MİT şehidinin cenaze merasimine ait imajlı haberi yayınladıkları için yargılanan Oda TV Genel Yayın Direktörü Barış Pehlivan, sitenin Sorumlu Haber Müdürü Barış Terkoğlu ile gazeteciler Hülya Kılınç ve Murat Ağırel’in de bulunduğu sekiz kişi hakkında süren davanın ikinci duruşması dün görüldü. Duruşma öncesinde meslek örgütleri ve siyasi partiler adliye önünde basın açıklaması yaptı. Burada konuşan Barış Terkoğlu, “Yıllardır öbür diğer ellerin sergilediği bu sinemanın sonunu görebiliyoruz. Emin olun, gazetecileri kurdukları kumpaslarla, tezgahlarla susturmaya çalışan bu zihniyetin sonu kendilerinden evvelkiler üzere olacak. Lakin ismimiz ne olursa olsun, biz onların ortaya çıkmasını istemediklerini yazmaya devam edeceğiz” dedi.
Libya’da şehit olan MİT mensubunun cenaze merasimine ait manzaraları ve haberi yayımladıkları teziyle tutuklu yargılanan Oda TV Yayın direktörü Barış Pehlivan, Oda TV muhabiri Hülya Kılınç ve Yeniçağ Gazetesi müellifi Murat Ağırel dün Çağlayan Adliyesi’nde ikinci defa hakim karşısına çıktı. Duruşma öncesi Pehlivan, Kılınç ve Ağırel’in hür bırakılması için gazeteciler, meslek odaları ve politikler Adliye önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya CHP Muharrem Erkek, CHP Milletvekilleri Mahmut Tanal, Ali Yetenekli Başarır, Ali Şeker, Sezgin Tanrıkulu, Orhan Sarıbal, GÜZEL Parti Milletvekili Ahmet Çelik, HDP Milletvekili Hüda Kaya, Bağımsız Milletvekili Ahmet Şık, TİP Milletvekili Erkan Baş, CHP İstanbul Vilayet Lideri Canan Kaftancıoğlu, GÜZEL Parti İstanbul Vilayet Lideri Buğra Kavuncu, Sol Parti Üyesi Alper Taş ,Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Genel Sekreteri, Sibel Güneş, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Lideri Gökhan Durmuş, Hudut Tanımayan Gazeteciler (RSF) Temsilcisi Erol Önderoğlu, DİSK Basın İş Genel Lideri Faruk Eren, Üniversal Gazetesi Genel Yayın Direktörü Fatih Polat, gazetecilerin avukatları, çok sayıda gazeteci ve yurttaş katıldı.
‘BAHANE EDİLMİŞ BİR HABER’
“Basın öne eğilmesi” Özgün basın susturulamaz”, “Gazetecilik kabahat değildir” dövizlerinin taşındığı basın açıklamasını birinci olarak bir evvelki duruşmada tahliye olan gazetemiz müellifi ve Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu yaptı. “Biz bu Adliye’nin önünde kaçıncı kere toplandığımızı bilmiyoruz” diyen Terkoğlu, “Kaçıncı kere adalet çığlığı attığımızı hatırlamıyoruz. Kaçıncı defa yasalar aracı kılınarak rehin alınmış gazetecilerin fotoğrafını taşıdığımızı sayamıyoruz. Şikayet için söylemiyoruz. Gazetecileri sudan sebeplerle tutuklayan zihniyet ne kadar sıradan ise biz de o kadar kararlıyız. Bu sefer mahpustaki üç gazeteci arkadaşımızın dışarıdaki sesi olmak için buradayız” dedi. Barış Pehlivan, Murat Ağırel ve Hülya Kılınç’ın 6 aydır Silivri Cezaevi’nde tutuklu olduğunu anımsatan Terkoğlu, “Elbette sebebi onların ellerini kollarını bağlamak için mazeret edilmiş bir haber. Bu o denli bir haber ki Cumhurbaşkanı milyonlarca beşere açıkladığı halde ‘devlet sırrı’ oldu! Bu o denli bir haber ki bir köy muhtarından eski silah arkadaşlarına kadar binlerce kişi paylaştığı halde ‘ilk kere ifşa olmuş’ oldu! Bu o denli bir haber ki MİT Lideri ‘Teşkilat Başkanı’ diye çelenk gönderdiği halde ‘fark edilmez’ oldu! Bu o denli bir haber ki Millet Meclisi’nde bir milletvekili tarafından açıklandığı halde ‘görünmez’ oldu!” diye konuştu.
