İstanbul’da yaşayan Gülden Çörekçioğlu, sağlıklı bir hamilelik sonrası 4,5 ay evvel bir bebek dünyaya getirdi. Genç bayan, birinci çocuğunu kucağına almanın memnunluğunu yaşayamadan sıhhat problemleri nedeniyle sık sık acile kaldırıldı.
Tansiyonu 25’e kadar çıkan ve şiddetli baş ağrıları nedeniyle başını dahi kaldıramayan Çörekçioğlu, genç yaşına karşın yüksek tansiyon ilaçları kullanmaya başladı. İlaçlar nedeniyle bebeğini emziremeyen Çörekçioğlu, yapılan tetkikler sonrası şaşkına uğradı.
Çekilen karın tomografisinde genç bayanın sağ böbrek üstü bezinde 3.5 santimetrelik bir tümör tespit edildi. Operasyonu gerçekleştirilen Cerrahi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Yavuz Kurt, feokromasitoma ismi verilen bu tümörün milyonda 1 ila 8 bireyde görüldüğüne dikkat çekerek, ameliyatın ehemmiyetine değindi.
Aylar sonra sıhhatine kavuşmanın memnunluğunu yaşayan Gülden Çörekçioğlu ise “Yaşadığım sıhhat sıkıntıları nedeniyle bebeğimin memnunluğunu yaşayamadım. İnşallah bundan sonra her şey çok hoş olacak” dedi.
‘TÜMÖR OLDUĞUNU ÖĞRENDİĞİMDE ÇOK KORKTUM’
Şikayetlerinin doğum sonrası başladığını anlatan Gülden Çörekçioğlu, yaşadığı şiddetli baş ağrısı ve yüksek tansiyonun kendisini çok yıprattığını, bu süreçte bebeğiyle dahi ilgilenemediğini belirtti.
Meskende duramadığını, sık sık acil servislere gittiğini söyleyen Çörekçioğlu, “Emzirdiğim için tabibim durumuma nazaran bir ilaç verdi. Lakin o ilaçlar yarar etmeyince farklı bir ilaca geçtik ve bebeğimi emziremez oldum. Acil ataklarım oluyordu, bu nedenle birçok defa acillik oldum. Tansiyonum birden çıktığı üzere hastaneye gelene kadar düşebiliyordu. Tansiyonum 25’lere kadar çıktı. Günde 2-3 sefer atak geçiriyordum. Böbrek üstü bezimde tümör olduğunu duyduğumda çok korktum, şaşırdım. Doğumu nasıl sağlıklı bir biçimde atlattığımı düşündüm. Lakin şükür ki kurtuldum, sıhhatime kavuştum. Bebeğim 4,5 aylık, yaşadığım bu sıhhat meseleleri nedeniyle onun memnunluğunu yaşayamadım. İnşallah bundan sonra her şey çok hoş olacak. Bence bu çeşit şikayetleri kimse geçiştirmesin. Eşim bu sorunun üzerinde durdu, araştırılması için çok üsteledi. Üzerinde durduğumuz için bunu tahlile ulaştırdık” diye konuştu.
Eşinin bu süreçte yanında olan Özhan Çörekçioğlu ise yaşadıkları şiddetli süreç hakkında, “Tümör olduğunu duyduğumuzda ailecek çok üzüldük. Zira güç bir ameliyattı, ölümcül sonuçları vardı. Bu süreçte yaklaşık 2 ay boyunca çok gerilime girdik. Kanılar, tedavi metotları, çekilen sinemalar, üst üste yaptığımız araştırmalar bizi yordu. Sonrasında sağ olsun hocalarımız net bulguya vardıktan sonra da ameliyat istediler. Süratlice karar alıp hocalarımız sayesinde ameliyatı sağ salim atlattık” dedi.
‘ÇOK AZ GÖRÜLEN BİR TÜMÖR’
Kapalı prosedürle ameliyatı gerçekleştiren Prof. Dr. Yavuz Kurt, “Böbrek üstü tümörünün çok çok az görülen feokromasitoma ismini verdiğimiz yani çok adrenalin salgısı yapan milyonda bir, çok ender görülen bir hastalık olduğunu belirledik. Evvel bir ilaç tedavisiyle başladık. Bu ilaç tedavisi sonrası hastamızı kapalı sistemle ameliyat ettik. Böbrek üstü bezindeki bu tümörü operasyonla çıkardık. Ardından hastanın tansiyonu düştü. Bugün de kısmetse taburcu edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.
‘TEDAVİ EDİLMEZSE ÖLÜMCÜL OLABİLİYOR’
Hudut sistemi dokularından kaynaklı bir tümör olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Yavuz Kurt, tümörle ilgili şu bilgileri verdi:
“Bu hastalık nöral krest dediğimiz hudut sisteminin geliştiği dokudan kaynaklı böbrek üstü bezi tümör çeşidi. Ekseriyetle baş ağrısı, çarpıntı, terleme şikayetleriyle hastalar acillere başvururlar. Çok az görüldüğünden böbrek üstü tümörünün akla gelmesi ve bu tarafta bir araştırma yapılması gerekir. 30-50 yaş civarında ortaya çıkar. Tedavi edilmezse ölümcüldür. Yüzde 30-40’lara varan bir mevt oranı mevcut. Fakat erken teşhis edilip ameliyatla kitle çıkarıldığında hastamız kalan ömrünü sağlıklı bir halde geçirir. Baş ağrısı, terleme, çarpıntı 3’lüsü ile hastalar ekseriyetle acil servislere başvururlar. Fakat bu ataklar 15-20 dakika sürer ve geçer. Bu belirtiler birçok farklı hastalıkta da olabilir. Akla böbrek üstü bezindeki bir tümörden kaynaklandığı düşünülürse bir ultrason, batın tomografisi, MR’ı ile çarçabuk tespit edilebilir. Tespit sonrası ameliyata hazırlık süreci başlar. Hastalığın tedavisi cerrahidir.”
Prof. Dr. Kurt son olarak, “Buradan bu biçimde şikayetleriyle acillere giden, yani şiddetli baş ağrısı, çarpıntı ve terleme ataklarıyla gerisinden yüzde kızarıklık üzere şikayetlerle acillerde gezen bireyleri de uyarıyoruz. Lütfen aklınızda böbrek üstü bezinizde bir hastalık olabileceği gelsin” ikazında bulundu.
Cumhuriyet
