Prof. Dr. Mustafa Gerek, virüsün hala güçlü olarak dolaştığını; lakin alınan son önlemlerle olay sayılarının 60 binlerden 10 binler düzeylerine gerilediğini belirtti. Bunun kıymetli evre olduğunu söyleyen Gerek, “Yaz devriyle de birlikte kimi önlemlerin gevşetileceğini biliyoruz. Yaz ayının sağladığı kimi avantajlar kelam konusu olacak. Kapalı yerlerden açık hava yerlerine yanlışsız geçişler olacak. Umarım yaz devrinde de bilhassa ferdî önlemlere riayet ederek, yaz ayı olmasına karşın maske, aralık, el paklığı, aşılama ki çok kıymetli olacak. Haziran ayında daha büyük aşılama faaliyetinin kelam konusu olacağını biliyoruz. Bunun da sağladığı avantajlarla yaz periyodunun sonuna hakikat daha iyi bir noktaya geleceğimizi varsayım ediyorum. Her şeyden evvel önlemli olmak, önlemli yaşamaya devam etmek en önemlisi” dedi.
‘BU YAZ BİREBİR DURUMUN OLMAMASI GEREK’
Prof. Dr. Gerek, geçen yaz periyodu bitiminde olay artışlarının acı deneyim olduğunu söyleyerek, “Geçen yaz devrinden elde ettiğimiz deneyimlerle bu yazı daha denetimli bir biçimde geçirmekte yarar var. Bilhassa toplu taşıma, kentler ortası seyahat, turizm bölgelerindeki üzere toplu bir ortada olan faaliyetler noktasında dikkatli olmak lazım. Biz bu önlemleri alırsak geçen yaz devrinden farklı olarak bu yaz sonunda daha iyi duruma gelebiliriz. Sonbaharda yeni önlemler almak, kapanmalarla karşı karşıya kalmak durumunda kalmayız. ‘Yaz periyodu ile birlikte bu virüs ortamızdan ayrılacak, uzaklıklar artınca yahut sıcak tesiriyle bu virüs gücünü kaybedecek’ diye düşünürken, yaz sonuna gerçek önemli olay artışıyla karşı karşıya kaldık. Bu sene birebir durumun olmaması gerekir. Yaz ayının avantajı tahminen fiziki ara ve açık alanları kullanma noktasındaki avantaj kelam konusu. Lakin virüsün hastalık yapma gücüyle sıcaklığın yahut yaz ayının hiçbir ilgisi yok. ‘Yaz ayı geldi’ diye tatil yörelerinde tekrar arayı göz gerisi eden topluluklar halinde yaşamamak gerekir” diye konuştu.
‘TEDBİRLİ OLMAYA DEVAM ETMEK ZORUNDAYIZ’
Prof. Dr. Gerek, toplumsal bağışıklığı kazanmak için toplumun en az yüzde 70’inin aşikâr seviyede antikor düzeyine ulaşması gerektiğini belirtti. Bunun oluşabilmesinin iki yolu olduğunu kaydeden Gerek, “Ya aşı olacaksınız yahut hastalığı geçirmiş olacaksınız. Artık baktığımız vakit ülkemizde aşılama faaliyeti haziran ayı içerisinde tekrar ağırlaşmak suretiyle muhakkak bir noktaya taşıyacak. Tespit ettiğimiz ve tespit edemediğimiz hasta kümemiz da kelam konusu. Tabi bu bağışıklık ne kadar mühletle bizi koruyacak bu da başka bir tartışma konusu. Bulaş kaynağının daha çok toplu taşıma ve mesken içi ortamlarda olduğunu bilmeliyiz. Hangi alanlarda bulaşmanın daha fazla olduğunu belirleyerek, bu alanlara spesifik önlemleri bir müddet daha devam ettirmekte yarar var” diye konuştu.
Cumhuriyet
