Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan, partisinin küme toplantısında konuştu.
Gündeme ait açıklamalarda bulunan Erdoğan, CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu amaç aldı. Erdoğan, “CHP’nin içinde demokrasi yoktur, süzme faşist bir partidir“ tabirlerini kullandı.
Konuşmasının devamında, damadı eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’la ilgili, “Destekler ve teşvikler için 311 milyar lirayı bulan kaynak kullanarak her bir vatandaşımızın yanında olmaya çalıştık. Toplumsal takviye ve KÇÖ başta olmak üzer, milletimize direkt ve karşılıksız olarak aktardığımız kaynak 53 milyar lirayı aştı. CHP’nin daima prestij suikastiyle saldırdığı Berat Bey’in gösterdiği uğraşların şahidiyiz” dedi.
Erdoğan, koronavirüs kısıtlamalarıyla ilgili olarak ise, “İnşallah 1 Mart’tan itibaren kriterleri karşılayan vilayetlerimizde beklentileri karşılayan adımlar atılacaktır” açıklamasını yaptı.
Erdoğan’ın açıklamalarında öne çıkanlar şöyle:
“Bundan 3 yıl evvel 21 Şubat’ta 15 Temmuz gecesi meydanlarda kurduğumuz Cumhur İttifakı’nı TBMM’ye verdiğimiz kanun teklifiyle, birinci adımı atmıştık. Cumhur İttifakı’nın Türk siyasi hayatının en başarılı değil, en prensipli, en onurlu ittifakı olduğunu görüyoruz. Ülkemizin bütünlüğü, milletimizin birliği, devletimizin bekası çerçevesinde oluşturduğumuz anlayış birliğinin yürüttüğümüz uğraşta çok büyük katkısı vardır. Kaç saldırıyı Cumhur İttifakı’nın bu güçlü tabanında karşıladık.
Cumhur İttifakı’nın karşısında CHP’nin kurduğu ittifakının tel tel dökülmesi tabanının çürüklüğüne bağlı. Kendince bir siyaset terazisi kurdu. Bu zoraki ittifakın içinde fikir birliğine rastlayamazsınız. milletimizin birlik ve beraberliği konusunda anlayış birliğinin izini bulamazsınız.
Türkiye’nin maruz kaldığı milletlerarası akınlara karşı devletinin yanında yer alma faziletini hiç göremezsiniz. Bu çarpık yapının içinde ne var? Karşımızda yalnızca dışarda üflenen süfleleri muhalefet kisvesi altında tekrarlayan; vizyonsuz, amaçsız, prensipsiz bir yapı var. Heyula, tek başına fiili varlığı olmayan lakin diğer bir varlıkla mana kazanan bir unsurdur.
CHP’Yİ MAKSAT ALDI
CHP kendi başına yapıtı, gayreti olmayan, bir yerlerden gelecek olumlu yahut olumsuz tesirle harekete geçen bir partidir. CHP’nin içinde millet yoktur zira millet tek parti döneminden beri CHP’nin ciğerini bilir ciğerini. CHP’nin içinde demokrasi yoktur zira CHP yalnızca lafını ettiği, istismarını yaptığı demokrasinin ‘d’sinden bile nasibini almamış süzme faşist bir partidir. CHP’nin içinde ulusal ve yerli hassasiyet yoktur. CHP siyasetteki duruşunu ülkesine ya da halkına nazaran değil önüne konan senaryolara nazaran belirler. CHP kendi içindeki taciz, tecavüz, hırsızlık, arsızlık vukuatlarıyla bile yüzleşemeyecek kadar kibir bataklığına saplanmıştır. CHP’nin içinde ülkü de yoktur zira bu partide beşerler çabaları yahut birikimleriyle değil, yapıya olan ahenk yetenekleriyle konumlandırılır, yalnızca ferdi amaçları için çalışırlar.
Sorun memleket problemi, sorun millet sorunu olunca bunları görmezden gelme hakkımız olamaz. Buradan bilhassa Gazi’nin mirasına hürmeten CHP’ye gönül vermiş yahut oy tercihini ondan yana kullanan vatandaşlarıma sesleniyorum: Görüldüğü üzere kayıp bir partidir, bu kayıp yalnızca siyasetin değil tüm ülkenin kaybıdır. Hiç uzağa gitmeye gerek yok. Yalnızca geçtiğimiz günlerde yaşanan karın akabinde CHP’li belediyelerde yaşanan görünümler bu gerçeği göstermektedir.
CHP; çöp, çukur, çamur. Bu kadar kolay bir bahiste bile vatandaşlarımıza hizmet vermeyenleri yok saymayacağız da ne yapacağız? Gelin 84 milyon daima birlikte 2023 yılında Türkiye’ye öbür alanlardaki gayeleriyle birlikte gerçek manada bir ana muhalefet de kazandıralım. 2023’te yep yeni bir Türkiye’nin kapılarını aralayalım.
