Getty Images
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Ulusal Savunma Bakanı Hulusi Akar, 13 Türk vatandaşının ömrünü yitirdiği Gara operasyonu konusunda, evvel CHP ve YETERLİ Parti önderlerine, akabinde da TBMM’ye bilgi verdi.
Muhalefetin, “başarısız operasyon karşısında meşruiyet ve takviye arayışı” olarak yorumladığı ziyaretlerde bakanlar, 13 Türk yurttaşının PKK tarafından öldürüldüğünü belirterek, bunun ispatı olarak da otopsi raporlarını ve fotoğraflarını, muhalefet önderlerine de gösterdiler.
İçişleri Bakanı Soylu ve Akar, TBMM Genel Heyeti’ndeki bilgilendirme öncesinde, CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve YETERLİ Parti Genel Lideri Meral Akşener’i ziyaret ederek, operasyonla ilgili bilgi verdi.
Akşener’le görüşme ba şbaşa gerçekleşirken, Kılıçdaroğlu’na, Küme Başkanvekili Özgür Özel ve Genel Lider Yardımcısı Faik Öztrak eşlik etti.
HDP’den randevu talep edilmezken, AKP ile “ittifak ortağı” olan MHP’nin başkanı Devlet Bahçeli ise Genel Kurul’da iki bakanı dinlemeyi tercih etti.
FOTOĞRAF VE OTOPSİ RAPORLARINI GÖSTERDİLER
Akar ve Soylu’nun birinci adresi Kılıçdaroğlu oldu. Görüşmede, “Biz bu terörle çabayı bütün ülkemiz ve sizlerin desteğinizle yapıyoruz” iletisi veren bakanlar, 13 Türk yurttaşının Gara’ya yapılan operasyon sırasında hayatlarını yitirdiği argümanlarının gerçeği yansıtmadığını söz ettiler.
Bakanların, birtakım otopsi raporlarını ve “vücut bütünlüğünün korunduğu” fotoğrafları göstererek, “bombalama sonucunda beden bütünlüğünün bozulacağına” işaret ettikleri öğrenildi.
Bakanların görüşmede, büyük ölçüde Genel Kurul’daki konuşmalarında verdikleri bilgileri, CHP heyeti ile de paylaştığı kaydedildi.
Kılıçdaroğlu’nun ise 5-6 yıldır PKK tarafından alıkonulan 13 bireyle ilgili tekraren davet yapmalarına rağmen adım atılmamasını eleştirdiği belirtildi.
MUHALEFET: SİYASET VE MİLLETLERARASI ÖRGÜTLER DEVREYE SOKULMALIYDI
CHP ve ÂLÂ Parti’de, bakanların yaptığı bilgilendirme, “başarısız olan operasyonu örtme uğraşı, dışarıdan gelebilecek tenkitlere karşı birlikte imaj verme çabası” olarak nitelendirildi.
CHP’li üs seviye bir yönetici, PKK’nın alıkoyduğu yurttaşların kurtarılması için kâfi donanım ve ihtimamın gösterilmediğini belirterek şu görüşü lisana getirdi:
“Elbette devlet öldürdü üzere bir şey söylemiyoruz. Rehinelerin olduğu bir yere bu türlü tankla tüfekle girilmez. Orada bir psikoloğun olması gerekir, müzakere yapacak bireylerin olması gerekir. Lakin gördüğümüz, özensiz, kâfi donanım olmadan yapılmış bir operasyon. Bu ziyaretler, bir yandan ‘Bunu biz yapmadık, PKK yaptı’yı anlatma, bir yandan da başarısızlığa muhalefeti ortak etmeye uğraşı. Bir yandan da memleketler arası alanda gelebilecek tenkitlere karşı meşruiyet ve dayanak arayışı olarak görüyoruz. Şayet operasyon başarılı olsaydı, bu ziyaretler de olmazdı.”
Muhalefet tarafından yöneltilen bir diğer tenkit ise bu cins kurtarma operasyonları konusunda siyasetin ve milletlerarası insan hakkı örgütlerinin devreye sokulmaması.
UYGUN Partili bir milletvekili, geçmiş yıllarda PKK’nın alıkoyduğu 300’ün üzerinde yurttaşın kurtarıldığına işaret işaret ederek, “Siyaset devre dışı bırakıldı. Meclis’te bir komite kurulabilirdi yahut milletlerarası insan hakları örgütleri devreye girebilirdi, müzakere edilerek bu beşerler kurtarılabilirdi” görüşünü lisana getirdi.
İKİ BAKAN ORTASINDA SORUN MU VAR?
