İzmir Karşıyaka’da toplanan kadınlar sadece ekim ayında 23 kadının katledildiğini vurgulayarak, “Tuba’nın ve katledilen her bir kadının hesabını mutlaka soracağız” dedi.
Açıklamanın devamında şunlar söylendi:
“Eray Hakver kız kardeşimiz Tuba Tokbaş’a şiddet uygulamış ardından boğarak katletmiştir. Katil Hakver emniyette verdiği ifadede “kıskançlık” bahanesini öne sürmüştür. Gün geçmiyor ki kadın cinayeti haberi almayalım.
Erkekler sadece Ekim ayında an az 23 kadını, 2020 yılının 10.ayına kadar en az 229 kadını katletti. Kadın cinayetlerinin ve kadına yönelik şiddet artmasındaki en büyük sebeplerden bir tanesinin, cezasızlık politikaları olduğunu çok iyi biliyoruz.
Kadına yönelik şiddete ve kadın cinayetlerine karşı caydırıcı yaptırımlar uygulamayı, kadınları korumayı amaçlayan İstanbul Sözleşmesi’nin uygulananmaması, tartışmaya açılması, kaldırmak istenmesi bu sebeplerin başında gelmektedir.
“DEVLET YETKİLİLERİNİN TAVRU CİNAYETLERE YOL AÇIYOR”
Devlet yetkililerinin, kadın düşmanı, kadını suçlayan, katili koruyan söylemeleri bu sebepler arasındadır. Kadın katillerine; kravat taktığı için, pişman olduğu için, sabıka kaydı olmadığı için uygulanan iyi hal indirimleri yine katillerin güç aldığı bir dayanak oluşturmakta ve cinayetlerin artış sebepleri arasında yer almaktadır.
Biz kadınlar bu cinayetlerin de, bu cinayetlerin sırtını sıvazlamayan erkek egemenliğinin de peşini bırakmıyoruz!
İki gün önce Muğla’da adliye önünde tğm baskılara rağmen “Pınar Gültekin için adalet” diyen kadınlar, Şule Çet için adaleti kazanan kadınlar, Tuba için de bu adalet mücadelesini sürdürecek!
Ama tekrar ediyoruz! Şiddet önlenebilir! Kadın cinayetleri önlenebilir! Gerekli yaptırımlar ve caydırıcı cezalar uygulansın. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı kanun uygulansın! Kadın cinayetleri önlensin!
Biz hayatlarımıza sahip çıkmak için de, katledilen her bir kadının hesabını sormak için de sokaklarda olacağız, meydanlarda olacağız, adliye salonlarında olacağız!
Bir kişi daha eksilmeyeceğiz! ”
NE OLMUŞTU?
Cumhuriyet