İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, kentin “deprem” ve “mülteci sorunu” ile birlikte en önemli 3 probleminden biri olarak sıraladığı Kanal İstanbul projesiyle ilgili siyasi parti genel başkanlarını bilgilendirdi. İmamoğlu, sırasıyla; Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile telekonferans yöntemiyle, Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal’la da Florya’daki Başkanlık Konutu’nda yüz yüze bir araya geldi.
İmamoğlu, planda, İstanbul’un kuzeye doğru gelişmesine neden olacak yerleşim kararlarından kaçınılmasından doğal eşik sınırı olan 16 milyonluk nüfusun aşılmaması gibi uyarıların bulunduğu bilgisini paylaştı. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, “Biraz önce aktarmış olduğunuz veriler, benim de Başbakanlığım döneminde sorduğum ve cevap alamadığım hususlar. Dolayısıyla bu konularda size açık desteğimizin olacağını ifade etmek isterim” sözleriyle İmamoğlu’na desteğini iletti.
‘KANAL İSTANBUL, MİLLİ BİR MESELE’
Kanal İstanbul’un milli bir mesele olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Türkiye’deki siyasi partilerimizin saygıdeğer genel başkanları olarak elbette süreci tahlil ediyorsunuzdur, elbette ekibiniz, uzmanlarınız süreci takip ediyorlardır ama İBB olarak bir de bizim tarafımızdaki bilgileri sizlere aktarmak, sizinle bunları paylaşmak arzusuyla buluşma talep ettik. Buna dönüş yapmanız, bizi çok mutlu etmiştir” dedi. Kanal İstanbul’un İstanbul için önemli ve büyük bir tehdit olduğunun altını çizen İmamoğlu, “İstanbul’un 3 derin tehdidi vardır. Birincisi deprem; ikincisi Kanal İstanbul ve üçüncüsü, kontrolsüz bir şekilde büyüyen mülteci meselesi. Bu 3 konu da Türkiye’yi, güvenlik açısından, ekonomik açıdan ve de toplum sağlığı açısından derin bir şekilde etkileme riskine sahiptir. Bu sohbete binaen, bir kısım yayınlarımızı siyasi partilerimize gönderdik. Ben, özellikle bu konuda çok derin bir araştırmamız var Kanal İstanbul’la ilgili; onlarca bilim insanının her konudaki çalışmalarını kitap haline getirdik. Çok taze bir yayındır. Aynı zamanda kanalla ilgili yaptığımız çalıştayımızın bir raporu var. Bir de süreci çok etkileyen depremle ilgili konusu var. Bu 3 eseri de size gönderdik uzmanlarınız tekrar analiz ederler diye” ifadelerini kullandı.
İBB’NIN HAZIRLADIĞI PLANI HATIRLATTI
Genel başkanlara, slaytlar eşliğinde detaylı bir sunum yapan İmamoğlu, bilgilendirmeye Kanal İstanbul’un tarihsel süreciyle başladı. AKP yönetimindeki İBB’nin 2009 yılında hazırladığı çevre düzeni planında, “İstanbul için hayati önemi var, kesinlikle yapılmamalı” denilen herşeyin kanal projesinde olduğunu vurgulayan İmamoğlu, bunları şöyle sıraladı:
? İstanbul’un kuzeye doğru gelişmesine neden olacak yerleşim kararlarından kaçınılması.
? Tarım ve mera alanlarının amacı dışında kullanımının engellenmesi.
? İstanbul ormanlarının daha iyi korunabilmesi için muhafaza ormanı statüsüne alınması.
? İçme suyu havzalarındaki kentsel gelişme baskılarını engelleyecek tedbirlerin alınması; Kıyı alanlarını tehdit eden kullanımlara izin verilmemesi.
? İstanbul’un doğal eşik sınırı olan 16 milyon nüfusun aşılmaması.
