TBMM İnsan Haklarını İnceleme Kurulu, İsrail’in Filistin’e yönelik hücumları üzerine bölgedeki insan hakları ihlallerini incelemek üzere bir alt kurul kurdu. Komite kurulmasına ait önerge partilerin uzlaşmasıyla kabul edildi.
Alt Komite’nin, çalışmaları sırasında ‘yerinde inceleme yapmak üzere bölgeye gitme teşebbüslerinde bulunup bulunmayacağına’ birinci toplantıda karar verilecek.
‘FİLİSTİN’E YÖNELİK HAK HASSASLIĞI KAYDA GEÇMELİ”
Kurul kurulmasına ait önergenin münasebetinde;
“Komisyon; İsrail’in işgal altında tuttuğu Doğu Kudüs, Batı Şeria ve abluka altındaki Gazze’de yaşayanlar ile bir bütün halinde Filistinlilere uyguladığı ayrımcılık siyasetlerini, insan hakları ihlalleri ile atak hatası, savaş hataları ve insanlığa karşı hataları içeren Milletlerarası İnsancıl Hukuk İhlallerini inceleyerek raporlaştırmalı, yaptığı ihlallerin karşılıksız kalmayacağı olgusuna dikkat çekmeli, Filistinlilere dönük hak hassaslığını kayda geçirmeli, Doğu Kudüs’ün çok dinli kimliğinin korunması konusundaki hassasiyetini bir sefer daha teyit etmelidir” denildi.
Alt kurul kurulmasına ait önergenin münasebetinde son vakitlerde yaşanan olaylara işaret edilirken şöyle denildi:
“İSRAİL GAZZE’DE SİVİL YERLEŞİM YERLERİNİ ASKERİ MAKSAT OLARAK GÖRDÜ”
“Bu yıl Ramazan ayı boyunca İsrail polisinin takviyesindeki fanatik Yahudi kümeleri daima olarak Müslümanların üçüncü harem olarak kabul ettiği Mescid-i Aksa’ya saldırdı. Teravih namazı kılan cemaate karşı polis, göz yaşartıcı bomba, kauçuk kaplı çelik mermiler ve körlüğe yol açabilen saçmalı silahlar kullandı. Bu tahrikler arttırılarak sürdürülürken, Doğu Kudüs’ün Filistinlilerin yaşadığı üç mahallesinden biri olan Pir Cerrah mahallesindeki 13 mesken, mahkeme kararıyla boşaltılarak Yahudi yerleşimcilere teslim edilmek istendi.
Aileler konutlarını boşaltmamak için direndi. Filistinliler Mescid-i Aksa’yı boşaltmayarak daima muhafaza nöbeti tutmaya başladı. Filistinlilerin sivil direnişi daima artan polis şiddeti ve fanatik Musevilerin ataklarıyla karşılaştı. Bu akınlarda şimdiye kadar içinde çok sayıda çocuğun da bulunduğu 200 dolayında Filistinli şehit oldu, binlercesi yaralandı.
İsrail Gazze’de sivil yerleşim yerlerini askeri maksat olarak gördü. İki memleketler arası basın kuruluşunun bulunduğu çok katlı bir binayı yok ederek, basın hürriyetini ve haber verme özgürlüğünü de yok saydığını gösterdi.”
Bu hücumlar devam ederken Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin toplantılarının sonuçsuz kaldığına işaret edilen önergede, “ABD ve Avrupa Birliği Ülkeleri İsrail saldırganlığına dayanak verdi” denildi. dünyanın her tarafında sivil kümelerin protesto şovları düzenlendiği anımsatılan önergede şöyle denildi:
“ZULÜM DEVLETİ HALİNE GELDİĞİ RAPORDA ORTAYA KONDU”
“İsrail’in Filistinlilere dönük olarak ayrımcılığı kurumsallaştırdığı, işgal altında tuttuğu yerlerin demografik yapısını değiştirmek için Yahudi yerleşimcilerin iskanına dayalı bir koloniyal siyaset uyguladığı, 2000’li yıllardan itibaren benimsediği yasal çerçeve ve siyasetler ile Yahudi üstünlükçülüğüne dayalı bir aparteid ve zulüm devleti haline geldiği, Ocak ayında işgal altındaki topraklarda insan hakları için İsrail Enformasyon Merkezi tarafından hazırlanan bir raporda ortaya kondu.
“SAVAŞ CÜRÜMLERİ İNCELENEREK RAPORLAŞTIRILMALI”
İnsan Hakları İnceleme Kurulu da bu çerçevede, İsrail’in işgal altında tuttuğu Doğu Kudüs, Batı Şeria ve abluka altındaki Gazze’de yaşayanlar ile bir bütün halinde Filistinlilere uyguladığı ayrımcılık siyasetlerini, insan hakları ihlalleri ile akın cürmü, savaş hataları ve insanlığa karşı hataları içeren Milletlerarası İnsancıl Hukuk İhlallerini inceleyerek raporlaştırmalı, yaptığı ihlallerin karşılıksız kalmayacağı olgusuna dikkat çekmeli, Filistinlilere dönük hak hassaslığını kayda geçirilmeli, Doğu Kudüs’ün çok dinli kimliğinin korunması konusundaki hassasiyetini bir sefer daha teyit etmelidir.
Cumhuriyet