Ülkemizde kendi devletine düşman, kendi milletine hasım, kendi vatanını bulduğu her fırsatta sırtından hançerleyen kirli bir zihniyet vardır. Bunun siyasetteki temsilcisi de CHP ve terör örgütünün güdümündeki parti yapıyor. 13silahsız temiz insanın başına gelen acı hadise bile kirli zihniyeti utandırmaya yetmemiştir. Çıkıyor, onu bile benim üzerime yıkmaya çalışıyor. 5-6 yıl bizim polisimizi, askerimizi, sivili kaçıranlar kim? Biz bu 5-6 yıl içerisinde dağ demedik, taş demedik, Irak’ın kuzeyindeki mağaralar demedik, bütün buraları aradık taradık. Bunlar utanmadan sıkılmadan ‘Bir şey olmaz, orada sakinler, garanti altındalar’. Bunu diyecek kadar yüzsüzler. Kim bunlar? CHP ve ortağı HDP. Birlikte yürüttüler bu işleri, birlikte çalıştırdılar bu tezgahı. Biz operasyonu yapmak zorunda kaldık ve bununla ilgili bakanlarımı bu beyefendilerin makamlarına gönderdik. Gidip anlattılar. Bunlar anlatıldığı halde ondan sonra utanmadan terbiyesizce tenkit yağmuruna tuttular. Makamınızda gelip size her şeyi anlattılar, ne soracaksanız soru dediler. Açık, şeffaf bu süreç ortaya konulurken, ne yüzsüzsünüz ki bu çalışmadan sonra da hala saldırıyorsunuz. Ne yaparsanız yapın bilesiniz ki bu Cumhur İttifakı, bu AK Parti iktidarı bu yolda inanarak, inançla, sizin kol geldiğiniz teröristleri de inlerinde bitire bitire yoluna devam edecektir.
GARA AÇIKLAMASI
Ne yüzsüzsün sen ya, ne karaktersizsin sen ya. Bunların cibiliyeti bozuk. Biz bu çabayı gece gündüz demeden verdik, gerdiğimiz nokta bu oldu, içimiz kan ağlıyor. Onların intikamını alacağız, kanlarını yerde bırakmayacağız, bunu da bu türlü bilsin Bay Kemal, ortağı HDP de bu türlü bilsin. Birlikte tekrar Ankara’dan İstanbul’a yürüsünler. Onlar yürürken biz de inşallah buradan salihi selamete çıkacağız, onlar abu imkanı vermeyeceğiz. Yüzleri kızarmadan bu ülkede kimse terörü savunamaz. Bir arada teröristlerle yürüdün, daha ne yapacaktın? Türkiye’nin hudut ötesi harekatlarını eleştiren, yapamazsınız, edemezsiniz, gidemezsiniz diye demeçler veren siz değil misiniz? Daha düne kadar bölücü örgütün Suriye kolunu terör örgütü olarak görmüyoruz diyen siz değil misiniz? Kısa bir görüntüyle CHP’nin terör örgütünün güdümündeki partiyle nasıl yapışık ikize dönüştüğüne de gelin bir göz atalım.
Doküman mi? Doküman. İrade mi? İrade. Hepsi burada. Şahsen kendileri söz ediyor mu? Ediyor. Gara katliamı, öncesi ve sonrasıyla ülkemizde terör konusunda kimin nerede durduğunu göstermesi açısından hakikaten turnusol olmuştur. Öncesi gün hem birinci kongremize iştirak etmek, hem de temel atma merasimine katılmak, hem de göç konferansında konuşmak üzere İzmir’deydik. İzmirli kardeşlerimin tüm bu olup bitenleri enine uzunluğuna değerlendirdiğine inanıyorum. İzmir’de başlayan işgalin benzerini Doğu ve Güneydoğu hududumuzda denemeye çalışanları nasıl hüsrana uğrattıysak, onların siyasi işbirlikçilerine de o dersi vereceğiz. Milletimiz, memleketler arası tuzakların üstesinden birer birer nasıl geldiyse, Allah’ın müsaadesiyle bu kirli zihniyeti de tarihin tozlu raflarına havale edecektir.
