Galatasaray’ın Hajduk Split ile yarın oynayacağı UEFA Avrupa Ligi 3’üncü Ön Eleme Turu müsabakası öncesinde Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, Florya Metin Oktay Tesisleri’nde düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
Geçen sezonun değerlendirmesiyle sözlerine başlayan deneyimli teknik adam, “Pandemi öncesi ve pandemi sonrasında çok farklı iki takım vardı. Buradaki anahtar kelime devre arası, ocak ayı. İlk defa geçen yıl hep beraber bir hazırlık dönemi geçirdik. Sezon başı transfer konusu belli olmayıp artı bir de oyunculara turnuvaların ardından izin verdikten sonra 10-12 tane oyuncuyu Avusturya’ya götürememiştik. Gerek fizik gerek takım oyunu olarak pek bir arada bulunamadık. O yüzden de ilk yarıda çok düşük koşu seviyeleriyle, rakibe tehdit oluşturmadan bitirdiğimiz çok maç oldu. Ben kendi adıma çok üzüldüm çünkü ben hayatım boyunca kazanan futbol modelini getirmek için çok uğraştım bu ülkede. Bunu devamlı oynamak isteyen bir adam için bu kabul edilebilir bir şey değildi. Ocak ayını işaret etmiştik, ocak ayında beraber oldu, sonrasında da pandemiye kadar hem oyun hem sonuçlar hem de tüm istatistiklerde ya birinciydi, ya da ilk 3’teydik. Böyle bir durumda pandemiye yakalandık. Kırılmamız oldu. İdeal havamıza kavuşamadık. Rize’de oynadığımız ilk maçtaki hadiseler de açıkçası bize çok yara verdi. 15-20 saniye net ofsayt olan bir pozisyonun oynatılması, sonrasında Muslera’nın ayağının kırılması, sonrasında Andone’nin ayak kırılması gibi bir süreci. Altından kalkamadık. O yüzden o 8-10 maçlık seriyi orada sürdüremedik. Oradan sonra da çok kolay değildi. Ağır darbeler aldığınız bir ortamda çok kolay değildi” dedi.
“BÜYÜK TRANSFERLER, YÜKSEK RAKAMLAR HİÇ KOLAY DEĞİL”
Transfer çalışmalarıyla ilgili bilgi veren Fatih Terim, artık büyük transferler ve yüksek rakamların hiç kolay olmadığını söylerken, şöyle konuştu: “Ancak bu sene çok uzun zamandır gelecekle ilgili, futbolumuzla ilgili, Galatasaray’la ilgili konuşmak istiyorum. Yayıncı kuruluşta bir program vardı, iptal ettik, benden kaynaklı. Galatasaraylıların bilmesi gereken birçok durum var. Burada sadece ne aldın, ne almadın, orta saha geldi mi değil, konu, transfer yapmamızın çok zor olması. Biz zaten satmadan alamazsınla başladık. Kulübümüzün bunun altında kalkabilmesi için birçok elementin bir araya gelmesi lazım. Olmadığı zaman da almak çok zor. Zamanında almak bana göre daha zor. Böyle baktığımızda şimdi tabii herkes, niye orta saha yok, niye o yok, bu yok diyor. Zamanında halledemiyoruz. Ben Galatasaray’da böyle yetiştim, bizim bir refleksimiz olmalıdır. Neyse kadromuz, ne durumdaysa, onunla en iyi yerleri isteriz. Yapmaya çalışırız. Şunu herkes bilmelidir ki, büyük transferler, yüksek rakamlar, hiç kolay değil. Ben bunu Galatasaray için söylüyorum ama Türk futboluna uzun seneler hizmet vermiş biri olarak tüm kulüplerin bu durumda olduğunu düşünüyorum. Bahane üretemezsiniz. Ama biz ekime kadar alabileceğimiz ne varsa alırız. Ben, bu işin açıkçası çok kolay düzeleceğine inanmıyorum. Ne kadar geliriniz olursa olsun, bu giderlerle, bu borçlarla çok zor. Bu yüzden Avrupa’yla makas açıldı diyorum. Burada da kimseyi suçlamıyorum. Doğruların en doğrusunu anlatmak lazım. Herkesin bilme hakkı var. Sanki var da almıyoruz gibi ya da niye ayarlamadınız gibi bir sürü şey var. Artık başka şeyleri konuşmalıyız. Borçların faizinin, ödenmesinin çok rasyonel olmadığı bir ortamdayız. İnşallah bir divanda veya bir röportajda daha detaylı anlatacağım.”