Muhalefet kulislerinde lisana getirilen bir öbür argüman ise operasyon nedeniyle İçişleri Bakanı ile Ulusal Savunma Bakanı ortasında “gerginlik yaşandığı” istikametinde.
Bunun nedeni olarak da Soylu’nun, kurtarma operasyonundaki başarısızlıktan Ulusal Savunma Bakanlığı’nı sorumlu tutması gösteriliyor.
Bu savları lisana getiren bir siyasetçi, iki bakanın birlikte bilgilendirme yapmasını da bu “gerginliğe” bağladı:
“Akar, bakanlığının alanıyla ilgili olağan bir bilgilendirme yaptı. Ancak Soylu’nunki siyasi bir konuşmaydı, bir genel lider adayı konuşması üzere. Meclis’e bilgilendirme için birlikte görevlendirilmeleri dikkat alımlı. ‘Akar bu işin altından kalkamaz, siyaseten Soylu yapsın’ manası çıkıyor”
GERGİNLİK ÇIKMAMASI İÇİN KÜMELER UYARILDI
Soylu ve Akar, daha sonra Genel Kurul’a operasyonla ilgili bilgi verdi.
Siyasi parti küme yöneticileri, “yaşamını yitirenlerin anısına hürmet ve ailelerin incitilmemesi” için görüşmelerde kullanılan lisana itina gösterilmesi ve gerginlik çıkarılmaması” konusunda milletvekillerini uyardılar.
İçişleri Bakanı Soylu’nun konuşması sırasında vakit zaman AKP ile HDP ortasında laf atmalar yaşansa da Genel Kurul’da büyük bir gerginlik yaşanmadı.
AKAR: BOMBANIN ULAŞMASI MÜMKÜN DEĞİL
Genel Kurul’da birinci kelamı alan Ulusal Savunma Bakanı Akar, bölgeye yönelik
Pençe Kartal-2 harekatının, kara dayanağı olmadan 35 kilometre derinlikte yapıldığını ve bölgeye birinci inildiğinde 2 askerin hayatını yitirdiğini, birinin ise yaralandığını anlattı.
Operasyon için ağır saklılık tedbirleri altında kapsamlı bir hazırlık süreci yaşandığını belirten Akar, bölgeye ait fotoğraf ve krokiler eşliğinde 13 yurttaşın tutulduğu mağaraya yönelik operasyonla ilgili ise şu bilgileri verdi:
“Operasyon için ağır zımnilik önlemleri altında geniş hazırlık süreci yaşandı. Bölgeye 5 aydır yoğunlaşmıştık, harekât uçaklarla başladı. Ateş gelen mağaraya yoğunlaşılmıştır. Buraya rastgele bir formda hava kuvvetlerimizin bombasının ulaşması pek mümkün değil. Mağaraya hava ögeleriyle tesir etmek mümkün değildi. Mağaranın iki kapısı daha bulundu. İçeriden ateş ediliyor el bombası atılıyordu ve askerlerimiz de gerekli karşılığı veriliyordu. Yalnızca göz yaşartıcı gaz kullanılmıştır. Bunun dışında rastgele bir silah mühimmat kullanılması kelam konusu değil.
“Bu sırada teröristlere teslim olmaları gerektiği hususu tekrar tekrar hatırlatıldı. Mağara girişinde yalnızca göz yaşartıcı bomba kullanıldı. Bir terörist teslim oldu. Başka teröristlerden teslim olan olmadı. İkinci terörist yakalandı. YPG’nin PKK’dan farkı yok. Vatandaşlarımızın naaşları mağarada görüldü. Önlemler alındıktan sonra naaşlar mağaradan dışarıya tahliye edildi.”
SOYLU: BİR MİLLETVEKİLİ ORALARA GİTTİ
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise ömrünü yitiren 13 yurttaşın otopsi raporu ve fotoğraflarının bulunduğu bir evrak ile Genel Şura salonuna geldi.
Operasyonlar sırasında cenazelerine ulaşılan 13 kişinin aileleriyle yaptığı konuşmaları anlatan Soylu, “Bu çocuklarımızın hiçbiri pikniğe giderken kaçırılmadı, operasyondayken de kaçırılmadı. Yaklaşık 4,5-5 yıldır hükümetimizin tüm üniteleriyle çalışıyoruz, bu ailelere biz evlat olduk, her üç ayda bir görüştük” dedi.
Operasyon sırasında hayatlarını yitirdikleri savlarına sert reaksiyon gösteren Soylu, “Hem acımız var hem bıçağı sokup biraz daha kanırtmak için söyleniyor” dedi.
