Muhabirimiz Hazal Ocak, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın babasının 2003 yılında, kendisinin de 2012 yılında Kanal İstanbul güzergahının bulunduğu Arnavutköy’de arsa satın aldığını ortaya çıkarmıştı. Haberimizi Albayrak’ın avukatı Ahmet Özel’in yazılı açıklamasıyla doğrulanmıştı. İstanbul Anadolu 7’nci Sulh Ceza Hakimliği tarafından Albayrak’ın talebi üzerine haberimizi erişim pürüzü getirilmişti. Daha sonra muhabirimizOcak hakkında “hakaret” suçlamasıyla dava açılmıştı. Ocak’ın 1 yıldan az olmamak kaydıyla 1 yıldan 2 yıla kadar mahpusu istenen iddianamede Bakan Albayrak’ın Kanal İstanbul güzergâhından arazi satın almış olması, “doğal süreçte yaşanan bir alışveriş olayı” olarak anlatılmıştı. Ocak’ın, Bakan Albayrak’ın onur şeref ve saygınlığını rencide ettiği öne sürülmüştü.
‘TOPLUM İSMİNE GAZETECİLİK YAPTIM’
Ocak dün İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargıç karşısına çıktı. Duruşmada savunmasını yapan Ocak suçlamaları kabul etmeyerek İstanbul’un yazgısını değiştirecek bir projenin güzergahında hangi siyasi isim arazi alırsa alsın haber pahası olduğunu belirtti. Ocak özetle “Basın, çeşitli haber, fikir ve kanıları açıklama özgürlüğüne sahiptir. Bu özgürlüğünü haber verme, kontrol ve tenkitte bulunma ve yayma vazifesini kullanarak gerçekleştirir. Bu haberdeki bütün ögeler da kontrol ve tenkit hudutları içindedir. Başlıklarda da, haberimde de bir cürüm ögesi ya da hakaret görmüyorum. Bu haberin basın ve tabir özgürlüğü kapsamında kıymetlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu davanın gerçeklerin gizlenmesi hedefiyle açıldığını, ben ve öteki meslektaşlarıma yönelik bir gözdağı teşebbüsü olduğunu düşünüyorum. Son olarak tekrar söylemek gerekirse ben yalnızca toplum ismine gazetecilik yaptım” diye konuştu.
‘KAMU FAYDASI VAR’
“Çoğulcu demokrasinin bir gereği olarak bireylerin bilgiye ulaşabilmesi, kanılarını, olumlu ve olumsuz tenkitlerini baskıya maruz kalmadan paylaşabilmesi, basın özgürlüğünün teminat altına alınması ile yakından ilgilidir” diyen savcı mütalaasında özetle “yazıdaki tenkit ve bedel yargılarının bir kısmı sert ve çarpıcı bir üslupla lisana getirilse de basın özgürlüğünün muhakkak ölçülerde abartmayı hatta kışkırtmaya başvurmayı da içerdiği, gazetecilerin zyazılarında kullandıkları tabirlerin polemik niteliğinde olsa da objektif bir açıklamayla desteklendiğinde bu sözlerin temelsiz şahsî atak olarak görülemeyeceğinin belirtildiği, tekrar bu mevzudaki içhatlarda siyasetçi, sanatçı üzere kamuyounda bilinen ünlü şahıslar için olağan bireylere nazaran tenkit sonunun daha geniş kalabildiği açıklanan bu konular çerçevesinde kelam konusu yazının başlık ve içeriğinin ifade/basın özgürlüğü kapsamında kıymetlendirilmesi gerektiğini” belirterek Ocak’ın beraatini istedi. Ocak’ın avukatı Buket Yazıcı da savcının mütalaasına katıldığını tabir ederek yapılan haberde rastgele bir kabahat ögesi olmadığını ve haberde kamu faydası olduğunu vurguladı. Mahkeme de Ocak’ın beraatine karar verdi.
Ayrıyeten duruşmayı Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) yetkilileri, gazetemiz çalışanları, Hudut Tanımayan Gazeteciler Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, CHP İstanbul Vilayet Lider Yardımcısı Saniye Yurdakul ve İsveç Konsolos Yardımcısı Björn Jonsson da izledi.
Cumhuriyet