‘YAZMAYA DEVAM EDECEĞİZ’
“Biliyoruz, gazetecileri tutuklamak için senaryo yazanlar, herkesin gözü önünde verdikleri röportajlara bile manalar yükleyerek hata üretenler, kendi iddianamelerine bile inanmıyor” sözlerini kullanan Terkoğlu, şöyle konuştu: “Biliyoruz, cezaevine giren arkadaşımızı yumruklayanlar, salgın kurallarında onları mahpusta tutanlar, 6 aydır tecrit azabıyla teslim almaya çalışanlar ülkemizde yolsuzluklar, hukuksuzluklar, istismarlar bir daha yazılmasın istiyor. Birazdan duruşma salonuna gireceğiz. Bilekleri kelepçelenerek sanık sandalyesine oturtulan gazetecilerin yargılayanları yargılamalarını izleyeceğiz. Karar ne olursa olsun, yıllardır öbür diğer ellerin sergilediği bu sinemanın sonunu görebiliyoruz. Emin olun, gazetecileri kurdukları kumpaslarla, tezgahlarla susturmaya çalışan bu zihniyetin sonu kendilerinden evvelkiler üzere olacak. Fakat ismimiz ne olursa olsun, biz onların ortaya çıkmasını istemediklerini yazmaya devam edeceğiz. Dün, bugün, yarın…”
‘TAHLİYE İSTİYORUZ’
TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, “Bugüne kadar 750 gazeteci cezaevine girdi çıktı. Şu anda 65 meslektaşımız cezaevinde. Yargılanan 3 arkadaşımız da haksızca 6 aydır cezaevinde tutuluyor. Onların özgür bırakılmasını istiyoruz. İktidarın basın özgürlüğüne hürmet göstermesini istiyoruz” diye konuştu. Faruk Eren ise “Adli tatil bitti gazeteciler tekrar adliyelerde yargılanmaya devam etti 1 ayda 30 gazeteci hakim karşısına çakacak. Derhal tahliye edilmelerini istiyoruz” sözlerini kullandı.
‘SUSMUYORUZ, KORKMUYORUZ, ALIŞMAYACAĞIZ!’
DÜZGÜN Parti İstanbul Vilayet Lideri Buğra Kavuncu da “Basınımızın şimdi tutuklanmayan değerli mensupları” diyerek basın açıklaması gerçekleştirdi. “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olarak isimlendirilen ama bizim ‘ucube’ olarak nitelendirdiğimiz bu sistemde ne medya kuruluşlarına ne de özgür basına yer var” diyen Kavuncu, “Cesarete ve yenilikçiliğe karşı olan iktidar, Türkiye’de çağdaşlaşma sürecinin en değerli dinamiklerinden olan basını ve bir bütün olarak basın kültürünü, geçmişini gaye alıyor. Bu baskının tesirini, bugün tutuklu bulunan Murat Kardeşimizin ve öteki basın işçilerinin davasında görüyoruz. Her gün, kendisine ayrılan köşede; yetimin hakkını, devletin malını gasp edenleri çarşaf çarşaf ifşa eden Murat Ağırel, bir hukuk garabetiyle hapsedildi ve KOVID-19 kaideleri altında, cezaevinde çektiği külfetlerle, fiziki olarak bir başına kaldı. Ancak biz, her vakit Murat’ın yanındaydık ve yanında olmaya da devam edeceğiz. FETÖ kumpaslarında zindana atılan Murat, cezaevinden çıktığında daha haklı, daha güçlü bir ses olarak yine kalemini eline aldı. Artık, yine cezaevinden çıkacak ve kalemini daha gür bir formda kullanacak. Milletin malına, ekmeğine el uzatanları yine ifşa edecek.
Başta Murat Kardeşimiz olmak üzere, haksız yere hapsedilen bütün gazetecilerin her vakit yanındayız. Murat, bize bir davet yaptı: ‘Susmayın, korkmayın, alışmayın’ Biz de ona sesleniyoruz: Susmuyoruz, korkmuyoruz, alışmayacağız!” dedi. Öte yandan, basın açıklamalarının akabinde polis, Adliye önünde bekleyen kalabalığa toplumsal ara kurallarına uyulması tarafında ikazlarda bulundu. İSTANBUL
Cumhuriyet
