Deri ve sonları tutan bir enfeksiyon hastalığı olan cüzam (lepra), Prof. Dr. Türkân Saylan’ın çabası ile günümüzde yok denecek kadar azaldı. Türkiye’de kayıtlı hasta sayısı 544. Uzmanlar, hastalıkta erken teşhis, hakikat tedavi ve rehabilitasyonun değerli olduğunu vurguladı.
“Hansen basili” ismi verilen bir mikroorganizmanın yol açtığı, deri, çevresel sonlar, göz ve testisler başta olmak üzere çok sayıda sistemi ve organı etkileyebilen bulaşıcı bir hastalık olan cüzam, hastanın sakat kalmasına yol açabiliyor. Cüzamın erken bebeklikten çok yaşlılığa kadar her yaşta ortaya çıktığı biliniyor. Dünyada her gün yaklaşık 600 kişinin yakalandığı cüzam hastalığı, tedavi edilebildiği üzere erken evrelerde tedavi sakatlığı önleyebiliyor. Hastalığın, tedavi edilmeyen olaylarla yakın ve sık temas sırasında burundan ve ağızdan damlacıklar yoluyla bulaştığı, belirtilerinin ortaya çıkmasının uzun yıllar alabileceği iddia ediliyor.
HER YIL 3-4 HADİSE
31 Ocak Dünya Cüzam Günü nedeniyle açıklama yapan Cüzamla Savaş Derneği Lideri Prof. Dr. Ayşe Yüksel, “Cüzam hastalığı deyince birinci aklımıza gelen Prof. Dr. Türkân Saylan, uzun yıllar, ülkemizde, hastalıkla uğraş etti, çok istikametli çalışmaları ile hastalığı yok denecek düzeye getirdi” dedi.
İstanbul Lepra Hastanesi’nin pandemi periyodunda uzun müddet Covid-19 hastalarına yönelik hizmet verdiğini, bugünlerde 2020 yılında yeni teşhis konan üç kişi, hastalığı tekrarlayan başka üç kişi ve rehabilitasyon ihtiyacı olanlara sıhhat hizmeti sunduğunu kaydeden Yüksel, şöyle devam etti: “Prof. Dr. Türkân Saylan, geçmişte, hastaları yalnızca ilaçla tedavi etmemiş, tıpkı anda düzeltici cerrahi, ortopedik ayakkabı, toplumsal rehabilitasyon programları ile de desteklemiştir. Son yıllarda ortopedik ayakkabı atölyesi kapanmış, hastalar çok güç duruma düşmüştür. Ayak sakatlıkları fazla olan LEK’lerin kendi ayaklarına uygun yapılan ortopedik ayakkabılar ile sokağa çıkma talihi olan hastalar, bu mevzuda yeni devalar aramaktadırlar. Prof. Dr. Türkân Saylan’ın 1976 yılında kurduğu Cüzamla Savaş Derneği çalışmalarını hala sürdürmektedir. Başta Prof. Dr. Türkân Saylan olmak üzere, bu bahiste emek veren, kaybettiğimiz sağlıkçıları hürmet ve minnetle anarken, yaşayanlara teşekkürü borç biliriz.”
Cumhuriyet