SUNUMU GENEL BAŞKANLARA YOLLADI
İmamoğlu’nun slayt başlıkları ise şunlar oldu:
– Etki alanı
– Mevcut durum
– Yeni plan ile gelen değişiklikler
– Ekolojik değerlendirme
– Sit alanları açısından değerlendirme
– Su kaynakları ve havza alanları açısından değerlendirme
– Tarım alanları açısından değerlendirme
– Mekansal gelişim açısından değerlendirme
– Rezerv alan açısından değerlendirme
– Deprem açısından değerlendirme
– Dolgu alanları ve deniz açısından değerlendirme
– İnşaat süreci açısından değerlendirme
– Şehir planlama açısından değerlendirme
– Katılımcı planlama açısından değerlendirme
– Kamu yararı açısından değerlendirme
– 140 milyarla başka ne yapılabilir?
– Hukuksal açıdan değerlendirme
– Kanal İstanbul’u savunanların iddialarına yanıtlar
‘HER SEVİYEDE BÜYÜK BİR KARARDIR’
İmamoğlu’nun telekonferans yöntemiyle sunum yaptığı siyasilerden Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, “İstanbul’a Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmak, çok büyük bir onur ve çok büyük bir sorumluluk. İstanbul hakkında alınacak her karar, her seviyede büyük bir karardır. İstanbul’un korunması, siyasetin bir anayasası olmalı” dedi. Kendi başbakanlığı döneminde Kanal İstanbul’la ilgili bir hareket olmadığına vurgu yapan Davutoğlu, göreve geldiğinde ilgili bakanlıklardan konuyla ilgili detaylı bilgiler aldığının altını çizdi. Aldığı brifingler sonucunda Kanal İstanbul için iyi bir fizibilite çalışması ve etki analizi yapılmadığını gördüğünü belirten Davutoğlu, “Acele bir şekilde gündeme geldiği için bazı sorular sordum ve o bakanlardan bu soruları cevaplamalarını istedim” diye konuştu. Kabine üyelerinden aldığı yanıtlarla ilgili ve kendi değerlendirmeleriyle ilgili detaylı bilgiler paylaşan Davutoğlu, o dönemde Kanal İstanbul’la ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la da bazı ihtilaflar yaşadıklarını kaydetti.
‘BU GERİ DÖNDÜRÜLEMEZ BİR PROJEDİR’
Kanal İstanbul’un AKP’nin en önemli projesi olarak lanse edildiğini ifade eden Davutoğlu, şunları söyledi:
“Buradaki bütün verilere katılıyorum. Biraz önce aktarmış olduğunuz veriler, benim de Başbakanlığım döneminde sorduğum ve cevap alamadığım hususlar. Dolayısıyla bu konularda size açık desteğimizin olacağını ifade etmek isterim. Sayın Cumhurbaşkanı, bunu şahsi bir proje olarak savunuyordu. Benim ise bu projeye ciddi rezervlerim vardı. Montrö olduğunda hiçbirimiz hayatta değildik, bugün biz, ‘teminat’ diyoruz. Bugün yapacağınız bir hatada, aynen Musul’u kaybetmemiz, 12 adaları kaybetmemiz gibi yaptığımız bir hatada, bir nesli 100 yıl sonra da etkiler. Hatta Cumhurbaşkanı’na da söylemiştim: 500 sonra bile bu olaylardan biri, bu ihtimallerden biri gerçekleşecek olsa, bu geri döndürülemez bir projedir. Bir kere yaptığınızda, ‘Hata yaptım, geri döneyim’ diyemeyeceğiniz bir projedir. Yaptığın zaman o dengeyi altüst ediyorsunuz. Şunun bilinmesini isterim: Başbakanlığım döneminde bu konuyla ilgili her türlü hassasiyeti gösterdim. Şimdi de gösteririm. İstanbul’un kaderi için vermeyeceğim mücadele yoktur. Sizin raporunuzu almaktan çok büyük memnuniyet duyarım. Ben de arkadaşlarımızın hazırladığı raporu size gönderirim. İstanbul, bizim her şeyimiz.”
İmamoğlu, sunumda kullandığı slaytı da katılımcı genel başkanlarla e-posta üzerinden paylaştı.
Cumhuriyet