“PANDEMİ OLMASAYDI DA YURT DIŞINA GİTMEYECEKTİK”
Hazırlık döneminin çok verimli geçtiğini dile getiren Terim, “Dönen oyuncularımızla beraber hem fizik kaliteyi hem de elimizdeki kadronun oyun profillerini tüm arkadaşlarımla beraber çok iyi analiz ettik. Böyle bir hazırlık devresi düşündük. Pandemi olmasaydı da dışarıya gitmeyecektik. Burada buluştuk, öğlenleri beraber yemek yedik, akşam da antrenmandan sonra evlerine yolladık. Burada her türlü lojistik ihtiyaç da giderildi. Şu ana kadar iyiyiz, yarın ne olacağımız belli değil. Ne ben ne ekip arkadaşlarımız ne de takımdaki futbolcularım 2-3 maç kazanıp havaya girer. Bulunan konumun da takdir edilmesini de isteriz” ifadelerini kullandı.
Oyuncu satmadan oyuncu alamadıklarını hatırlatan Fatih Terim, satma işleminde başarılı olamadıkları için oyuncu transfer etme konusunda da sıkıntı yaşadıklarını belirterek, “Kadro derinliği, transferler, Abdurrahim Bey’in gelen de giden de olur açıklaması çok doğru. Biz 4 defa toplandık. Ben listemi tahtaya yazdım. Yapmak istediklerimi anlattım. İşin ekonomik boyutuyla beraber bir briefing verdim. Yönetimimiz de bana yeni bütçe rakamının geçmişe oranla daha düşüş göstermesi gerektiğini, bunun bir zorunluluk olduğunu ifade etti. Ben de nasıl isterseniz öyle olsun dedim, itiraz etmedim. Geçmişten de çalışmalarımız vardı, hala da devam ediyor. Maalesef satma işleminde başarılı olamadık. Ben suçlamak için söylemedim geçenlerde de söylediğimde, orada pek başarılı olamadık hepimiz. Dolayısıyla alma da olamadı. Bir sene önceden Omar’la ilgili tasarrufumuz vardı, arkadaşlar onu güzel hallettiler, o da sözünde duran bir oyuncuymuş. Diğer genç arkadaşlarımızın hepsi sıfıra geldi. Alınacak da olabilir, satılacak da. Mümkünse kiralık oyunculardan biraz uzaklaşalım dedik. O da biraz zor ama mümkünse dedik. Nitekim çok az kiralığımız. Bir tane galiba, öyle görünüyor. Futbol dinamik oyun tabii ki, bugün çok iyi olan birini yarın satabilirsiniz, bir başkası bunu yaparken siz bundan faydalanıp alabilirsiniz. Ama şu bir gerçek ki, Galatasaray artık bundan sonra öyle yüksek rakamlarla alacak bir durumda değil. Tam tersi alıp, yetiştirip, büyük rakamlarla satabilirse ve hedeflerine ulaşabilirse, büyük bir iş yapmış olur. Herkes altyapıyı söylüyor ama eylemde öyle bir yaklaşım hiç yok. Bugün 11 milyon Euro’ya sattığımız Ozan’ı orada yetiştiren antrenörlerin maaşlarının çok düşük olduğunu biliyoruz” diye konuştu.
