CHP’li Kılıç’ın PIKTES Muallimleriyle ilgili verdiği soru önergesini yanıtlayan Bakan Ziya Selçuk, Ulusal Eğitim Bakanlığı ile AB Türkiye Delegasyonu arasında “Türkiye’deki Suriyeli Mülteciler için Mali İmkan” itilafı (FRIT) çerçevesinde imzalanan mukavele ile Suriyeli çocukların Türk eğitim sistemine entegrasyonunda vazife alan hocaların takımlı olarak atanmasının mümkün olmadığını belirtti.
Selçuk, Kılıç’ın verdiği soru önergesinde bahsi geçen hocaların PIKTES kapsamında Suriyeli talebelere girişim bölgelerindeki mektep ve kurumlarda (geçici eğitim merkezleri, halk eğitim merkezleri vb.) Türkçe öğretmek ve rehberlik hizmetlerini yürütmek gayesiyle süreksiz periyodik eğitim çalışanı olarak istihdam edildiklerini söyledi.
Kılıç’ın verdiği soru önergesine Bakan Selçuk şu karşılığı verdi:
“2016 yılından itibaren Bakanlığımızın hoca gereksinimi 652 Sayılı Kanun Kararında Kararnamenin Ek 4 üncü hususuna nazaran sözleşmeli hoca istihdamı ile karşılanmaktadır. Bu nedenle (PICTES) kapsamında görevlendirilen muallimlerin takımlı muallim olarak atanması, bugün itibariyle mevcut mevzuat kararları doğrultusunda mümkün olamamaktadır.”
Bakan Selçuk’un verdiği soru önergesine yanıtını hayal kırıklığı olarak kıymetlendiren Kılıç, PIKTES muallimlerinin 4 yıldır Suriyeli çocuklara büyük bir özveri ve azimle eğitim hizmeti vermeye çalıştığını ve bunda da başarılı olduğunu vurguladı. PIKTES hocalarının 2016 yılından bu güne kadar hizmetlerini özveriyle devam ettirdiğini söyleyen Kılıç, Ziya Selçuk’a şu soruları sordu:
“PIKTES muallimleri 4 yıldır özveri ile bu vazifesi yaparken, ‘devletimiz bir gün kesinlikle bizi de görür, mağduriyetimizi giderir ve takım verir’ niyetindeydiler. Lakin Sayın Ulusal Eğitim Bakanının bu karşılığı, onların ‘hayal kırıklığı’ yaşamasına neden olmuştur. Onlara neden bu hayal kırıklığını yaşattınız, PIKTES hocalarına takım müjdesini neden vermediniz? Çok mu çetindi bunu yapmak?”
KILIÇ: “ÖĞRETMENİN ÇALIŞANI OLMAZ, MUALLIMIN TAKIMI OLUR”
Kılıç, PIKTES muallimlerinin 4 yıldır canla başla emek verdiğini, uğraş ettiğini ve bunun karşılığında gelecek korkusu duymadan ömürlerini sürdürmelerini hak ettiklerinin altını çizerek “Öğretmenin işçici olmaz, muallimin kadrolusu olur. Onlar (işçi öğretmen) olarak değil, (kadrolu öğretmen) olarak ders anlatmak istiyorlar. Sayın Bakan, onların bu sesine kulak vermeliydi, onları duymalıydı fakat maatteessüf seslerine kulak vermedi, onları duymazlıktan geldi. Hepsi de Eğitim Fakültesi mezunu olan bu muallimler; KPSS, mülakat, güvenlik soruşturması… Bütün bu kuralları tarafına getirdiler ve 4 yıldır çalışıyorlar, onlar gelecek garantisi istiyorlardı. Dört bin hocaya takım vermek mali açıdan devlete çok büyük bir yük getirmezdi ama onların omuzlarına daha motive bir formda çalışmanın azmini yüklerdi” dedi.
Cumhuriyet