Fatih Altaylı’nın köşesinde bugün dikkat çeken bir mektup yayımlandı.
Koronavirüsle gayret konusunda yaşanan akıl almaz bir tabloya dikkat çeken mektup; maaşını dolarla, Türk Lirası ile alan yurttaş ortasındaki duruma da dikkat çekiyor.
Altaylı’ya okurun gönderdiği mektup şöyle:
Merhaba Fatih Beyefendi,
Sordunuz ya, Bakanlık meskene corona yollar mı diye, daha kötüsünü yapar demek için yazıyorum. Ablam hemşire. Hem de Bayan Doğum Hastanesinde. Kayınbabası Covid 19 Olumlu çıkıyor. Sıhhat Bakanı’na az da olsa olan itimadım bundan sonra sıfırlanıyor. Kaynanasına test yapılmıyor. Ablam ve eşinin ailesi bahçeli altlı üstlü bir meskende yaşıyorlar ve hem ablam hem de eniştem çalıştığı için çocuklar onlarda kalıyor.
Yani tüm gün iç içeler. Babasını hastaneye götüren enişteme test yapılmıyor. Ablama ve çocuklara test yapılmıyor. Eniştem, çocuklar ve annesi konutta karantinaya alınıyor lakin ablam hemşire olduğu için çalışmaya devam etmesi gerektiği söyleniyor.
Yani ablam Covid 19 ile burun buruna iken bu kadar gerilimli bir periyotta dünyaya bir can getirmeye çalışan anneler ile ilgilenmek zorunda ve devlet ayrıcalıklı insanlara! sistemli test yaparken ablama test yapma gereği duymuyor.
Not 1: Hem ablam hem de eniştem memur. Bu yüzden lütfen yazıyı paylaşmayın. En azından adımı paylaşmayın.
Not 2: Mevzu ile alakasız lakin Not 1’i yazarken yalnızca düşündüm. Ben yazılımcıyım ve yurtdışına çalışıyorum. Gelirim büsbütün dolar ile ve Türkiye standardında çok yüksek diyebiliriz. Sanki bu e-postayı size gönderdiğim için ablam ve eniştem işini kaybeder mi diye düşünürken birebir vakitte bu türlü bir durumda maaşlarını kendim ödeyebilir miyim diye de düşündüm. O vakit acı bir gerçeğin farkına vardım. Ablam hemşire, eniştem öğretmen. Bu türlü iki kutsal misyon yapanların toplam maaşı yaklaşık bin dolar yapıyor. Yani bizi kıskanan Avrupa ve Amerika’daki minimum fiyat kadar bile değil!
Cumhuriyet
