ÂLÂ Parti İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ, İstanbul Vilayet Lideri Buğra Kavuncu hakkındaki FETÖ’cü savlarının akabinde Disiplin Şurası’na sevk edilmesiyle ilgili yazılı açıklama yaptı.
Özdağ, açıklamasında sürecin YETERLİ Parti Disiplin Yönetmeliği’ne nazaran ilerlemediğini ve hukuksal olmadığını savunarak şunları söyledi:
“Disipline sevk münasebeti olarak birtakım vilayet ve 108 ilçe liderinin dilekçesi gösterilmiştir. DÜZGÜN Parti; anayasanın iktidar tarafından askıya alındığı, kuvvetler ayrılığının tasfiye edildiği bir kıymette hukukun üstünlüğü ve kuvvetler ayrılığına dayanan bir parlamenter sistemi yine tesis etmek niyetiyle kurulmuştur.
Maksadı hukukun üstünlüğünü sağlamak olan bir siyase partinin evvel kendi iç hukukuna hürmet göstermesi gerekir. GÜZEL Parti’nin disiplin yönetmeliğinde yapılan düzenlemelere uygun davranması gerekir ki, iktidara geldiği zemen hukukun üstünlüğü prensibine uygun hareket edeceğine dair, siyasal kampanya çerçevesinde ‘vahşi Batı’daki siyasal linç’ unsurlarına nazaran gelişmiştir. Ve bu kabul edilebilir değildir.
‘İL LİDERİ BANA HAKARET ETMİŞTİR’
Disipline sevk edilmeme neden olan mevzu, katıldığım bir televizyon programında İstanbul Vilayet Başkanı’nın Kazakistan’da FETÖ tarafından kurulan bir STÖ’nün lider yardımcılığı konusuna açıklık getirmesini istememdir. Vilayet lideri, bu hususta kamuoyunu tatmin edecek bir açıklama yapamamış, bunun yerine mahkemeye verdiği dilekçeden başlayarak, televizyonlarda ve teşkilatlarda bana hakaret etmiştir. Keza, GÜZEL Parti’nin değişik makamlardaki yetkilileri , YETERLİ Parti’nin yüksek menfaatlerini savunacak bir durum alacak ve gerçeği arayacakları yerde, beni suçlamayı tercih etmişlerdir. Genel Merkez ve ÂLÂ Parti küme yetkililieri, ne yazık ki yaşanan süreci, Türkiye’de FETÖ ile çaba konusunda parti programında husus bulunan ve FETÖ sızmaları konusunda en pak parti olması için muvaffakiyetle çaba ettiğimiz ÂLÂ Parti’yi savunacak biçimde değerlendirmemişlerdir.
YETERLİ Partimizin yetkili şuralarına, UYGUN Parti’ye gönül veren milyonlara ve Türk kamuoyuna önümüzdeki süreçte bu açıklamayı neden yapmak zorunda kaldığımı ayrıntılarıyla açıklayacağım.”
Cumhuriyet