Sordukları her soruyla aslında devlet idaresinden, iktisadın nasıl işlediğinden, salgının ne sonuçlar açtığında, alınan önlemlerin mantığından zerre kadar anlamadıklarını kendi ağızlarıyla ikrar ediyorlar. Bir de 20 yıl öncesinin Türkiye’sine güzellemeler diziyorlar. Milletimiz 20 yıl evvel neler yaşadığını unutmadı. Eğitimde evlatlarının 7-80 kişilik sınıflarda okuduğunu, kuyruklarda beklediğini, kimi yokluktan, kimi kılık kıyafet yokluğundan eğitim öğretimden yoksun kaldığını kimse unutmadı. Hekiminden hemşiresine, yatağından ambulansına kadar hangi yokluklarla karşı karşıya kaldığını kimse unutmadı. Çalışanından emeklisine, engellisinden yaşlısına kadar her kesitten insanımızın hangi ıstıraplarla hayatlarını sürdürmeye çalıştığını kimse unutmadı. Artık bu eski Türkiye günlerini şöyle kısaca bir hatırlayalım.
Eski Türkiye… Devlet yok, devlet nerede? Sayın Kılıçdaroğlu, sen neredesin? Sen SSK’nın genel müdürlüğünü yapmadın mı? Siz ölüleri bile rehin aldınız rehin. O kuyruklarda sabahın erken saatlerinde gidip kupon alıp, ondan sonra hastalarımızı getirdiğimiz günleri hatırlıyoruz. Her geçen gün daha da güçlü hale geliyoruz. Şu anda Batı, Türkiye’nin sıhhat sistemini örnek alıyor. Allah Türkiye’yi bu zihniyetten de, onun ihtiraslarından da korusun diyoruz.
‘BERAT BEYİN GÖSTERDİĞİ UĞRAŞLARIN ŞAHİDİYİZ’
Terör probleminde bu gelişmeler yaşanırken, Koronavirüs salgınını da yakından takip ediyoruz. Dünyada olay sayısı 113 milyonu, virüsten ölen insan sayısı da 2,5 milyonu geçti. Vakitlice ve aktif halde aldığımız önlemler sayesinde, salgının hem sıhhat hem de iktisat boyutunda daha ağır hasara sebep olmasının önüne geçtik. Ekonomiler önemli bir daralma yaşarken, Türkiye büyümesini sürdürebilen az sayıdaki devlet ortasında yerini aldı. Ekonomik tuzaklarla gayret ederken, yeni bir finansal dalgalanma oluşturmak isteyenlere elimizdeki tüm araçları kullanarak fırsat vermedik. Dövizlerin kıymetli bir kısmı bu uğraşta kullanılmıştır. Kuru ve faizi yükseklere taşıyarak toplumsal kaos peşinde olanların oyununu bozduk. Salgının yol açtığı badireleri azaltmak için de herkese yönelik çok önemli dayanak paketlerini hayata geçirdik. Takviyeler ve teşvikler için 311 milyar lirayı bulan kaynak kullanarak her bir vatandaşımızın yanında olmaya çalıştık. Toplumsal takviye ve KÇÖ başta olmak üzer, milletimize direkt ve karşılıksız olarak aktardığımız kaynak 53 milyar lirayı aştı. CHP’nin daima prestij suikastiyle saldırdığı Berat Bey’in gösterdiği çabaların şahidiyiz. Aldığımız önlemler sebebiyle faaliyetlerine orta verilen yahut kısıtlanan dallardaki vatandaşlarımızın kahırlarını biliyoruz. Bu esnaflarımıza yönelik ciro takviyesinden kira yardımına pek çok ek dayanakta bulunduk. Tek bir vatandaşımızın dahi mağdur olmaması için devletimizin tüm imkanlarını seferber ettik. Bu çeşit dayanak ve teşviklerin kalıcı tahlil olmadığının farkındayız. Önümüzde bir tarafta her gün milletimizle paylaşılan olay, hasta, mevt sayıları var, öbür tarafta olağanlaşma için belirlediğimiz takvim var. Denetimsiz bir olağanlaşmaya yönelirsek bir mühlet sonra tekrar artan olay ve vefat oranları nedeniyle çok daha sert önlemleri hayata geçirmemiz kaçınılmaz olacaktır. Yalnızca Türkiye olarak bizim olağanlaşma adımlarını atmamız yetmiyor, bu sürecin tüm dünyayla birlikte, bilhassa yakın bağlarımızın bulunduğu Avrupa coğrafyasıyla birlikte yürümesi koşuldur. Her alanda lakin bu halde istek ettiğimiz sonuçlara ulaşabiliriz. Kentlerimizde virüsün kol gezdiği, havalimanlarımıza uçuş yapılmadığı, hudut kapılarımızın kapalı olduğu, hammadde temin edemediğimiz, ürettiğimizi teslim edemediğimiz bir olağanlaşma hiçbirimizin işine yaramaz.
KISITLAMALARLA İLGİLİ AÇIKLAMA
Kentler bazında normalleşem adımlarının atılmaya başlanacağının muştusunu paylaşmıştık. İnşallah 1 Mart’tan itibaren başka alanlarda da kriterleri karşılayan vilayetlerimizde beklentileri karşılayan adımları atmaya başlayacağız.”
Cumhuriyet
