Türk turizminin değerli merkezlerinden Kuşadası’nda suların çekilmesiyle birlikte kumsalda kilise olduğu kestirim edilen tarihi yapılar belirmeye başladı. Başta Dilek Yarımadası Ulusal Parkı olmak üzere, biyolojik çeşitlilik açısından güçlü doğal varlıklara sahip olan Kuşadası, birebir vakitte geçmiş uygarlıklardan kalan tarihi yerlere da mesken sahipliği yapmaya devam ettiğini söz eden Kuşadası Ekosistemi Müdafaa ve Tabiat Sevenler Derneği (EKODOSD) Lideri Bahattin Şoför, “En enteresan tarihi yapılardan kimileri da, Kuşadası plajlarında sular çekildiğinde açığa çıkan tarihi yapılardır. Kuşadası’nın en değerli tarihi yapılarından biri olan, Birinci yerleşimi 8 bin yıl öncesine giden bir höyük ve onun üzerinde yer alan 13.yy. Bizans Kalesinin görüldüğü Anaia Kadı Kalesi’nin çabucak altındaki kıyı bölümünde, suların çekilmesiyle birlikte tarihi yapıların ortaya çıktığı görülmektedir” dedi.
Ortaya çıkan yapının kilise olduğunun iddia edildiğini kaydeden EKODOSD Lideri Bahattin Şoför, “Kilise olduğu kestirim edilen yapıların tarihlendirilmesi ve ne olduklarının açığa çıkması için bilimsel bir hafriyatın yapılması gerekmektedir. Atıl formda duran yapılarının her geçen yıl taşları tahrip olmakta, suyun çekilmesiyle birlikte ortaya çıkan kimi taşınabilir buluntular da kaybolmaktadır. Türkiye’nin en değerli turizm kentlerinden biri olan Kuşadası, her yıl yurt dışından ve içinden binlerce konuğu ağırlamaktadır. Her iki plajda bulunan yapıların hafriyat çalışmalarının yapılarak ortaya çıkarılması halinde, Aydın ve Kuşadası turizmine büyük paha katacaktır. Kuşadası’nın kültürel zenginliğine ve turizmine kıymetli katkısı olacak bu yapılar için kesinlikle kurtarma hafriyatları yapılmalıdır” diye konuştu.
Cumhuriyet
