Aşılar ne kadar tesirli, tartışılır. Memleketler arası bir yayın var mı aşı konusunda, bizim aşımız konusunda? Yok. Niçin yok? Bu sorunun yanıtı aşikâr değil.” dedi.
AKTİFLİĞİ NASIL YÜZDE 100 OLUYOR?
“Her gün kaybettiğimiz 150’den fazla vatandaşımız ortasında aşı olan hiç yok mu? 2 doz aşısını olan hiç yok mu? 65 yaş üstü vatandaşımızı kaybetmiyor muyuz?” diye soran Buyruk, “Peki, aşılanıp da ömrünü yitiren hastalarımız var ise şayet, bizim kullandığımız aşının aktifliği nasıl yüzde 100 oluyor; nasıl bizim aşımız hastaneye yatma oranını yüzde 100 oranında azaltmış oluyor? Bakın, ciddiye almanız lazım, önemli olmanız lazım” diye konuştu.
BAKANIN AŞI ÇELİŞKİSİ
Bakan Koca’nın Türkiye’ye 1,4 milyon Pfizer aşısı geldiği istikametindeki açıklamalarına da değinen Buyruk şunları söz etti:
“Sayın Bakana soruyorum: ‘Avrupa Birliği söyledi, Türkiye’ye 1,4 milyon Pfizer aşısı geldi mi?’ diyorum, yanıt yok. Beş gün bekliyoruz, yanıt yok. Sonra bir gazeteciye yazıyor, ‘Ciddiye almazdım onları da siz gündeme getirdiniz diye yanıt vereyim’ diyor ve BioNTech’ten getirdiği bir belgeyi sunuyor. ‘Bunu da yayın, bakın, ben palavra söylemiyorum’ diyor. Dokümanda ne diyor biliyor musunuz? ‘1,4 milyon doz Pfizer aşısı geldi ve bunlar 24 Mart ve 25 Mart’ta geldi.’ Halbuki Sayın Bakanın 24 Mart’ta attığı ‘tweet’te kendisi diyor ki: “23’ünde 750 bin, 24’ünde de 700 bin doz aşı geldi.’ Artık bir bakan 24’ünde diğer, 25’inde -kendi sunduğu bir belgede- öteki bir bilgi kullanır mı? Bu türlü kritik bir sorunda böylesine, hem sayı seviyesinde hem tarih seviyesinde bir yanılsama mümkün müdür? Demek ki önemli yapılmıyor, ciddiye alınmıyor ve kendini kurtarmak için BioNTech’e diyor ki: ‘Bana bir evrak gönder.’ Lakin kendi attığı ‘tweet’ten haberi olmadığı için de birbiriyle tutarsız iki tane bilgiyle karşı karşıyayız. Hangisine inanacağız bilemiyoruz ve Sayın Bakan sahiden çelişkiler yumağı.”
“AÇ-KAPA OLMAZ, BİLİMSEL ÖLÇÜTLERE NAZARAN KARAR ALIN”
Buyruk, kelamlarını şöyle tamamladı:
“Değerli arkadaşlar, pandemiyi ciddiye almak zorundayız, bilimsel bir bakış açısıyla yönetmek zorundayız. Bu türlü aç-kapa yollarıyla muvaffakiyete ulaşamazsınız. Son derece kapsamlı kısıtlama kararları alınmak zorunda ve kısıtlama kararlarını kesinlikle bilimsel ölçütler ışığında, Bilim Şurasının tavsiyeleri doğrultusunda almalısınız fakat siz kongreyi ne vakit yapacaksanız yahut günlük gereksinimleriniz neyi gerektiriyorsa o vakitlerde kısıtlama alıyorsunuz sonrasında tekrar zati geri almak zorundasınız. Zira Türkiye’nin şu anda yaşamak zorunda kaldığı sayılar son derece dikkat cazibeli, son derece korku verici ve hepimizin kesinlikle pandemiyle gayrette bilimsel formüllerle emek sarf etmemiz gerekiyor. Ancak bakın, öylesine yanlış bir pandemi idaresi yapılıyor ki PCR testleri konusundaki USHAŞ’taki yolsuzluk ve tartışma münasebetiyle USHAŞ İdare Şurası Lideriniz istifa etmek zorunda kaldı, onu da birazdan duyarsınız.”
Cumhuriyet
