İBB Lideri Ekrem İmamoğlu, Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca’nın twitter hesabından duyurduğu, İstanbul’da gerçekleştirilen pandemi toplantısı için kendisine rastgele bir davetin gelmediğini belirtti. Yapılanın, taban tarifle, bir nezaketsizlik olduğunu vurgulayan İmamoğlu, reaksiyonunu, “İstanbul’da siz, pandemi için bir toplantı yapacaksınız işin tam da göbeğinde olan bir kurumu, davet etmeyeceksiniz. Halkımız bunu görür, hesabını da sorar. Neymiş efendim; ani gelişti. Yani biz, tırnak içinde ani gelişen toplantılar kavramının dışında mıyız? İstanbul’da ani bir hadise olduğunda, İBB Lideri olarak birinci ulaşılması gereken kişi, benim. Aciliyet karşısında, hangi durumda olursak olalım, koşar gideriz. ‘Ne yapabiliriz’ diye bakarız. Ne demek istiyorsunuz siz, ani gelişti diye? Elli kişi toplanacak; İBB Lideri masada yok” kelamlarıyla lisana getirdi.
Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca, dün, İstanbul’da pandemi toplantısı gerçekleştirdiklerini resmi twitter hesabından duyurmuştu. İstanbul’un atanmış bürokratlarının tamamının katıldığı toplantıdaki tek eksik, İBB Lideri Ekrem İmamoğlu olmuştu. Gazeteciler, Türkiye ve İstanbul için hayati değerdeki bir toplantıya davet edilmeyen İmamoğlu’na bu mevzuyu sordu. Yenikapı Avrasya Şov ve Sanat Merkezi’ndeki makam odasında kameraların karşısına geçen İmamoğlu’na sorulan sorular ve İBB Başkanı’nın cevapları şöyle oldu:
“NEZAKETSİZLİK”
-Dün İstanbul’da değerli bir toplantı oldu. Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca’nın tweetiyle duyuruldu. Bu toplantıda değerli datalar açıklandı salgın sürecinde İstanbıl’un ne kadar kritik olduğuna ait. Sizin o toplantıdan haberiniz var mıydı?
“Benim ne yazık ki haberim yoktu. Türkiye’de, neredeyse iki pandemi hadisesinden birisi İstanbul’da. Böylesi kritik bir kentte yaşıyoruz. Birtakım sorunlar vardır, ulusal sorunlardır. Zelzele, ulusal sorundur; ortak akılla, ortak masada tahlil bulunur. Pandemi, ulusal sıkıntının ötesinde, ulusal bir seferberliktir. O kadar kıymetli bir sıkıntıdır ve seferberliktir ki, herkes elinde, avucunda ne varsa ortaya koymakla yükümlüdür. Dün yapılan şeyi, minimum tarifle, büyük bir nezaketsizlik olarak kabul ediyorum. Çok yakışmayan bir paylaşım olmuş. İstanbul’da siz, pandemi için bir toplantı yapacaksınız -adı ne olursa olsun- ve bu kadar kıymetli bir etapta, değerli kararların, değerli dataların paylaşıldığı bir toplantı yapacaksınız, işin tam da göbeğinde olan bir kurumu, davet etmeyeceksiniz. Halkımız bunu görür, hesabını da sorar.”
