Covid-19 salgını Irak'ı vurdu, Bağdat yönetimi Kerkük'ü kaderine terk etti

Covid-19 salgının yarattığı ekonomik tahribat pek çok ülkede olduğu üzere Irak’ta da siyasi ve mali krize yol açtı. Beş aylık iktidar boşluğunun akabinde Mayıs ayında vazifeye başlayan yeni hükümet halihazırda ülkede istikrar tesis edebilmiş değil.

Salı günü Irak Sıhhat ve Etraf Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, salgına bağlı olarak 81 kişinin daha hayatını kaybetmesiyle ülke genelinde can kaybının 3 bin 950‘ye ulaştığı belirtildi. Açıklamada, ülkede 2 bin 466 şahısta daha virüs tespit edildiği, böylelikle toplam olay sayısının 97 bin 159‘a çıktığı tabir edildi.

İNSANİ KRİZ KAPIDA

Irak’ın salgından etkilenen kentlerinin başında siyasi krizin karar sürdüğü Kerkük geliyor. Kentin sıhhat sistemindeki donanım yetersizliğinden ötürü, salgınının ağır bir tahribata yol açmasından tasa ediliyor.

Kerkük’te olay ve vefat sayıları giderek artıyor, iyileşen hasta sayısı ise azalıyor. Karantina için tahsis edilen Kerkük Devlet Hastanesinde artık boş yatak yok. Kerkük Vilayet Sıhhat Dairesinin başında ise tecrübeli bir tabip bile yok. Sıhhat kurumlarında önemli boyutlarda ilaç ve tıbbi donanım düşüncesi çekiliyor. Sıhhat krizini, siyasi krizi çözme yolunda bir araç olarak kullandığı gözlemlenen merkezi hükümet, Kerküklüleri adeta mukadderatına terk ediyor. Kerküklüler ise ‘tek dayanağımız’ halinde nitelendirdikleri Türkiye’den yardım bekliyor.

Fotoğraf: Anadolu Ajansı

“SIKINTI GİDEREK BÜYÜYOR…”

Bahisle ilgili görüşlerine başvurduğumuz Kerküklü gazeteci Özdemir Hürmüzlü’ye nazaran önemli bir insani kriz kapıda ve yardım eli uzatılmazsa kriz epeyce yıkıcı boyutlara ulaşabilir. Irak Sıhhat ve Etraf Bakanlığının ülkede denetimi neredeyse kaybettiğinin altını çizen Hürmüzlü, kentteki durumu şöyle tanım ediyor:

“Irak’ta bir müddet evvel hükümet devrildi. Bu sebeple, 2020 mali bütçesi şimdi Irak Parlamentosu tarafından onaylanmadı. Doğal olarak Sıhhat Bakanlığına ayrılan bir bütçe yok. Bağdat idaresi bugün memur maaşlarını dahi ödeyemeyecek durumda. Irak büyük bir mali krizden geçiyor. Bu sebeple, Kerkük’e de yardım ulaştırılamıyor. Sıhhat Bakanlığından ayrılan bir bütçe olmadığı için kimi iş insanları Kerkük hastanesine tıbbi ekipmanların tedariki üzere bahislerde yardım sağlıyor, fakat sorunun üstesinden gelinebilmiş değil ve problem giderek büyüyor. Kentte yalnızca 22 Temmuz günü hayatını yitirenlerin sayısı 11 ve bir kaç gündür sayılar süratle tırmanıyor…”

Özdemir Hürmüzlü, Gazeteci

“MERKEZİ HÜKÜMET KERKÜK’Ü MUKADDERATINA TERK ETTİ!”

Kerkük özelindeki durumun tıpkı vakitte siyasi bir yaklaşımın eseri olduğunu düşünen Hürmüzlü’ye nazaran, “Bağdat idaresi Kerkük’ü şuurlu olarak gözardı ediyor ve bunu başta Irak Kürdistan Bölgesel Idaresi olmak üzere bir ekip odakları razı etmek için yapıyor. Bildiğiniz üzere Kerkük’te merkezi idare hakim ve başbakanlığını Mustafa Kadimi’nin yaptığı bu kuvvet Kerkük’te, Peşmergenin de dahil edildiği bir müşterek operasyon karargahı kurmak istiyor. Arap ve Türkmenler doğal olarak buna karşı çıkıyor. Kerkük’ün bahtına terk edilmesinin siyasi nedeni de budur. Irak Türkmen Cephesi Genel Lideri ve Kerkük Milletvekili sayın Erşat Salihi bu durumun değişmesi için büyük gayret harcıyor…”

“TÜRKİYE’DEN DIĞER DESTEĞIMIZ YOK”

Hürmüzlü’ye nazaran, bilhassa Kerkük Türkmenlerinin Türkiye’den öbür yardım isteyebilecekleri bir mecra yok. Hürmüzlü, Kerküklü Türkmenlerin Türkiye’ye yönelik davetini şu sözlerle özetliyor:

“Özellikle tıbbi gereçler konusunda bizlere yardım ulaştırmalarını rica ediyoruz. Kerkük Hastanesinde ilaç yok, tıbbi materyal stokları tükenmiş vaziyette. O yüzden koronavirüs salgınından etkilenen birtakım hastalar meskenlerinde tedavi görüyor. Doğal, bu durum varlıklı beşerler için geçerli. Fakirler ilaç almakta zorlanıyor ve yazgılarına terk edilmiş vaziyetteler. Meyyit sayıları da maalesef giderek tırmanıyor. Buradaki insani krizin daha da büyümemesi için başta Türkiye’nin probleme müdahil olmasını ve Kerkük’e yardım ulaştırmasını dilek ediyoruz…”