KONDA Araştırma ve Danışmanlık şirketinin Genel Müdürü Bekir Ağırdır, Sözcü HaftaSonu’ndan Fatma Vurgun’a erken seçim ve Z nesline ait açıklamalarda bulundu.
Bekir Ağırdır, gelecek seçimlerde oy kullanacak genç jenerasyonla ilgili de çarpıcı tespitler yaptı. “Sizce, gelecek seçimlerde sonucu Z nesli mı belirleyecek” sorusuna Ağırdır, şu karşılığı verdi:
“Z nesli, Y jenerasyonu üzere kavramlara benim itirazım var. Bu, batıda geliştirilmiş bir teori ve kendine nazaran bir açıklayıcılığı elbette var. Lakin bizdeki sorun doğum tarihi değil. Gerçek açıklayıcı olan şey, çocukluğu benim üzere kasabada geçen ya da sizin üzere metropolde geçenler ortasındaki fark. Çoklu kültürün içine doğmak yani nerede yaşadığın daha belirleyici oluyor. Buradan baktığımızda Türkiye’deki seçmenin 3’te 1’i metropollerde doğup büyümüş. Klasiklik, ataerkillik, bayan problemlerini üreten bir ekip olgular ya da dini referanslar metropollerde doğan jenerasyonlar için tıpkı yükte, manada değil.
‘YÜZDE 50’Sİ UMUDUNU KAYBETMİŞ’
Bizim araştırmalarımıza nazaran bu beşerler hiyerarşik ve katı yapılara istek göstermiyor, itiraz ediyorlar. Bu kadar katı hiyerarşik düzenle meseleleri var. Okulda öğretmenin anlattığı ya da ders kitaplarında yazan doğruların değil, internette yazanların da yanlışsız olabileceğini görüyor. Bu insanların yüzde 50’den fazlası siyasi aktörlerden, ülkenin geleceğinden umudunu kesmiş. Sandığa aslında yarısı gitmek istemiyordu şimdiye kadar. Giderlerse de ataerkil nizama ya da bu denetimli sisteme itiraz etmek için gidecekler. Önümüzdeki seçimlerde ne kadarının sandığa gittiği belirleyici olacak. Daha özgürlükçü ve birey olmayı savunan partilere oy verecekler.”
ERKEN SEÇiM OLABiLiR Mİ?
Ağırdır’ın, “Önümüzdeki yıllarda siyasette bizi neler bekliyor” sorusuna da karşılığı şöyle oldu: “2020 başlarken siyasi tansiyonların artacağını söylemiştim. 2021 yılında da bu tansiyonlar ağır olacak. Olağan şartlardan bakıldığında erken seçim olacağını sanmıyorum. Erken seçim olması için ön şartlar var.
Birinci şart, iktidarın idare sisteminde hakimiyetini kaybetmiş olması gerekir. Yanlış ya da yanlışsız yönetiyorlar tartışılır lakin devlet dediğimiz düzeneğe yargıçlar.
İkinci şart, muhalefet o denli güçlenmiştir ki parlamentoda ya da siyaset tabanında iktidarın yönetme kapasitesi daralıyordur. Lakin muhalefette bir güçlenme kelam konusu değil.
Üçüncü şart ise iktidar sokaktaki hayatı yönetemiyordur. İşte burada kimi belirtiler var. Pandemi, pandemiye eşlik eden ekonomik kriz, dış siyasetteki tansiyonlar üzere. Ancak muhalefet güçlü olmadığı için iktidar seçim mecburiyetinde hissetmiyor kendisini. O nedenle 2021 yılında da bu tartışmalar çok sert olacak. 2022 yılına geldiğimizde evet, erken seçim olabilir. Lakin ben, 2023 seçimlerinin olağan vaktinde olacağını sanmıyorum.”
Cumhuriyet
