B.Ü., 14 Ekim 2019’da V.Y. tarafından cinsel istismara uğradığını argüman etti. B.Ü’nün., V.Y.’den şikâyetçi olması üzerine Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame hazırlandı. İddianamede, şüphelinin, vücut ve ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan B.Ü’ye yönelik “nitelikli cinsel saldırı” ve “nitelikli kişiyi hürriyetinden mahrum kılma” hatalarını işlediği belirtildi. Ayrıyeten, V.Y. hakkında yakalama kararı çıkarıldığı lakin yakalanamaması nedeniyle sözünün alınamadığı da kaydedildi. Lakin iddianame tamamlandıktan sonra cezaevinde olduğu öğrenilen V.Y’nin, cezaevinden çıktıktan sonra sözü alınarak hür bırakıldı.
‘BANA KİMSE BİR ŞEY YAPAMAZ’
B.Ü., 13 Haziran 2020 tarihinde ise annesinin isteğiyle görüştüğü H.Ş. (59) tarafından cinsel istismara uğradığını belirterek şikâyetçi oldu. Lakin şikâyetin üzerinden 10 ay geçmesine rağmen şüphelinin HTS kayıtlarına başvurulmadığı ve evrakın hala soruşturma evresinde olduğu belirtildi. Mağdurun babası Ö.Ü., H.Ş’nin kendisini arayarak “Bana kimse bir şey yapamaz” dediğini ve tehdit ettiğini belirtti.
İNTİHARA KALKIŞTI
Baba Ö.Ü., iki yıldır davaların açılmadığına dikkat çekerek kelamlarına şöyle devam etti: “Kızım 2015 yılında İngilizce Matematik kısmını kazandı ve okumaya gitti. Okuldan tanıştığı bir arkadaşının cinsel istismarına uğramasıyla depresyona girdi ve şizofreni hastası oldu. Annesi tedavi olmasına müsaade vermeyince hastalığı daha da ilerledi. Annesi ile ben başka yaşıyorum. Cinsel istismar olaylarından arkadaşları sayesinde haberim oldu. Hem şüpheliler hem de boşanma davası açtığım eşim hakkında şikâyetçi oldum. Kızımı da yanıma aldım lakin yaşadığı travmalar nedeniyle intihara kalkıştı. 4 aydır tedavi görüyor. Kızımın ya da benim başıma olumsuz bir olayın gelmesi geciken adalet sisteminden kaynaklı olacaktır.”
Cumhuriyet
