– 4 yıllık geçmişe sahip bir küme grup olarak bu süreçte gördüğünüz ilgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu kadarını bekliyor muydunuz?
Açıkçası bu yola çıktığımızda rastgele bir beklenti içinde değildik. Bizim için hâlâ birebir formda diyebiliriz. Biz sevdiğimiz müziği yapmaya ve sayılara çok fazla takılmamaya çaba ediyoruz. Fakat dinleyicilerimizin gösterdiği ilgi bizi inanılmaz memnun ediyor ve bu durum bizi daha fazlası için motive ediyor. Yeterli ki varlar. Müziklere gerçek kıymeti dinleyicilerimiz kazandırıyor.
‘AMACIMIZ MELANKOLİ DEĞİL’
– Spotify’da aylık bir buçuk milyon dinlenme az buz bir muvaffakiyet değil… Bir kemik dinleyici kitleniz oluştuğunu ne vakit fark ettiniz?
Şimdi daha 200-300 bin aylık dinleyicimizin olduğu periyotta birinci konserlerimizi vermeye başlamıştık. Umduğumuzdan çok daha fazla iştirak olduğunu gördüğümüzde dinleyicilerimizin bizi nitekim benimsediğini fark ettik.
– Melankolik müzikler yazmayı tercih ediyorsunuz genel olarak. Böylelikle kendinizi biraz daha iyi mi hissediyorsunuz? Bir sağaltma formülü mi?
Bunun bizim nezdimizde tam bir karşılığı yok aslında. Melankolik bir müzik yapma üzere emelimiz yok fakat yaptığımız işler bir biçimde hüzünlü oluyor. Geceleri günlüğümüze bir şeyler yazmak, kendimizle yüzleşmek üzere tahminen de… Bilmiyoruz.
– Albümün geneline baktığımızda müziğiniz müziklerinizin kelamlarını tamamlar nitelikte. Kelamlar kesildiğinde müzikleriniz adeta konuşmaya başlıyor. Bu ilişkiyi nasıl yorumlarsınız?
Bu, aslında en başından beri bir biçimde yapmaya uğraş ettiğimiz bir şey. Hisleri ve anlatıyı bir bütün olarak tabir etmeye çalışıyoruz.
YENİ SESLER VE USUL…
– Müziğinizin altyapılarında daha farklı şeyler denemiş üzeresiniz. Bu fikirler nasıl oluştu?
Direnç: Daha yeni sesler ve biçimler denemek istedik. Atmosferik sesler kullandım, bozdum, yeni sesler oluşturdum. Çeşitli şekillerde kullanılan elementleri Perdenin Arkasındakiler usulüne nazaran tekrar yorumladım.
– Albüm ismine nasıl karar verdiniz? “Sanrılar” sizin müziğinizde neleri tamamlıyor?
Doruk: “Sanrılar” albüm çalışmalarının sonlarına gerçek benim önerdiğim bir isimdi. Albüm sürecinde kendimle ilgili fark ettiğim birtakım durumlar beni kimi şeyleri düşünmeye zorladı. Kısaca anlatmak gerekirse, zihnin anıları unutmaya başladıkça açılan boşlukları hayal gücüyle doldurduğunu keşfettim. Bir vakit sonra o anının ne kadar gerçek ne kadar hayal olduğunu unutmaya başlıyoruz. Adeta sanrılaşıyor, bulanıklaşıyor. Bu sebeple albümün ismini “Sanrılar” koyduk.
Cumhuriyet