“Ben bu işin en önünde olmak zorundayım” diyen Fatih Terim, vücut dilinin mutlu olmadığı yönünde yorumlanmasıyla ilgili gelen soruya şöyle yanıt verdi: “Şartlar ne olursa olsun biz Galatasaray olarak, Galatasaraylı olarak mevcut her şeyde iddialı olmak isteyen, kazanmak isteyen bir kulübüz. Muhakkak ki ben de insanım, üzüntülerim, problemlerim, sevinçlerim, hepsi oluyor. Ama ben görevine bağlı, görevini inanılmaz özveriyle yapmaktan mutlu olan bir insanım. Bir şeyleri yapamamışızdır, onun için üzgünümdür. Her şey yerinde çok şükür, bir sıkıntı yok. Zaman zaman ufak tefek yükselmeler oluyor, bunlar hayat içerisinde var. Benim vücut dilim dışarıya ne geçiyor bilmiyorum ama böyleyim.”
Bir basın mensubunun “Avrupa kupalarına bu sezon önem veriyor musunuz” sorusuna Terim, “Tabii ki önem veriyorum. Avrupa’yla, dünyayla oynanacak her maça çok önem veririm ama fikstür öyle bir denk geldik ki. O da bizim hatamız tabii ki, Şampiyonlar Ligi’ne direkt gitmeye alışık olunca, burada afallıyoruz açıkçası. Bizim için en önemli maç yarınki maçtır mutlaka söylemde. Ama üst üste, seyahatlerle beraber, perşembe-pazar oynayan bazı arkadaşlarımdan iyi randıman alabilmek için dinlenmeleri gerekiyor. Yoksa çıkaracağım takım ne son Başakşehir maçındaki takım olacak ne de Neftçi’yle veya Gaziantep’le oynadığımız maçlardaki takım. Oradan bir sonuç çıkmasın önemsemiyor diye, hatta tam tersine çok da önemsiyorum. Burayı geçip, gruplarda oynayacağız” yanıtını verdi.
Galatasaray’ın ikinci başkanı Abdurrahim Albayrak’ın bugün yaptığı, “Beyaz sayfa açmanın zamanı geldi” açıklamasıyla ilgili olarak Fatih Terim, “Bugünden o maçla (Fenerbahçe) ilgili bir şey söylemek çok da tarzım değil. Başarıdan sonra bazen zaman zaman kırmadan, kırmamaya özen göstererek bir şeyler söylüyorum, maç öncesi pek bir şey diyemem. Beyaz sayfa beyanı var. Ben sosyal medyaya göre hareket edemem. Açıkçası biz aynı çatı altında olabiliriz ama aynı fikirde olmak zorunda değiliz, ben aynı fikirde değilim. Aynı fikirde olmak zorunda da değilim. Maçtan sonra bakalım neler olacak? Dediğim gibi daha önümüzdeki maçı görmeden diğer tarafa bakmayı hiç doğru bulmuyorum. Yeri var, zamanı var. Ne söylenecekse, ne sorulacaksa hepsini dinleriz, cevaplarız. Sadece duyduğuma cevap veriyorum” dedi.
“HAKEMLERE İTİRAZ ETMEKTE BİR FAYDA YOK”
Futbolcuların sahada hakemlere itirazını azalttığının görülmesiyle ilgili gelen bir soruya yanıt veren Fatih Terim, bunun çok önemli bir değişiklik olduğunu dile getirerek, “Geçen sezon az da olsa bu konulardan canımız yandı, hakemlere itiraz konusunda. İtirazda bir fayda yok, sonuçta hakemlerin verdiği kararın çok büyük bir bölümünün VAR’la konuşulduğu anlatıldı onlara, onlar da pek artık itiraz etmiyorlar. Sadece oyunlarına bakıyorlar, öyle de olmalı. Bazen yaptıkları şeyi de hoş görmek lazım. Fizik olarak o kadar yorgun olan, güç kaybeden bir oyuncunun psikolojik olarak zaman zaman hepimizde olduğu gibi küçük itirazları olacaktır. Kendileriyle konuşuyoruz, daha akıllı, daha işine konsantre olmalarından memnunum” açıklamasını yaptı.