“SAĞLIK BAKANLIĞI, BİZDEN 8 MİLYON İSTANBULKARTLI’NIN BİLGİSİNİ İSTEDİ”
“Bakın, dün enteresan bir şey yaşandı. Kabul etmeme karşın; süreç işlesin diye, arkadaşlarımla Sıhhat Bakanlığı ortasında bir protokol imzalandı. Onlar, motamot şunu istediler: ‘İstanbul’da, 8 milyon İstanbulkart sahibinin bilgilerini bize verin, biz, otobüse binenleri tespit edelim ve onlara, hangi hastalar var ise otobüse binen, ceza keselim’. Biz de dedik ki, ‘Kardeşim, bu iş bu türlü olmaz. Siz, bize pandemi hadiselerini verin, biz, onların kartlarını iptal edelim ve otobüse, hangi sisteme girerlerse, binerlerse anında tespit edelim ve size bildirelim.’ Yani emeliniz ceza yazmak mı, yoksa emeliniz insanlara Kovid’in bulaşmasını engellemek mi? Israrla bunu çabasını verdi arkadaşlarım. ‘Yazılı bildirin’ dedim. Yazılı da bildirdik; ‘Yanlış yapıyorsunuz.’ Neymiş tek kederleri: Hasta olan insanların bilgilerini, İBB’ye vermemek. Tıpkı husus Ankara’da var, tıpkı bahis İzmir’de var. Utanç duyulacak bir şey. Biz diyoruz ki; ‘İnsanlara bulaşmasın bu hastalık. Şayet o hasta, her şeye karşın gidip o araca biniyorsa, biz, onun orada önünü keselim ve anında da ihbarını edelim. Bırakın ceza kesmeyi, işi bu türlü çözelim, iptal edelim hakkını.’ Bunu da duyuralım. ‘Yok; biz, size bu bilgileri veremeyiz. Siz, bize bütün 8 milyon İstanbulkartlının bilgisini verin. Biz, oradan binenleri tespit edelim. Bir gün sonra da konutlarına ceza gönderelim.’ Kaygımız, ceza yollamak. Bakın; dün, her şeye karşın arkadaşlarım, onların dediği protokole imza attılar. Ben, karşı çıkmama karşın, imzaya onay verdim; sadece sistem yürüsün diye. Hani iş birliği bozulmasın diye. Perde gerisi bir süreç işletildi. Birebir günün akşamı, siz, bizi davet etmiyorsunuz. Büyük nezaketsizlik.”
“ANİ GELİŞEN TOPLANTILAR KAVRAMININ DIŞINDA MIYIZ?”
-Peki neden olabilir? Dün, toplumsal medyada, bilhassa İstanbulluların da yansısı vardı buna. Sayılar bu kadar önemli olunca da İstanbullunun yansısı bu tarafta oldu. Sizin aklınızda ya da içinizdeki münasebet ne olabilir?
“Ben, o devirde de Sayın Bakan’a, bütün niyetimi arayıp bildiren birisiyim. Üç kere görüştüm. Üçünde de ‘İstanbul’la ilgili bir isteğiniz var mı, bizimle irtibatta olun’ dedim Olaylarla ilgili süreçlerde şeffaf olması gerektiğinin daha gerçek olduğunu, fikirlerimi telefonda ilettim. Ben bunları iletirken, çıkıp da millete deklare etmedim. Sebebi ne olabilir? Düşünüyorum; bulamıyorum. Neymiş efendim; ani gelişti. Yani biz, tırnak içinde ani gelişen toplantılar kavramının dışında mıyız? İstanbul’da ani bir hadise olduğunda, İBB Lideri olarak birinci ulaşılması gereken kişi, benim. Aciliyet karşısında, hangi durumda olursak olalım, koşar gideriz. ‘Ne yapabiliriz’ diye bakarız. Ne demek istiyorsunuz siz, ani gelişti diye? Elli kişi toplanacak; İBB Lideri masada yok.
“BU İŞTE KÜSMEK OLMAZ”
-Dünkü tartışmaların üzerine, bu sabah, Sıhhat Bakanı ve Vali’yle resmi bir görüşmeniz oldu mu? Ya da sizi aradılar mı?
“Yok. Bu işte küsmek olmaz. Ben, İBB Lideriyim. Başıma takılan bir şey oldu mu; ararım, yazımı müellifim. Hiç küsmek olur mu? Milletimizin canıyla ilgili gayret veriyoruz. Bu işte küsmek olmaz. Birileri baştan küsmüşler. Sebebi ne; bilmiyorum. Baştan küsmüşler yani. Toplantıyı düzenlerken küsmüşler. Tedirginler. Ya bu millet, bu tedirginlikten kurtulmak zorunda. Vali huzursuz, Bakan tedirgin… Açık ve net… Sebebi ne? Gidin, onlara sorun; bilmiyorum ben. Benim küsmek diye bir limitim yok. Bu ulusal sıkıntılarda kim nereye çağırırsa, koşar giderim. Hangi bakan, hangi yetkili, genel müdür; mevkiine de bakmam. O gelsin, ben geleyim. Buna da bakmam. Nezaket kısmına da bakmam; koşar giderim. Husus İstanbullu, İstanbullunun canı.
Cumhuriyet
