Çalışmayı yürüten Scripps Research isimli araştırma kuruluşu, çalışmada ortaya çıkan bulguların pandemiyle savaşta yaygın test ve temas takibinin kıymetine işaret ettiğini belirtiyor. Scripps Research isimli araştırma kuruluşunun kurucusu Moleküler Tıp Profesörü Dr. Eric Topol, “Virüsün sessiz bir halde yayılması, denetim edilmesini daha güç bir hale getiriyor” dedi.
Topol, “Araştırmamız yaygın testin ehemmiyetini vurguluyor. Bu kadar yüksek bir asemptomatik vaka orantısıyla, daha geniş bir test ağı kurma zaruriliği ortada; aksi takdirde virüs bizi atlatmaya devam edecek” diye belirtti.
Araştırmada gündüz bakımevlerinde kalanlar, kruvaziyer gemisi yolcuları ve cezaevinde yatan mahkumlar dahil çeşitli kümelerdeki yeni tip koronavirüs enfeksiyonu vakalarından gelen olgular tahlil edildi. Topol; Davranış Bilimci Daniel Oran’la birlikte PubMed, bioRxiv ve medRxiv’de yayımlanmış dünyanın farklı konumlarından gelen 16 çalışmanın bulgularını kıymetlendirdi.
ASEMPTOMATİK BİREYLER VİRÜSÜ DAHA UZUN VADE YAYABİLİYOR
Nispet, “Neredeyse hepsinin tek ortak noktası, enfekte bireylerin çoğunluğunun hiçbir belirti göstermemesi. 4 eyalette bulunan cezaevinde Covid-19 testi müspet çıkan 3000 mahkum arasında rakamlar ise astronomikti: Yüzde 96’sı asemptomatik!” formunda konuştu.
BirGün’ün aktardığına nazaran, araştırma birebir devirde, belirti göstermeyen bireylerin virüsü daha uzun bir vade, tahminen de 14 günden daha uzun bir mühlet, yayabildiklerini gösteriyor. Belirti gösteren yahut göstermeyen hastalarda viral yüklerin benzeri olduğu belirtilse de, bulaşıcılığın tıpkı seviyede olup olmadığı açık değil. Bunu çözümlemek için ise ehil sayıda asemptomatik kişiyi kapsayan geniş ölçekli çalışmalara gereksinim olduğu belirtiliyor.
BELİRTİ OLMAMASI HASAR OLMADIĞI MANASINA GELMİYOR
Araştırmacılara nazaran, belirtinin olmaması hastada rastgele bir hasar olmadığı manasına gelmiyor. Diamond Princess kruvaziyer gemisindeki yolculara uygulanan bilgisayarlı tomografi sonuçlarına nazaran, 76 asemptomatik (belirti göstermeyen) bireyin yüzde 54’ünün akciğerlerinde kıymetli anormallikler gözüktü. Bu da SARS-CoV-2 enfeksiyonunun akciğere tesirinin de çabucak belirti göstermeyebileceği ihtimalini öne çıkarıyor.
Araştırmacılar, asemptomatik hastalarla presemptomatik hastaları birbirinden ayrıştıracak boylamsal çalışma eksikliğine de dikkat çekiyor. “Asemptomatik hasta” kavramı, SARS-CoV-2 virüsüyle enfekte olmakla birlikte hiçbir belirti göstermeyen hastayı tanımlamak için kullanılırken, gibisi bir formda enfekte olup, test esnasında şimdi belirti göstermeyen fakat nihayet semptom geliştiren hastalar ise presemptomatik hasta olarak tanımlanıyor. Bu ikisini ayırt etmek için ise bireylere yönelik testlerin devir içinde yinelenmesine dayalı boylamsal testleme yolu kullanılması gerekiyor.
Cumhuriyet
