İstanbul’daki mobilya atölyesini, iş yerini ve arabasını satarak gitmedikleri hekim kalmayan çift, havasının çocuklarına iyi geleceği tavsiyesi üzerine 3 sene evvel Antalya’nın Manavgat ilçesine yerleşti. Anne Selda Özdemir (44), “Doktorlar, sinemalara ve raporlara baktıklarında Aras’ın koşup oynayabileceğini söylüyor fakat oğlum yürümeyi bırakın ayakta bile duramıyor” dedi.
Antalya’nın Manavgat ilçesine 3 sene evvel yerleşen Özdemir ailesi çocukları Aras’ın ‘Epilepsi West sendromu’ hastalığıyla uğraş ediyor. Daha evvel İstanbul Ataşehir’de yaşayan ve birçok kişinin çalıştığı mobilya atölyesi sahibi olan Metin Özdemir, oğlunun tedavisi için elindeki bütün birikimini satmasına karşın tedavide muvaffakiyet sağlanamadı.
Hekimlerin daha iyi hava koşulları ve tedavi için Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’ni tavsiye etmesi üzerine Özdemir ailesi 3 sene evvel İstanbul’dan Antalya’nın Manavgat ilçesine taşındı. İstanbul’da mobilya atölyesi olan Metin Özdemir, 5 yıldızlı bir otelin teknik servisinde çalışmaya başladı. Daha evvelce eşiyle birlikte çalışan anne Selda Özdemir ise tüm vaktini oğlu Aras’la geçirmeye başladı.
‘YOĞUN BAKIMDAN ÇIKTIKTAN SONRA HER ŞEY ÇOK NORMALDİ’
Eşiyle 20 yıl evvel evlendiğini ve 3 çocukları olduğunu söyleyen Selda Özdemir, Aras’ın 2 ağabeyi olduğunu ve onlarda rastgele bir sorun olmadığını anlattı. Aras doğduktan yarım saat sonra teneffüste dengesizlik yaşandığını ve 12 saat ağır bakım ünitesinde kaldığını belirten anne Selda Özdemir, “Yoğun bakımdan çıktıktan sonra her şey pek olağandı.
Meskene götürdük, 1 hafta 10 gün sonra sıkıştırmaya başladı, biz daima gaz sancısı diye doktora götürdük, hekimler da ‘gaz’ deyip bizi konuta gönderdi” dedi.
‘GÜN İÇERİSİNDE 7-8 NÖBETE ÇIKMAYA BAŞLADI’
Yaklaşık 2 ay sonra Aras’ın ellerini üstten aşağı çekmeye başladığını ve kendini kilitlediğini anlatan Selda Aras, “Bunun üzerine çocuk hekimi, ‘bir nöroloji görsün, tahminen beyinde bir sorun olabilir’ dedi.
Birinci etaplarda 15 günde bir nöbetleri oluyordu, 1 dakika, 2 dakika bazen yarım saat filan sürdüğü oluyordu. Bir mühlet geçtikten sonra nöbetler sıklaşmaya başladı, birinci evvel 10 güne düştü, akabinde 1 haftaya, bir hafta derken her güne, daha sonra gün içerisinde 7-8 nöbete çıkmaya başladı” diye konuştu.
‘İĞNELERİN TESİRİ GEÇTİKTEN SONRA ARAS ‘PUF’ DİYE İNDİ’
Aras’ın nöbetleri artmaya başladığında tabip arayışına girdiklerini kaydeden Selda Aras, şunları söyledi:
“O analiz, bu analiz, Ankara Üniversitesi Hacettepe Tıp Fakültesi’ne götürdük, metobolik taramaları yapıldı, onlar pak çıktı. Genetik testleri yapıldı, her şey pak çıkıyor. Beyin MR’ları çekildi, hiçbir sorun çıkmadı. Beyin MR’ına nazaran tabiplerin dediği, Aras’ın yürüyüp, koşup oynaması lazım. Nöbetleri artık denetimsiz hale gelmeye başlayınca kortizon diye bir iğneye başladık. Bu iğneden 8 tane vurdurduk. Birinci etaplarda yararını gördük fakat sonra hiçbir yarar göstermedi.