Konuşmasında HDP ve İnsan Hakları Derneği’ne de sert tenkitler yönelten Soylu, Gara’nın coğrafik şartlarının güç olduğunu belirtirken, “Bir milletvekili gitti, oralarda uzunluk gösterdi, onu da biliyoruz. Kim olduğunu sorarsanız onu da söyleriz” dedi.
PKK’nın elinden bu şahısları kurtarmak için gereğince efor harcanmadığı tenkitlerine de reaksiyon gösteren Soylu, bakan yardımcısının ailelerle son 1 yılda 5 sefer görüştüğünü tabir etti.
PKK’nin 1984’ten bu yana “6 bin 21 sivili katlettiğini, bunu birinci defa açıkladığını” belirten Soylu, “O İnsan Hakları Derneği denen canı çıkasıca dernek bir tanesi için bir laf söyledi mi? Hayır” tabirlerini kullandı.
Ailelerin, AKP yöneticilerine de geldiğini ve görüştüklerini belirten Soylu, şu görüşleri lisana getirdi:
“Naci Bostancı’ya, Mehmet Uçum’a gelmediler mi tekraren? Bunun için her türlü imkan ortaya konmuştur. Dediler ki MLKP’li gözaltına alınmış, onu bırakın şu askerleri, polisi getirin dediler. Bu çocuklar kaçırıldığında Pervin Buldan’ı aramadınız mı? Buldan dedi ki, ‘biraz konuk edecekler, sonra bırakacaklar’.
“10 tane çocuğa acımayan, askerime, polisime ve oradaki kahraman jandarmama acımayan sivil vatandaşıma acır mı? Beden bütünlüklerinin fotoğrafların hepsi burada. İçimiz kan ağlıyor; lakin bu fotoğraflara baktığınız vakit Allah şahittir o Murat Karayılan’ı bin modüle bölmezsek rahat etmeyiz.”
Otopsi raporları ve fotoğrafların olduğu evrakları kürsüden gösteren Soylu, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti hukukun, terörle gayretin ve namusun dışında hiçbir şey yapmamıştır” görüşünü lisana getirdi.
“KARA KARA DÜŞÜNDÜK”
“Bu evlatlar ülkesine, ailelerine canlı kavuşulsun diye büyük bir merak ve beklenti içindeydik. Dün aileleri ile nasıl konuşacağımızı kara kara düşündük” diyen Soylu, terörle çabanın bugün başladığını belirtti.
PKK’nın kökünü kazıyacaklarını ve operasyonların devam edeceğini belirten Soylu, “Türkiye’de 300’ün altına düştü hakikat… Orada çocukların eline zorla silah tutuşturdukları için 15 bin kişi var” dedi.
“HDP’Lİ BAYAN MİLLETVEKİLİ” ARGÜMANI
Soylu, Meclis’ten çıkarken gazetecilerin, “Gara’ya giden bayan milletvekilinin kim olduğu” sorusu üzerine, isim vermedi lakin HDP’li bir bayan milletvekili olduğunu söyledi.
Soylu, “Şu anda parlamentoda mı?” sorusuna ise “Evet” karşılığını vermekle yetindi.
HDP yöneticileri ise bölgeye giden bir milletvekillerinin olmadığını tabir etti.
BULDAN YALANLADI: KARA PROPAGANDA
HDP Eşbaşakanı Pervin Buldan ise Soylu’nun kendisine yönelik argümanlarını, Genel Kurul’da olmadığı için yazılı açıklama yaparak yalanladı. AKP’li Öznur Çalık’a, “Biraz konuk edecekler, bırakacaklar” dediği argümanının “gerçek dışı, saptırma ve kara propaganda” olduğunu belirten Buldan, şu görüşlere yer verdi:
“AKP Milletvekili Öznur Çalık, Küme Başkanvekili olduğum periyotta beni aradı ve alıkonulan bir askerin annesinin kanser hastası olduğunu ve oğlundan haber almak istediğini aktardı. Müzakere ve tahlil sürecinin devam ettiği bir periyottu. Bahisle ilgili olarak şayet bir bilgiye ulaşılabilirse kesinlikle paylaşacağımı kendisine tabir ettim.Alıkonulan askerin yalnızca sıhhatinin iyi olduğu tarafında bir bilgiye ulaşıldı ve Çalık’a, “Sağlığı iyiymiş. Umarım en kısa vakitte bırakılır. Biz elimizden geleni yapıyoruz” biçiminde bir paylaşımda bulundum. Ortamızda geçen diyalog bundan ibarettir. Bunun dışındaki argümanlar asla gerçek değildir.”
Cumhuriyet