“Galatasaray seyircisiz oynamaya alıştı mı” sorusuna Terim, “Taraftarsız bir Galatasaray düşünmek mümkün değil. Galatasaray buna alışmamalı. Pazar günü biz Başakşehir’den dönmüşüz Netfçi sonrasında, yarın Ali Sami Yen’i düşünsenize, pazar günü düşünsenize. Büyük takımların seyircisiz mümkünatı yok. Taraftarımızı çok özledik. Belki birkaç maçtır oynadığımız iyi oyun, taraftarlar olsa çok daha iyi seviyeye çekebilir. Onlara olan saygımız, sevgimiz derken olayı çok daha yukarı çekebilirlerdi. Rabbim inşallah bir an evvel şu pandemi belasından hepimizi kurtarır, biz de seyircimize kavuşuruz. Tüm antrenmanları tamamen kapattık, Florya’yı yarıya indirdik sayısal olarak, kendi eşimizi, dostumuzu bile almıyoruz. Ama bunun alışması olmaz” yanıtını verdi.
Sezon başında sakatlık geçiren Emre Akbaba’nın topla çalışmalara bu hafta başlayacağını açıklayan Fatih Terim, “En kısa zamanda bize katılacak inşallah. Aynı yerden bir daha olunca, kolay değil. Emre iyi çalışıyor, bu hafta sonu en azından topla başlayacak. Saracchi’nin çok ağır değil ama kasığında birleşme yerinde bir zedelenme var, gençtir, çabuk atlatacaktır. Fenerbahçe maçında oynatabilir miyiz bilmiyorum. Onun oynamak istediğini biliyorum. Doktorumuz sevgili Yener hocamız müsaade eder mi bilmiyorum ama oynasa da çok uzun oynamayacak. Aldık sattık işlemi gerçek manada gerçekleşirse, yabancı sınırlamamızın rakamları aşağı doğru inerse, Muslera’yı listeye yazmak istiyorum oynamasa da. Erken yetişirse diye. Ancak olmazsa, planladığımız gibi ocak ayında yazacağız. Annesi hasta, Uruguay’a gitti, şifa diliyorum. Hedef ocak ama iyi çalışıyor iyi çalıştırılıyor. Sayımız müsait olursa onu da yazmak istiyorum açıkçası” ifadelerini kullandı.
“DIAGNE – FALCAO İKİLİSİ BİRLİKTE OYNAYABİLİR”
Srı kırmızılı ekipte sezona iyi bir başlangıç yapan santrfor ikilisi Radamel Falcao ve Mbaye Diagne’nin daha iyi olacağını düşündüğünü söyleyen Terim, “Çift santrfor oynamayı düşünüyor musunuz” sorusuna ise şöyle yanıt verdi: “İkisinin de gol atmalarından memnunum, değişimlerinden de memnunum. Daha tempoları iyileşti, daha takıma ayak uydurdular. Kendilerini yalnız bırakmayan orta saha ve kenar oyuncuları var. Memnunum ikisinden de. Diagne 10-11 aydır oynamıyor. Bunun dönüşü kolay olmayacak. O yüzden biraz geç de olsa daha da forma gireceğini düşünüyorum. Keşke düşüncemdeki fizik kalitelerine gelseler de beraber oynasalar. İkisi de golcü, neden oynamasınlar. Bir tanesi gol kralı olmuş, diğeri gol sayısını artırmak istiyor, geçen sene sakatlıklarla boğuştu. 1996’da buraya geldiğimden beri kazanan futbol modelini yerleştirmek isteyen bir insanım. İkisi de her konuda iyi olursa, tabii ki ikili oynarız. Oyun sizi bazen bazı şeylere çağırır. İlla A planında kalacağız diye bir şey yok. Ben burada bir maçta denedim. Taktik idmanlarda da çalışıyoruz. Bunu ben de özlüyorum, biz ona göre tedbirimizi alır, çalışmalarımızı yaparız. Ama iyi gidiyorlar şimdilik. İnşallah hep de öyle giderler. Bizim için önemliler.”
Cumhuriyet