O iğneleri aldıktan sonra Aras şişmeye başladı. Yani bacakları bile katlanmayacak biçime geldi. Şişti şişti, iğnelerin tesiri geçtikten sonra Aras ‘puf’ diye indi. Yani o iğnenin yararı olduğu kadar ziyanları da varmış, biz bunu bilmiyorduk, bizi kimse de uyarmadı bu hususta. Aras daima hareketli bir çocuktu.
Nöroloji tabibimizin söylemesine nazaran birinci etapta bu hareketler olabilir ancak nöbetler sıklaştıktan sonra çocuk kendini geriye atıyor. Yani Aras her gün nöbet geçirdiği için bir türlü ilerlemiyor.”
‘ENTÜBEYE VARANA KADAR GİRDİ’
Aras’ın geçirdiği nöbetlerin farklı farklı olduğunu belirten anne Selda Özdemir, “Aras, nöbetlerde kendini ikiye katlıyor, sıkıyor yahut da bir tarafa dönüyor dama formunda yapıyor. Çeşit çeşit nöbet geçiriyor, Aras’ın sabit bir nöbeti yok.
Geçen ağustos ayında çok ağır nöbetlerimiz oldu, hastanede yattık, hastanede nöbetleri denetim altına almak için ağır bakım ünitesine aldılar. 15- 20 gün ağır bakım ünitesinde yattı Aras, entübeye varana kadar girdi. Ondan sonra biraz rahatladı, ondan sonra ufak ufak yeniden nöbetlerimiz sıkıştırmaya başladı” diye konuştu.
‘BU ÇOCUĞUN BU MR’A NAZARAN YÜRÜYÜP KOŞUP OYNAMASI LAZIM’
Hekimlerin Aras’a ‘Epilepsi West sendromu’ tanısı koyduklarını anlatan Selda Özdemir, Aras’a en küçük ayrıntısına kadar genetik test yaptırdıklarını ve testlerin pak çıktığını söz etti. Daha evvel İstanbul’da yaşadıklarını anlatan Selda Özdemir, şöyle devam etti:
“İstanbul’da bizim kendi dükkanımız, mobilya atölyemiz vardı. Ben de çalışıyordum, işlerimiz çok iyiydi. Aras’tan sonra o hastane senin bu tedavi benim diye her şeyi onun için sattık. En son dükkan vardı elimizde.
Aras’ın tedavileri için onları da sattık. En az birkaç daire ve otomobil parası gitmiştir. Diyet dediler, diyeti uyguladım, Edirne’de hekim var dediler, Aras’ı aldım oraya götürdüm, oradaki hastanelerde de kaldım. Birçok doktora götürdüm. Kürşat Beyefendi var, Epilepsi Derneği Lideri ona götürdüm, hepsinden tedavi uyguladım. Kürşat Beyefendi, ‘Bu çocuğun bu MR’a nazaran yürüyüp koşup oynaması lazım’ diyor. Ancak bilmiyorum artık.”
Aras’ın tedavisi için çalmadık kapı, gitmedikleri tabibin kalmadığını söyleyen Selda Özdemir, hekimlerin Aras için denize yakın pak havası olan bir yerde yaşamasının daha iyi olacağını söylediklerini ve Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’ni tavsiye ettiklerini anlattı. Özdemir, bu nedenle 3 sene evvel ellerinde kalan son birikimlerini de satarak Antalya’nın Manavgat ilçesine yerleştiklerini, İstanbul’da iş yeri sahibi olan eşi Metin Özdemir’in de 5 yıldızlı bir otelde teknik servis olarak çalışmaya başladığını söyledi.
Cumhuriyet
