AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Şurası’nda bir konuşma yaptı. Erdoğan konuşmasında, başta Doğu Akdeniz tansiyonu olmak üzere gündemdeki birçok bahse dair açıklamalarda bulundu.
“DİYALOG VE İŞBİRLİĞİNİ TESİS EDECEK DAVETIMIZI YİNELİYORUZ”
“SURİYE PROBLEMINE KALICI TAHLIL BULAMAYIZ”
Suriye’de 10. yılına giren ihtilaf ülkemizin güvenlik ve istikrarı için tehdit oluşturmaya devam ediyor diyen Erdoğan, “Türkiye olarak ülkemize ve insanlığa yönelen tehditleri her türlü inisiyatifi alarak bertaraf etmenin yollarını arıyoruz. Bölgede PKK/YPG terör örgütü ile çabayı sürdürüyoruz. Tüm terör örgütlerine karşı tıpkı prensipli durumu takınmadan Suriye sıkıntısına kalıcı tahlil bulamayız. Birebir formda inançlı hale getirdiğimiz bölgeler sayesinde İdlib başta olmak üzere ülkenin çeşitli yerlerinde milyonlarca Suriyeli’nin vatanlarından ayrılmalarının önüne geçtik. Son olarak bu kardeşlerimiz için İdlib’de ve başka yerlerde on binlerce briket konut inşa ediyoruz. Bütün bu faaliyetleri memleketler arası toplumdan ve kuruluşlardan kayda paha takviye almadan kendi imkanlarımızla yürütüyoruz. Bilhassa BM’nin himayesinde başlatılan Suriyeliler tarafından da sahiplenilen, yönlendirilen siyasi sürecin muvaffakiyetle sonuçlandırılması gerekiyor. Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi bütünlüğü korunmuş olarak kalıcı bir barışa dönüşmesi lakin bu halde mümkündür” dedi.
Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:
Karşımızdaki fotoğrafa bakarak bardağın dolu ve boş taraflarını gerçek ve samimi bir halde kıymetlendirmemiz gerekiyor. Salgının başlarında ülkelerin kendi bahtlarına terk ediği haller ortaya çıktı. Dünya beşten büyüktür tezimin haklılığı bir kere daha görülmüş oldu.
Karşımızdaki fotoğrafa bakarak bardağın dolu ve boş taraflarını hakikat ve samimi bir formda kıymetlendirmemiz gerekiyor. Salgının başlarında ülkelerin kendi mukadderatlarına terk ediği haller ortaya çıktı. Dünya beşten büyüktür tezimin haklılığı bir kere daha görülmüş oldu.
Kurulu daha aktif, demokratik, şeffaf, hesap verebilir bir yapıya kavuşturmalıyız. Bardağın dolu tarafında ise BM, insanlığın barış, adalet ve refah arayışında dönüm noktası olma potansiyelini sürdürüyor. Meselelerin global olduğu durumlarda lokal tahliller fakat günü kurtarır. Uzun vadeli tahliller için memleketler arası dayanışma kaidedir Türkiye olarak salgın krizinin birinci günlerinden itibaren milletlerarası platformlarda işbirliği davetinde bulunduk.
141 ülkedeki 100 binden fazla vatandaşımızın konutlarına dönüşünü sağladık. 5 bin 500’den fazla yabancıyı vatanlarına kavuşturduk. Kimseden rastgele bir karşılık beklemedik, beklemiyoruz. Milletimizin mayasında teşebbüsçü ve insani dış siyasetimizin özünde vardır.
Hangi ülkede üretilirse üretilsin, kullanıma hazır hale getirilecek aşılar, insanlığın ortak istifadesine sunulmalıdır. Buradan bir kere daha tıbbi gereç, ilaç tedariki, aşı geliştirme çalışmalarının rekabet konusu yapılmaması davetinde bulunuyorum.
Salgınla birlikte devlet kapasitesi aktif yönetişim ve dayanıklılık üzere ögelerin ne kadar hayati role sahip olduğunu daima birlikte deneyim ettik.
Cumhuriyet
