Cuma günü Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Türk liderin Berlin’e yaptığı kısa ve heyecanla beklenen ziyaret sırasında İsrail ile Hamas arasındaki savaş konusunda derin görüş ayrılıklarını dile getirdi.
Erdoğan, yeniden seçilmesinin ardından aylar önce Almanya’yı ziyaret etmeye davet edilmişti, ancak son haftalarda İsrail’e karşı giderek sertleşen davranışlarından dolayı Berlin’de hastalık rahatsızlıkları damgasını vurdu.
Türkiye, 3 milyondan fazla Türk kökenli insana ev sahipliği yapan Almanya’da uzun süredir varlığını sürdürüyor ama önemli bir ortak olarak görülüyor. Scholz’un yoğun iç baskıyla karşı karşıya olduğu, ancak son yıllarda sık sık gerilimlerin yaşandığı Avrupa’da mülteci ve göçmenlerin kontrol etme çabalarında da önemli olan bir NATO müttefiki.
Son zamanlarda, Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e düzenlediği saldırının ardından, ülkelerin tutumları arasında bir çukur açıldı.
Almanya İsrail’in sadık bir müttefiki ve ateşkes çağrılarına karşı çıkıyor, Gazze’deki sivillere yardım programında bulunuyor, “insani duraklamaları” savunuyor ve çatışmanın önlenmesi için bölgedeki diğer ülkelerdeki iletişim kanallarını açık tutmaya çalışıyor.
Erdoğan bu hafta İsrail’i Gazze’yi tüm sakinleriyle birlikte yok etmeye niyetli bir “terörist devlet” olarak nitelendirdi. Hamas militanlarının topraklarını ve insanlarının çalışanlarını “direniş savaşçıları” olarak nitelendirdi. Hamas, İsrail, ABD ve Avrupa Birliği tarafından terör örgütü olarak kabul ediliyor.
Bu ve benzeri yorumlar Almanya’daki siyasetçileri düşürdü. Scholz, Erdoğan’ın İsrail’e yönelik suçlamalarını “saçma” olarak nitelendirdi.
Görüşmelerden önce Erdoğan’la birlikte düzenlenen kısa basın toplantısında Scholz, “Mevcut ihtilaf konusunda kısmen farklı görüşlere sahip olduğumuz bir sır değil” dedi. Ancak “özellikle zor anlarla birbirimizle doğrudan konuşmamız gerekiyor.”
“Hamas’ın saldırısı, İsrail’in kendisini koruması ve savunabilmesinin anlamı geliyor” dedi. “Bu başarısız oldu, bir terörün sona ermesinin, aşırı bir askeri güçle oradan tekrar tekrar bu tür davranışlarda olması söz konusu olamaz. Bu sona ermeli ve bu da dikkate alınması gereken bir hedef; onun halikarda evliliğimiz var.”
Aynı zamanda Scholz, “Sivil sakatlıkların mümkün olduğu kadar az tutmak için her şeyin tamamlanmasının” önemli olduğunu belirterek, “Gazze’deki Filistinli sivilin kaybettiğini savunanların bizi de üzdüğünü” vurguladı.
Scholz, Türkiye ve Almanya’nın bölgesinde daha büyük bir “yangın” korkusunu paylaştıklarını ve bunun nasıl önlenebileceğini tartışacaklarını söyledi.
Scholz, yıllarda bir kez daha “duraklamalar” performansını savunurken Erdoğan, “Almanya ile birlikte insani ateşkes sağlayabilmek için bu ateş hattından kurtarma fırsatına sahip olacağız” dedi.
“Şu an itibariyle 13 bin Filistinli çocuk, kadın ve yaşlı öldürüldü. Artık Gazze diye bir yer kalmadı, onun şeyi yerle bir oldu.”
Erdoğan, Almanya’nın Holokost nedeniyle İsrail’i eleştiremeyeceğini öne sürdü.
“Özgür konuşuyorum çünkü İsrail’e hiçbir borcumuz yok. Borçlu olsaydık bu kadar rahat konuşamazdık” dedi. “Borçlu olan rahat konuşamaz. Biz Holokost’u yaşamadık, böyle bir durumda da değildik.”
İsrail, Erdoğan’ın İsrail’i savaş suçu işlemekle suçlamasının ardından geçen ay Türkiye’deki diplomatlarını geri çağırmıştı. Türkiye daha sonra İsrail’deki büyükelçisini geri çağırdı.
Cuma günü ziyaret öncesinde, Türk Savunma Bakanı Yaşar Güler’in Türkiye’nin 40 Eurofighter Typhoon jeti almayı planladığını ancak Almanya’nın Almanya, İngiltere, İspanya ve İtalya tarafından üretilen savaş uçaklarının satışına engel olduğunu söylemesi, bir başka olası gerilim kaynağı olarak ortaya çıktı.
Güler, TBMM savunma komisyonu üyelerinin, İspanya ve İngiltere’nin jetlerinin Türkiye’ye satılmasından yana olduğunu ve Almanya’yı ikna etmeye çalıştıklarını söyledi.
Cuma günü konuşan Erdoğan, “Almanya’da satılabilir de satılabilir. Almanya’da üretilen savaş uçaklarını tek ülke mi? Bunları pek çok yerden temin edebilirsiniz.”
Scholz konuya değinmedi ve diğer Alman bilgilerinden herhangi bir yorum gelmedi.